Fehmi KORU
Acaba iki hafta sonra sandık başına gideceğimiz seçim İstanbul’a belediye başkanı seçmek için yerel bir seçim değil de Türkiye’yi kimin yöneteceğini belirleyecek bir genel seçimolsaydı şu anda tanığı olduğumuz kampanyalarda ne değişecekti?
Seçim yeri İstanbul, ama adayların biri Karadeniz kıyılarını dolaşıyor, diğeri Diyarbakır’a, Sivas’a uzanıyor. Adaylar, seçmen karşısına çıktıklarında ve medyaya görüş açıklarken, talip oldukları koltuk bir ilin yöneticiliğini değil de ülkenin bütününü yönetmeyi getirecek gibi konuşuyor.
En son televizyonda siyasi münazara konusu bile bu görüntüyü pekiştirdi. Hepimiz -ben dahil- ikilinin karşı karşıya gelme niyetlerini geçmişin liderler arası atışmaları ve hatta ABD’deki başkanlık seçimleri ile mukayese ettik.
[Yeni Şafak’tan Mehmet Acet, bugün, AK Parti’deki kaynaklarından aldığını söylediği şu bilgiyi veriyor: “Bu karşılaşmada, ABD’deki Başkanlık seçimlerinde uygulanan yöntem baz alınacak. / İki adaya da aynı soruların sorulduğu, eşit sürenin tanındığı, kuralları önceden belirlenmiş bir format.”]
Algı gerçeğin yerini aldı
“Neden bu?” diye düşünmeye başladığımda şu sonuca vardım: Galiba İstanbul seçimi ülkeye kaybettiğimizi yeni yeni idrak etmekte olduğumuz bir boşluğu hatırlattı: Başbakanlığı…
İstanbul belediye başkanlığı seçimini başbakanlık makamını doldurmak üzere yapılan bir seçim gibi algıladığımızı düşünmek için pek çok sebep var.
Oysa bu algının yanlış olduğunu hepimiz pekala biliyoruz. Sonuçta sandığa yansıyacak seçmen iradesiyle İstanbul’un belediye başkanı seçilmiş olacak…
Algı AK Parti adayı Binali Yıldırım‘ın aday gösterildiği görev için gereğinden hayli fazla özelliklere sahip olmasıyla ilintili. Geçmişinde bakanlıklar, başbakanlık, TBMM başkanlığı olan biri Yıldırım; her ne kadar ülkenin beşte bir nüfusunun yaşadığı bir ile belediye başkanı adayı göstermiş olsa da, sonunda seçilirse üstleneceği görev onun için bayağı hafif kaçıyor.
Seçmenin önemli bir bölümü de bunun farkında ve 31 Mart seçiminde oyunun beklenenden az çıkmasının bir sebebi de bu. 23 Haziran’a giderken İstanbul seçiminin başbakanlık gibi bir makam için yarış haline dönüşmesi, bir önceki seçimde sandık başına gitmeyen veya oyunu esirgeyen AK Parti seçmeninin fikrini yeniden çelebilir.
İşin ilginç yanı, seçimi İstanbul’dan Anadolu’nun başka illerine taşıma girişiminin ilk CHP adayı Ekrem İmamoğlu‘ndan gelmesidir. Onun doğduğu il olan Trabzon’a, oradan da Karadeniz’in başka illerine uğraması, Binali Yıldırım‘a da başka illere açılma fırsatı sağlamış oldu.
Diyarbakır ve Sivas çıkarması bilinçli bir tercih.
Pek çok başka kentimizde de durum böyle, ancak İstanbul ülkemizin yine de en fazla göç alan kenti. 1970’te nüfusu yalnızca 3 milyondu İstanbul’un. Şimdi 16 milyon olan nüfusun içinde İstanbul kökenli olanlar bugün küçük bir azınlık teşkil ediyor. Boşalan köylerin halkı önce kentlere, oralarda iş bulamayanlar da İstanbul’a göç ediyorlar.
Sivas’tan ve Diyarbakır’dan daha kalabalık Diyarbakırlı ve Sivaslı nüfusu var İstanbul’un…
Duyumlarıma göre, başta bu iki il olmak üzere Anadolu’nun pek çok kentinden yakınlarını partilerine oy vermeye ikna etmek üzere gelmiş/getirilmiş insanlar şu günlerde İstanbul’da cirit atıyor.
Bu da İstanbul belediye başkanlığı için yapılacak seçimi olduğundan daha farklı bir zemine oturtan başka bir gerçek.
En kalabalık seçim, ama bunun bir bedeli var
Yazdır, insanlar tatil beldelerine giderler ve seçime katılım görece az olur diye düşünülürken, bu özel ilgi sebebiyle, 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimi tarihin en yüksek katılımlı seçimi haline gelebilir.
İstanbul seçiminin yerelliği aşan bir tarafı olması doğal, hatta hep konuşulduğu üzere bu seçimin ülke siyasetini etkilemesi de kaçınılmaz; ancak yeniden sandık başına gidilmesi öncesinde iki tarafın zemini İstanbul dışına taşımaları, sandıktan kim çıkarsa çıksın, alınacak sonuç şimdi akla gelmeyen pek çok başka konuyu daha gündeme taşıyacaktır.
Partiler ve adaylardan çok yerel özellikler sonucu belirleyecek çünkü. Bunun da yeni belediye başkanını ve ülke yönetimini zora düşürücü etkileri olabilir.
Dıştan bakıldığında her zaman alıştığımız yerel seçimlere damga vurmuş türden bir kampanya yürütülmüyormuş gibi geliyor; ancak çok daha derinden bir dalgaya hareket verildiği için, şimdilerde tanık olduğumuz daha etkili bir kampanya türü.
Ne demek istediğim herhalde seçim sonrasında daha iyi görülüp anlaşılabilecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025