Mümtazer TÜRKÖNE
Hayrettin Karaman'ın fıkıh âlimi sıfatıyla ilim terazisindeki behresi hakkında hüküm vermek benim gibi cahillerin haddini aşar.
Zor fıkhî konuları anlaşılır kılarak ve bizatihî kendisi hayatın içinde ve ulaşılabilir bir âlim sıfatıyla halk irfanının ve benim gibi İslamî ilimlere yabancı olanların kendini geliştirmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Fazlası da var: Siyaset dünyasının mühim isimleri de onun ilmine müracaat etmiş; daha ötesi onun ilmiyle amel etmişler. Üstelik bu amel edilen konular, Türkiye'yi kasıp kavuran yolsuzluk soruşturmalarının tam bam telini oluşturuyor. Üstelik içinden çıkabilmek için tartıştığımız meseleye onun açtığı pencereden bakmak, verdiği bilgileri mutlaka kullanmak zorundayız.
Orta yerde bir "havuz"dan bahsediliyor. Rivayet o ki, havuzun kendisi Hayrettin Karaman hocamızın bir fetvası ile vücut bulmuş. Hoca, kendi köşesinde bu fetvayı eksiksiz-dürüstçe nakletti; yani kaynağımız doğrudan kendisi. Birileri Hoca'ya gelip şu sual ile fetva istemiş: "Devletten veya belediyelerden haklı ve meşru olarak ihale alıp istifade ve kâr eden kimseleri, yardımda bulunsunlar diye hayır kurumlarına yönlendirsek bunda bir sakınca var mıdır?" Yine bütünü Hayrettin Karaman Hoca'ya ait "Elcevab" faslı şöyle: "Hayır işlesin diye teşvik ve sevk ettiğiniz kimseler Müslüman iseler ve siz istemeseniz bu yardımı yapmayacak idiyseler ve/veya bir daha iş ve ihale alamam diye bu yardımı yaparlarsa bundan ecir (sevap) alamazlar. Ama kayıtlı ve şeffaf olmaları şartıyla hayır kurumları bundan istifade edebilirler; çünkü onların bir zorlamaları ve baskıları söz konusu değildir, verenin de baskı altında verdiği bilgisine sahip değillerdir."
Bu fetvadan ne anlaşılması gerektiği konusunda tereddüdü olanlar bir kere daha okuyabilir veya bir miktar fıkıh usulü bilen birine yorum yaptırabilir. Açıkça devletten ihale alanlar için bir zorlama söz konusu. "Siz istemeseydiniz bu yardımı yapmayacak idiyseler" ifadesi ile zorlamaya açık bir cevaz var. Ayrıca "zorlamaları ve baskıları söz konusu olmayan" taraf sıfatıyla, hayır kurumlarına bu bağışları kullanma izni, yani çifte meşruiyet mevcut. İhale almak için devletin kapısını çalıyorsunuz ve onlar da sizi hayır kuruluşlarına bağış vermeye "sevk ve teşvik" ediyor; yani zorluyor. Hayrettin Hoca'nın birçok hayır işinde fetvası ile sevabı olduğu ortada; ancak bu işin kurumlaştığını düşünün: Karşınıza koskoca bir havuz çıkmaz mı? Söz konusu olan bir rant. Kamu otoritesi ekonomik faaliyetleri ile bir rant alanı oluşturuyor ve siz sevabına bu rantı hayır kuruluşlarına kanalize ediyorsunuz.
Kamunun rant oluşturma kapasitesi çok büyüktür. Sadece kent rantı bile dudak uçuklatan bir meblağa ulaşıyor. Verilen izinler, lisanslar ve yine -kara para aklama gibi- kamu erki kullanılarak oluşturulan kaynaklar politik iktisatta "rant kollama" adı verilen devlet-siyaset eksenli kazanç elde etme çabalarının faaliyet alanını oluşturur. Müteahhitler başta olmak üzere, önemli bir sermaye kesimi sadece bu alandan geçiniyor. Dolayısıyla Hayrettin Karaman Hocamızın fetvası, çok büyük servetlerin el değiştirdiği, uğruna iktidar savaşlarının verildiği devletin bütün alanlarını kapsıyor. Üstelik ne kadar kolay. "Bir gökdelen mi inşa edeceksiniz? Buyrun, şu şirin ilçemizde yapılacak imam-hatip lisesi inşaatını hayrınıza üstlenin." Başbakan'ın dediği de tam olarak bu olmalı. Devletin milletin parası ile yapılan bir şey yok. İşin ucu Beytülmal'e dokunmuyor. Gerçekten öyle mi?
Tabii ki değil. Fetva verenin ekonomi de bilmesi lazım. Kent rantını vergiye bağlayacak bir kanunu çıkartmazsanız, devlet hazinesine girecek parayı yani milletin parasını keyfinizce kullanmış olursunuz. İhaleden alınacak komisyon da, o yatırımın maliyetine eklenir. Bir de muhafaza ettiğiniz bu alan, başkalarına rüşvet ve yolsuzluk imkânı sunuyorsa?
Mevzu mühim, devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025