Alper GÖRMÜŞ
Diyorlar ki:
“Erdoğan kutuplaşma üzerinden alabileceği her şeyi aldı, ancak son seçimler o yolun artık tükendiğini gösterdi. O nedenle ilk kez göklerden yere inmeyi kabul edip muhalefetle konuşmaya razı oldu ve yine ilk kez ‘yumuşama’dan söz etti. Bu, kutuplaşmayı hiç olmazsa seyreltmek için önemlidir ve Özgür Özel’in bu eli itmemesi doğrudur.”
Yazıya böyle “diyorlar ki” diyerek girince, haklısınız, devamında bu görüşe itiraz edeceğim sonucu çıkar. Oysa hayır, ben de aynen böyle düşünüyorum. Girişte böyle bir duygu yaratıp ikinci paragrafta ‘yanıldınız’ demek özellikle kurguladığım bir ifade oyunu; bundan önceki yazımdan bazı okurların çıkarttığı, Erdoğan-Özel buluşmasına itiraz ettiğim algısının doğru olmadığını göstermenin çarpıcı bir yolu ne olabilir diye düşündüm; aklıma bu geldi. ‘Çarpıcı’ olsun dedim, çünkü şimdi yazacaklarımdan da benzer bir sonuç çıkartılabilir; bunu baştan engellemek istedim.
Bu kişisel rezervle ilgili birkaç cümlem daha var, sonra sadede geleceğim: Bu ülkede ‘eleştiri’ kelimesi genellikle olumsuz bir içerikle algılanıyor, biri bir şeyi eleştirmek istediğini söylediğinde o kişinin o şeye karşı olduğu düşünülüyor. Oysa eleştiri bir şeyi olumlu ve olumsuz yanlarıyla değerlendirmektir. Erdoğan-Özel görüşmesi örneğinde ben mesela: Tartışılan ‘şey’i özünde olumlu ve doğru buluyorum, fakat aynı zamanda olumsuz ve yanlış noktalara evrilebileceğine dair bir potansiyel taşıdığını da düşünüyorum ve eleştirme ihtiyacı duyuyorum. Bundan böyle de süreci, “Şeytan’ın gör dediği” bakış açısını önceleyerek izlemeye devam edeceğim.
Bu meselede “Şeytan’ın gör dediği” bahsi, görüşmeyi “doğru ve olumlu” bulan fakat hemen ardından da görüşme hakkında bundan başka bir şey söylemenin bu ‘şahane’ adıma halel getireceği duygusuna sahip olanlara aldırmadan, süreçte ortaya çıkabilecek muhtemel olumsuz sonuçları kapsıyor.
Nitekim bunlardan biri geçtiğimiz hafta sonu uç verdi. CHP’nin kurumsal temsilinin en önde gelen yüzlerinden Ali Mahir Başarır, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı tartışmasına girdi ve “ben teknik direktörüm, iki forvetimiz var, günü geldiğinde hangisi formdaysa penaltıyı o atar” diyerek kendisini -hadi ‘şimdilik’ diyelim- yarış dışında tutan Özgür Özel’in rağmına, onun ‘forvet’lerden daha uygun bir aday olacağını söyleyiverdi. Bu örnek, CHP’nin, “dört yıl sonraki seçimlerde partinin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı” saçma tartışmasını kaşıyan Erdoğan’ın ve iktidar çevrelerinin tuzağına düşmeye ve tabii başka tuzaklara düşmeye ne kadar teşne olduğunu gösterdi. Neyse ki Özgür Özel dünkü (7 Mayıs) CHP Meclis grubu konuşmasında yine olgun ve basiretli bir tutum sergiledi; kendi adaylığını dayatmayacağını söyledi ve bu tartışmayı şimdilik bitirdi.
Erdoğan’ı göklerden yere indiren esas gelişme, tabii ki seçimlerde aldığı şok edici gelişme; fakat kafasında sürekli olarak yerde kalma gibi bir düşüncenin olmadığını, bir yolunu bulup yeniden göklere çıkmak istediğini, bu amaçla türlü tuzaklar, oyunlar kurmaya gayret edeceğini unutmamak gerekir. Hafta sonundaki gelişmeler, bunlardan birinin CHP içinde güzelce çalıştığını göstermiyor mu?
“Hem müzakere hem mücadele”: Doğru, güzel ve zor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sarayla müzakere edilmez mücadele edilir” çıkışına CHP’den çok sakin, çok güzel cevaplar geldi (mesela: “CHP sıkılı yumruklarla değil akılla ve rahat bir yürekle önündeki döneme bakıyor” – Gökhan Günaydın) ve sonunda Erdoğan-Özel görüşmesi gerçekleşti.
Ne var ki bu ülke, rakibiyle konuşmayı ve bir sonraki aşamada uzlaşmayı haysiyetsiz bir teslim oluş, mücadeleyi de karşısındakine hayat hakkı tanımayan ölümüne bir kavga olarak algılayan bir siyasi kültüre sahip. Böyle bir zeminde “Hem müzakere hem mücadele” diyenler hem kendi taraftarları arasında, hem müzakere ve mücadelenin hedefi olan karşı tarafta, birbirine zıt beklentilerin muhatabı olacaktır. Kendi taraftarları “bizimkiler teslim bayrağı mı açıyor” kuşkusuna kapılırken, karşı taraf “madem müzakere ediyoruz, el sıkışıyoruz bize karşı yumruk sallamaktan vazgeçin artık” beklentisi içine girecektir; hele ki müzakere ve mücadele edilen taraf, kendisinden bir şey talep edilmesinden nefret ediyorsa, böyle bir zihniyete ve kültüre sahipse…
Şimdi bakalım CHP “hem müzakere hem mücadele”nin pratiğini ne surette sergileyecek?
Geçen yazımda bu çerçevedeki kaygımı izah ederken şöyle demiştim:
“Sızdırılan bilgilere inanırsak, bütün başlıklar iletilmiş, hepsine olumlu cevap alınmış, hepsi not edilmişti, ‘yürütme’ bunların üzerinde çalışacaktı. Tabii bu, hükümetin ‘çalışmaları’ için ona makul bir süre vermeyi gerektiren yeni bir vasat anlamına geliyor. Bu süre zarfında muhalefetin ‘yapıcı’ bir sakinlik içinde olması da beklenen bir davranış olur. Nitekim Özgür Özel 3 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Erdoğan’a ilettikleri taleplerin neticesi için ‘önümüzdeki ayları’ bekleyeceğini söyledi.”
CHP şayet “biz taleplerimizi ilettik, şimdi artık fazla gürültü patırtı çıkarmadan makul bir süre beklememiz gerekir, aksi nezaketsizlik olur” gibi bir düşünceye sahipse, bu iktidarı mutlu eder, fakat aynı zamanda “hem müzakere hem mücadele”nin inandırıcılığını zedeler.
CHP “hem müzakere hem mücadele” çizgisinin ilk sınavını “Büyük emekliler mitingi”nde ipe un sermeyerek verdi. Doğrusu bu konuda benim kuşkularım vardı ve Özgür Özel’in dünkü grup konuşmasına kadar da bu kuşkum sürdü.
Hatırlayalım: Özgür Özel 22 Nisan’da Now TV’de katıldığı programda “çok yakında” büyük bir emekli mitingi düzenleyeceklerini söyledi, 24 Nisan’da da partisinin Meclis’teki grup toplantısında bunu bir kez daha dile getirdi:
“(…) Çok yakında Türkiye’deki bütün emeklilerle birlikte emeklileri açlığa mahkûm eden 10 bin liraya isyan için mitingdeyiz, eylemdeyiz.”
İlk telaffuz edilişinin üzerinden iki hafta geçtiği halde bir daha mitingden söz edilmemesi, bende ‘müzakere’nin hatırına ‘mücadele’nin askıya alınmış olabileceği kuşkusu doğurmuştu. Fakat Özgür Özel dün mitingin yapılacağını söyledi, tarih de verdi: 24 Mayıs.
CHP böylece Erdoğan’a “biz hem müzakere hem mücadeleden işte bunu anlıyoruz” demiş oldu. Ki Erdoğan kendi dünyasında muhtemelen ‘büyük miting’ten bir süreliğine söz edilmemesini “yumuşama”nın doğal bir parçası olarak düşünmüştür ve “büyük emekliler mitingi”ni büyük olasılıkla “yumuşama’nın ruhuna aykırı bulacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025