Şahin ALPAY

Başbakan Erdoğan’a içten bir çağrı
22.06.2013
2579

 Geçen yazımda Gezi Parkı protestolarından çıkarılması gereken dersler üzerinde durdum.

 

Bu derslerin başta geleni, hiç şüphesiz, Türkiye’nin askeri ya da sivil nitelikte keyfi ve otoriter bir yönetimi asla kabul etmeyeceğidir. Eğer iktidar ve muhalefet bu dersi alarak yola devam edebilirse, Gezi Parkı protestoları demokrasimizin ilerlemesine büyük bir katkı olacak.

    Sayın Başbakan, keyfi ve otoriter yönetimi asla kabul etmeyecek olan “Yeni Türkiye”nin, önemli ölçüde kendisinin öncülük ettiği, Türkiye’yi daha zengin, daha demokratik ve daha açık bir toplum haline getiren reformların ürünü olduğunu görebilmeli. Brezilya’nın yöneticileri, ülkede taşıma ücretlerine yapılan zamlar üzerine patlak veren ve 100 kente yayılan kitle gösterilerinin Brezilya’nın ne kadar demokratik bir toplum olduğunu bütün dünyaya gösterdiğini, bu gösterilerden gurur duyduklarını söylüyorlar. Muhakkak ki, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere Türkiye’nin yöneticileri de, Gezi Parkı protestolarının “iç ve dış düşmanların komploları”nın değil, özgürlük ve demokrasi ideallerinin toplumda kök salmasının sonuçları olduğunu görebilir ve bundan gurur duyabilirler.

    Gezi Parkı protestolarının yol açtığı, demokrasimize, ekonomimize ve uluslararası itibarımıza zarar veren olumsuzlukları tersine çevirmek; Müslüman çoğunluklu bir ülkede birinci sınıf demokrasi kurulabileceğini tüm dünyaya göstermek için fırsat kaçmış değil. Bu fırsatı değerlendirmek için Sayın Başbakan’ın yeniden 2011 seçimlerine kadar yaklaşık on yıl boyunca izlediği, karşılaştığı büyük badireleri atlatıp Türkiye’yi yükseltmesini sağlayan, Türkiye halkının çeşitli kesimlerinin duyarlılıklarına saygılı, toplumu kutuplaştıran değil birleştiren tavrına dönmesi, ülkeyi hükümetine ve halkına danışarak yönetme siyasetine sarılması yeter.

    Sayın Başbakan geçmiş siyasi kariyerinin gösterdiği gibi ideolojik değil pragmatik; hatalarda ısrar eden değil, onlardan ders almayı bilen bir liderdir. Ona başarılarını getiren bu vasıflar oldu. Bu vasıflarda ısrar etmesi, Türkiye’yi giderek gerilmekten ve kutuplaşmaktan kurtarır, demokratikleşme ve barış yolunda ilerlemesine hizmet eder. Bu vasıflarda ısrar etmesi, Türkiye halkı olarak büyük ihtiyaç duyduğumuz, bizi Türkiye olarak esas güçlü kılacak olan, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Müslüman olan-olmayan, dindar olan-olmayanlar olarak bütün farklılıklarımızla bir bütün olduğumuzu vurgulamaya, birbirimizin fikrine, diline-kültürüne, hayat tarzına karşılıklı saygıyı yerleştirmeye hizmet eder.

    Önümüzde büyük fırsatlar var. Türkiye’yi bir yarı–demokrasi kılan askeri vesayet dönemini fiilen geride bıraktık. TBMM özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi hâkim kılacak anayasayı yapmak için gerekli çoğunluğu pekâlâ bulabilir. Ülkemizi 30 yıldır kanatan, güçten düşüren; demokrasiyi topal, insanlarımızı mutsuz kılan silahlı ayaklanmayı sonlandırma fırsatı elimizde. Sayın Başbakan, bu fırsatları önemli ölçüde siz yarattınız; ülkeyi gererek, kutuplaştırarak bu fırsatların heba olmasına izin vermeyin.

    Sizin de teşviklerinizle PKK, bütün Türkiye’ye ve bütün Kürtlere karşı sorumlu bir politika izleme yoluna girdi. Silahlı mücadelenin Kürtlerin eşit yurttaşlık davasına zarar vermekte olduğunu nihayet gördü. Bundan böyle silaha başvurmayacağının, siyasi mücadeleye odaklanacağının işaretlerini veriyor. Artık barış sürecinin ikinci aşamasına ilerleme zamanı geldi. Kürt yurttaşlarımızın ortak, meşru, demokratik taleplerini karşılamalıyız. Artık demokrasi yerleşmeli, şiddetin sonu gelmeli.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar