Elif ÇAKIR
Ellerini kollarını sallaya sallaya ülkemizde gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı hunharca katletmek Suudi Arabistan’a “pahalıya” mal oluyormuş.
“Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi Suudi Arabistan’a pahalıya patlıyor.” (Akşam, 27 Kasım)
Zira, JP Morgan Arabistan’dan 90 milyar dolar sermayenin çıkacağını söylemiş!
Öyle görünüyor ki, işledikleri insanlık dışı katliamın Suudi Arabistan’a mal olup olacak olan bütün bedeli de bu olacak.
Rakamla yazalım, birkaç gün sonra tam altmış gün olacak. Yani sekiz hafta... Yani iki ay...
Suudlu katillerin işledikleri insanlık dışı katliamın üzerinden tam tamına iki ay geçmiş olacak.
Elbette hiçbir cinayet insanlığa dahil olamaz, fakat Kaşıkçı’nın vahşice öldürülme tarzını anlatacak, tanımlayacak başka bir kelimede maalesef yok.
Karşımızda aldıkları sadece talimatı yerine getiren değil, bilakis işledikleri vahşilikten keyif alan, bunu bir ayine, eğlenceye dönüştüren, sevdikleri müziği dinlemek isteyecek insanlıktan çıkmış bir infaz ekibi olduğunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alman Zeitung gazetesine verdiği mülakat sayesinde öğrendik. Kaşıkçı’nın öldürülme anındaki ses kayıtlarını dinleyen Çavuşoğlu naiflik göstererek “Bu iğrenç” dese de hadise iğrençliğin ötesinde:
“Kaşıkçı yedi dakika içinde öldürülüyor. Bu kasıtlı bir cinayettir. Geri dönmeye ikna edemedikleri için öldürme kararını vermediler. Adli tıp uzmanının nasıl talimat verdiği duyuluyor. Vücudu parçalanırken müzik dinlemeliymiş. Bunu keyifle yaptığı anlaşılıyor. O insanları parçalamayı seviyor. Bu iğrenç.”
***
Bu vahşet nasıl tanımlanabilir.
Bu vahşet “iğrençlikle” tanımlanamaz ancak asıl “iğrenç” olan bence, iki ay geçmesine rağmen parçalanmış cesedin ne yapıldığı bir meçhul olmaya devam ederken, Suudi Arabistan’a yapılan kıymetsiz ambargoların “pahalıya mal oluyor” şeklinde haberleştirilmesidir.
Suudi Arabistan’a pahalıya falan patlamayacak emin olabiliriz. Yaptığı yanına kar kalacak.
İki aydır güya yer yerinden oynuyor, güya bütün dünya ülkeleri Suudi Arabistan’ı en sert sözlerle kınıyor, Suudi Arabistan’a uygulayacakları amborgoları açıklıyorlar... Güya bütün dünya liderlerinin gündeminde Kaşıkçı cinayeti var. Gün geçmiyor ki bu vahşete dair bir açıklama yapılmasın...
Peki sonuç?
Yok. Bütün dünya liderleri “olağan şüphelinin” kim olduğunu bildikleri halde bu iki aylık süreçte maalesef imanın ötesine geçilemedi “prensin çıplak” olduğu söylenemedi.
Cinayeti işleyen 18 kişinin Türkiye’ye ellerini kollarını sallayarak gelmeleri, kendi başlarına hareket etmelerinin mümkün olmadığı elbette ortada.
Kaşıkçı cinayeti bir kez daha bütün dünyanın ikiyüzlülüğünü, umursamazlığını ortaya koydu.
İki aydır bütün dünya Suudi Arabistan’ın anlattığı masalları dinliyor. Şimdi de daha Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğunu söylemeyen ve iki aydır Cemal Kaşıkçı’yı itibarsızlaştırma haberleri yaptıran Suudi Arabistan’ın “Cinayeti işleyenler mutlaka yargılanacak, adalet yerini bulacak” masalını dinleyecek.
Mesela, Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Bender El Aiban’ın Birleşmiş Milletler’de verdiği şu taahhüdü inandırıcı buluyor musunuz?
“Kral savcılara geçerli kanunlar çerçevesinde hakikati ortaya çıkarmak, faillerini adalet önüne çıkartmak ve kamuoyuna gerçekleri anlatmak için talimat verdi. Cinayeti işleyenler yargılanacaktır.”
Nasıl olacak bu?
Suudi Arabistan’nın Krallığa göbekten bağlı yargı sisteminde Kaşıkçı cinayetinin faillerinin gerçek anlamda yargılanması, ceza alması mümkün mü?
Suudi mahkeme sistemi, 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığını kuran Kral Abdülaziz tarafından kuruldu. Bu sistem tamamen kraliyet ailesinin haklarını önceleyen, kısmi modern düzenlemelerin yer aldığı, genel ve dar yetkili şeriat mahkemelerinden oluşuyor.
Dolayısıyla ceza hukuku kapsamında, açık meydanlarda idam etme, baş kesme, recm etme, kısas cezası ve kırbaçlamayı kapsıyor.
Yani, Suudi Arabistan mahkemelerinde adaletli bir yargılama yapıldığında, Cemal Kaşıkçı’nın katillerinin idamla yargılanması gerekiyor.
İdam cezasını savunduğumdan değil ancak Kaşıkçı’nın katillerine Suudi mahkemelerinden böyle bir karar çıkabilir mi?
İki aydır bütün dünya ile dalga geçen Suudi Arabistan’ın bağımlı yargısından adaletin tecelli edeceği bir kararın çıkması pek mümkün görünmüyor.
Ne olur peki?
Kaşıkçı’nın katillerinden çoğu çıktıkları ilk mahkemede olmazsa da birkaç duruşma sonra beraat alırlar. Oynanan mahkeme tiyatrosu inandırıcı olsun diye mahkeme seçilmiş birkaç kişinin suçlu olduğuna karar verir ve suçlular hakkında 20 ya da 30 yıl gibi cezalara hükmedilir. Bir müddet sonra Cemal Kaşıkçı gündem olmaktan çıkar. Suudi Arabistan’la ilişkiler yeniden normalleşir.
Vesaire vesaire...
***
Prens Selman müstakbel Kral olarak görülmeye devam ettiği müddetçe Cemal Kaşıkçı cinayetinde adaletin yerini bulması mümkün değil.
Üç aşağı beş yukarı olacak olanlar bunlar olur. Daha da ötesi olmaz.
Bu yüzden Türkiye’nin Cemal Kaşıkçı cinayeti için Birleşmiş Milletler’den bağımsız soruşturma talebi oldukça önemli.
Şimdilik Türkiye’nin bütün platformlarda dillendirdiği “uluslararası soruşturma ve bağımsız yargılama” talebine Birleşmiş Milletler’den destek veren açıklamaların gelmesi belki de Cemal Kaşıkçı’nın parçlanmış bedeni için adaletin yerine gelmesini sağlar.
O yüzden Türkiye, Cemal Kaşıkçı için dünyadan adalet istemeye devam etmelidir ve asla bu talebinde geri adım atmamalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024