Cihan AKTAŞ
İslamcılığın Türkiye toplumuna olumlu etkilerini yadsıyan yorumları okurken aklıma, “28 Şubat hiç gerçekleşmedi” dendiğinde olduğu gibi, Gerhard Köph’un Borges Yok kitabı geldi. “Borges Yok” sayılmalı, çünkü apaçık varlığı öykü alanında çığır açmayı zorlaştırırdı. “Borges Yok”, yine de biliyoruz ki onun adını anmadan öykü üzerine bir konuşmayı tamamlamış olmayacağız. Ve elbet biliyoruz ki “Borges’in Yok”luğuna ilişkin anlatılar, onun eğretilemelerinin başarısının da bir eseri.
Sözkonusu olan İslamcılık olunca taraftarlarının oluşturduğu sadece savunmaya dayalı söylem, olası anlaşılma yollarının önünü kapatıyor gerçi. Oysa İslamcılık muhalif yanıyla birlikte özeleştiriye açıklığı ölçüsünde hayatiyet kazanan bir akım, dalga.
Yasin Aktay’ın ifadesiyle,“İslamcılık” Kuranî açıklamalardan mülhem kullanışlı bir sıfat. İslamiyet dindir, İslamcılık ise dinî kaynaklardan hareketle bir taraftan dinsel anlayış ve yaşantıları, diğer taraftan da modern hayat tarzlarını sorgulayarak yol alan güçlü tarihsel bir dalga... Bütün cevaplar henüz verilmiş değil ve sen hâlâ susuyor ya da yıpranmış cümlelerle idare edeceğini sanıyorsun, oysa konuşulacak ne çok şey var daha. Eksik olan şimdi bambaşka bir şey, ama ne?
İslamcılık dönemsel bir refleks; bir gelir, bir gider ve muhafazakârlaşan, donuklaşan İslam algılarını hayattan gelen sesleri dikkate alarak Kur’an ahkâmıyla sorgulayıp tazelemeye çalışır. Çağının tanığı olmaya çalışan, İslami açıklamaları modern dünyaya bildirmeyi vazife edinen, ilkeleri hatırlamaya ve hayat tarzını bu ilkelere göre gözden geçirmeye çağıran bir açıklama yolu, İslamcılık. Türlü türlü İslamcılıklar var gerçi; demokrat, erkekegemen, otoriter, feminist, seçkinci, halkçı, yerel, evrensel, Doğucu, Batıcı İslamcılıklar.
Ana dalga İslamcılığın gündemindeki başlıklar, mizacı üzerine bir fikir verebilir: Devrim, evrensellik, kadınların ezilmişliği, modern edebiyat, maddi kalkınma sorgulaması, çevrecilik, sade hayat, kendini otoriteye saf itaatle tanımlamaktan uzak duran bir siyaset görüşü, tüketim ideolojisi, sivil itaatsizlik... İslamcılar bütün bu başlıklarla ilgilendiler, bu başlıkları tartıştılar, son otuz yıl içinde. Siyasetle ilgilenen dinin irtica olarak adlandırıldığı ülkede İslamcılar, peygamberimizin (sav) ibadetinin siyaset, siyasetinin de ibadet olduğunu hatırlattılar.
Ne tamamen temelci reddiyesi, ne de büsbütün radikalizm sekterliği... Eprimiş sol sloganlar bir Cahit Zarifoğlu mısraıyla toparlanmaya çalışırlardı. İslamcılar bir taraftan maddi kalkınma programlarına kuşkuyla bakan, gözlerini ötelere çevirmiş, varoluşsal sorularla haşır neşir romantiklerdi. “Gül” içinHafız ne yazmış, Yahya Kemal Hafız’ın kabrindeki gülü nasıl anlattı ve Aragon da Şiraz’da açan siyah gülü hangi açıdan gördü...
Farklı İslamcılık yorumlarından söz ettim. Ezilmeye müsait Müslüman kadın algısının gerek mütedeyyin çevrelerde, gerekse bütün toplumda değişmesinde İslamcıların çabalarının payı büyük. İslamcılığın ana dalgası, kadınların erkeklerle aynı insani değere sahip olduğu fikriyle fitne fesat kaynağı kadın telakkisini sorgularken, topluma dayatılan ulusal kadın modelini de eleştirmekten geri durmadı. Başörtüsü yasağının büyük ölçüde sürüyor olması, İslamcılığa göndermeleri olan parti siyasetine güven duymayı elbette zorlaştırıyor.
Zaferi daima yol hâlinde arama hissiyatını hatırlayan kimi İslamcılar, yeni bir paradigma arayışı içindeki siyasette bir onarım rolü üstlendikleri için de muhalif söylemlerin süreğinde iktidarı benimsemenin çelişkilerini yansıtıyorlar şimdilerde. İslamcı ifadeler mazlumiyet perspektifinin yoksunluğunda, bir yenilgi ve yanılsama söylemine yakıt oluyor.
Dün Afganistan için, Bosna adına çabalar ortaya koymuş, bugün Arakan ve Suriye kaygısıyla dolu İslamcı bir taraftan da NATO desteğinde komşularına çekidüzen vermeyi barış adına kaçınılmaz buluyor. Peki, “antiemperyalizm”e ne oldu? Uludere’nin ardından Sedat Selim Ay terfisine göz yumma örneğinde belirginleşen suskunluk ve teviller yüzünden de, iktidar sorgulamalarını mümkün kılan masumiyetine sahip çıkmak zorunda İslamcılık.
Solculuk gibi İslamcılık da bir dönemde yükseldi, toplumsal hareketlere katkıda bulundu, kitleleri karar mekanizmalarına katılım konusunda bilinçlendirdi, dahası temel kavramların yeniden anlaşılması ve kültürel üretim konusunda bir çabaya ivme kazandırdı. İslamcı dalgayla birlikte teknoloji, sanat ve edebiyat, tek biçimli eğitim, faiz, reklam, sinema, kadın meseleleri, fotoğraf, kamusal alan, mahremiyet, aşk, ulus-devlet, Ermeni tehciri gibi başlıklar alanında birçok hüküm ve yargı geniş kesimlere uzanacak şekilde konuşuldu Türkiye’de. Aşılmamış sorunlar var hâlâ ve özeleştiri eksikliği yüzünden yarım bırakılan cümleler... Masumiyet elbette ki inzivada aranmamalı. Fakat İslamcılar iktidar sınavından ders almakta ne kadar başarılılar acaba?
Siyasete tanınan rolün kültür ve sanat alanında zaaf hâlini olağanlaştıran baskın gücü, İslamcılığın dönemsel ömrünün daha bir kısalması anlamına da geldi. Bu nedenle de “Borges Yok” demek görünüşte her zamankine göre daha kolay. Fakat bu kolaylık da kimse için iyi metinler üretmenin garantisi anlamına gelmiyor.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016