Etyen MAHÇUPYAN
İki ay süren askeri operasyonun sonunda Afrin’in düşürülmesi, çok derinlerde yatan ve uzun süredir gerçek anlamda tatmin edilemeyen bir ihtiyacın su yüzüne çıkmasına neden olmuş gözüküyor. Afrin harekatının olabildiğince iyi yönetildiği konusunda kuşku yok. Güçlü bir irade gösterileceğini ima edecek şekilde, hem yurt içinde hem diğer aktörlere yönelik olarak psikolojik bir tahkim stratejisi izlendi. Türkiye’nin yarı yolda durabileceği ihtimalinin düşünülmesine meydan verilmedi. Suriye’de eli olanlar kadar olmayanlara da diplomatik kanallarla ulaşılarak söz konusu operasyonun nedenleri ve gerekçeleri anlatıldı. İşin askeri yanında sağlam adımlarla ve rasyonel bir strateji çerçevesinde ilerlendi. Sivillerin suistimaline ve kayıplara yol açan istenmeyen olaylar olduysa da, bunları Türkiye’nin hanesine yazma çabaları akim kaldı…
***
Birçok yorumcunun işaret ettiği üzere, PYD’nin savaşmaktan kaçınması bile muhtemelen Türkiye’nin hedefe ulaşmak için gereğini yapacağına dair ortaya koyduğu irade ve inandırıcılığın sonucu. Nitekim harekatın ilk günlerinde PYD’nin Afrin’e insan, silah ve mühimmat transferi yapma arzusunda olduğunu biliyoruz.
Ancak kendi ruhsal ihtiyaçlarımızdan hareketle bir zafer sarhoşluğuna girmeyeceksek, Afrin harekatının temel gerçekliğini gözden kaçırmamak gerekiyor. Suriye’deki dengeler Rusya ve ABD’nin bu bölgede PYD’yi yalnız bırakmayı tercih etmesine neden oldu. Her iki ülke de küçük çaplı bir PYD bölgesinin varlığını tercih ediyor ama her ikisi de kontrolün kendi elinde olmasını istiyor. ABD için Afrin önemsizken, PYD’nin de daha dar alana, yani Fırat’ın doğusuna konsantre olması işine geliyor. Bu arada Türkiye ile farklılıklarında yeniden bir orta yol bulma imkanı da sağlıyor. Rusya için önemli olan rejimin siyasi ve hukuki açıdan olabildiğince geniş bir alanı kontrol etmesi ve PYD’nin uzaklaşmasının Afrin’in rejime açılması olduğunu biliyor. İran da bu gelişmeye karşı değil, çünkü rejimin devamının artık ancak Esad üzerinden olacağı açık ve Esad ne kadar güçlenirse İran’ın hareket alanı da o denli genişliyor…
Nitekim bu harekatın Rusya’nın hava sahasını açması sayesinde olduğunu, bu konuda ABD’den de herhangi bir itiraz duyulmadığını, nihayet Afrin’e destek göndermek isteyen PYD’nin Esad tarafından engellendiğini, gidiş yollarının rejim güçleriyle kesildiğini hatırlayalım. PYD’nin Suriye’de kalıcı olması Esad ile ters düşmemesini ve Rusya ile ABD’nin üzerinde anlaştıkları bölgesel federasyona ‘evet’ demesini gerektiriyor. O nedenle PYD için Afrin’de direnmeye kalkmanın her şeyi kaybetmek anlamına gelebileceği yeterince açıktı.
Bu durum Türkiye’nin başarısını azımsamayı gerektirmez ama onu abartmanın da tehlikeli bir ruh hali ve gerçekçi olmayabilecek beklentiler yaratabileceğini ima eder. Meseleye satranç metaforu ile yaklaşanlar, Türkiye’nin Suriye içine çekilmesini onun ayak bağlarını artıracak ve gelişmeler karşısında esnekliğini azaltacak bir hamle olarak değerlendiriyorlar. Bu bakışın ne kadar doğru olduğunu zaman gösterecek… Ancak Afrin’de kısa sürede kalıcı bir demokratik düzen ve hayatın idamesini garanti edecek bir ekonomik altyapı kurulamazsa, olay Türkiye için bir Pirus zaferine dönüşebilir.
***
Bu arada Türkiye’nin meseleye etnik açıdan bakmadığını da göstermesi gerekiyor. PYD’nin bile etnik bakışı terk ettiği bir ortamda Kürtleri kucaklamayan herhangi bir düzenin çözüm olma ihtimali yok. Ve bu noktada Sünni Arap dünyasındaki ırkçılığa yakın yaklaşımların aşılması hiç de kolay olmayabilir.
Afrin’in düşmesi Türkiye’nin hasret kaldığı başarı duygusunu ve ‘fetih’ dürtüsünü tatmin edebilecek mi bilmiyoruz. Ancak bu olayı Çanakkale ile bir araya getirmek, bugün yaşananlardan düne baskın çıkacak bir kahramanlık öyküsü kotarmaya çalışmak, buna uygun marş aramak… Bunlar sağlıklı gelişmeler gibi gözükmüyor, çünkü toplumu gerçekçi olmayan bir ruh haline sürüklediği ölçüde, Türkiye’yi de bazılarının işaret ettiği muhtemel tuzağa doğru çekiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023