Fehim TAŞTEKİN
Savaş ölüm demektir. “Siviller ölmesin” diye yakarmak dururken, Türkiye sınırlarını kullanan milis güçlerinin 5 yıldır yürüttükleri mezhepçi savaş ortadayken “Sünniler, sadece Sünniler” diye tutturanlara “Sahi sizin B planınız nedir” diye sormazlar mı?
Musul yolunda herkes kendi siciline muzafferane bir çentik atmak için silahlarını parlatıyor. Irak ordusu Musul’un 60 km güneyindeki Kayyara Hava Üssü’ne ha bire birlik yığıyor. 2003’te Amerikalıların Irak ordusunu dağıttıktan sonra kurduğu Terörle Mücadele Özel Kuvvetleri’ne bağlı Altın Bölük Musul’un güneyine ulaşmış. Felluce ve Ramadi’de IŞİD’le savaş tecrübesi kazanan 16. Mekanize Piyade Tümeni de yerini almış.
Türkiye’nin “Musul’a giremezler” diye tutturduğu Haşd el Şaabi’nin komutanlarından Hadi el Amiri de bölgeye intikal etmiş.
Peşmerge güçleri Musul’un doğu, kuzey ve kuzeybatısında zaten konuşlanmıştı. Kürt güçleri son olarak TSK’nin Haşd el Vatani’yi eğitme adına konuşlandığı Başika’ya da tahkimat yapmış.
IŞİD karşıtı koalisyon yoğrula yoğrula kıvamını buldu sanki: “İnşallah hazırız!”
Kıyamet saatine beş kala Kayyara Hava Üssü’nden kalkan uçaklar Musul’a bildiri atmış: ‘Sivil alanlar bombalanmayacak’, ‘IŞİD’in bilinen binalarından uzak durun’, ‘Anneler çocuklarını sakinleştirsin, onlara bunun bir oyun olduğunu söylesinler ya da gök gürültüsü desinler!’
Denilen o ki koalisyon uçakları havada fink atıyor. Bazen sahayı roketledikleri de oluyor.
Başika’daki Amerikan topçusu da IŞİD’in kentin doğusundaki mevzilerini uzaktan dövmüş.
Büyük operasyon için küçük bir peşrev.
Tüm bu güçlerin karşısında 5000 kadar savaşçısıyla direnmeye hazırlandığı söylenen IŞİD ise karadan geleceklerin önüne hendek kazıp havayı karartmak için kuyulara doldurduğu petrolü yakmış. Manzara-i umumiye pek dumanlı.
Nihai olarak harekâta kim katılıyor? Tam güç operasyon ne zaman başlayacak? Belki yarın belki yarında da yakın. Belki bu yazı, şafağı görmeden operasyon başlayacak.
Bu konuda gözler daha çok ABD’de. Patron o ya! Fakat Amerikalılar bu sefer her şeyin ‘made in Iraq’ olmasını istiyor. O yüzden “Ben bilmem Irak Başbakanı Haydar el İbadi bilir” sözü Amerikan yönetiminin Musul stratejisini en iyi betimleyen cümle olmalı. En son mütekebbir ‘ben bilirimci’ George W. Bush, Bağdat’ta yanına Nuri el Maliki’yi alıp “Irak’ı özgürleştirdik, demokrasi getirdik” dediğinde alnına doğru kurşun gibi ilerleyen iki pabucu son anda savuşturmuştu. ‘Pabuçsavar’ olmanın emperyal bir güce liderlik etmek için ne denli elzem olduğunu o zaman anlamıştım!
ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Twitter hesabından “Operasyonu İbadi ilan edecek. Bundan önce her açıklama erkendir” demiş. Artık savaş gibi en mühim meseleler bile Twitter’dan duyuruluyor; en ciddiyetinden cik cik… Savaşın da barışın da geldiğini haber verenler yüzyıllar sonra yeniden kuşlar:)
CENTCOM da demiş ki “Musul’un özgürleştirilmesi, Irak ordusunun bir planıdır ve Irak hükümetinin IŞİD’i kesin olarak yenmek için seçtiği bir zamanda başlayacak.”
Amerikan tarafı özenle sorumluluğu Irak hükümetine yüklüyor. Çünkü:
– ABD, “Şii milisler Musul’dan uzak dursun” diyen Türkiye’nin operasyona katılma konusundaki ısrarı karşısında topu İbadi’ye atıp müttefiki ile papaz olmaktan kaçınıyor. Bunu “ABD de Türkiye’nin Musul’a girmesini istemiyor” diye okumak da mümkün. Ama ‘Hayır’ diyen makamın İbadi olması Washington’u fazladan diplomatik angajmanlardan kurtarıyor. Ayrıca farzımuhal Türkiye’nin dahlini istese bile ABD’nin, Iraklıların Erdoğan’ın çıkışlarıyla köpüren hassasiyetlerini gözardı edemeyeceği bir süreç yaşanıyor. ABD, Bağdat’ı savsakladıkça Iraklıların gönlü Ruslarla ortaklığa kayıyor ve İran’a mahkumiyet artıyor.
– Operasyonun Iraklılara mal olması Irak’ın geleceğinin sağlıklı inşası için de önemli. ABD’nin planlayıp yürüttüğü bir savaş doğrudan işgalci gücün müdahalesi olarak görüleceğinden yerelde ters tepiyor. IŞİD gibi örgütler bu tür müdahaleleri ‘Haçlı savaşı’ olarak resmedip kendi savaşçılarını motive ediyor.
Bunların ötesinde Irak ordusunun özgüvene ihtiyacı var. Musul’u IŞİD’den kurtararak rüştünü ispatlayan bir ‘ulusal ordu’, özgür Musul’a da sahip çıkabilir. Haziran 2014’te maksimum 2 bin IŞİD savaşçısı karşısında savaşmadan çekilerek kendini rezil eden ordunun travmayı atlatmasının ve Irak’ın iyileşmesinin kendi elleriyle kazanacakları zaferden başka bir yolu yok. Beyci, Tikrit, Ramadi ve Felluce’nin Irak güçleri tarafından kurtarılması ordunun özgüven kazanmasına yaradı. Bunlar Amerikan işgaliyle felce uğratılmış Irak’ın yeniden inşası açısından önemli aşamalar. Musul bu süreci taçlandırmış olacak.
Ya Haşd el Şaabi’nin durumu? “Peşmerge ve Haşd el Şaabi operasyona katılacak ama Musul merkezine girmeyecek” şeklinde dillendirilen bir mutabakat var. Bu mutabakatın ne denli geçerli olduğu savaş başladığında anlaşılacak. Irak ordusunun yetersiz kaldığı durumlarda bu güçler anlaşmaya rağmen kente sokulabilir. Geçen yaz Felluce’de ordu IŞİD’in tuzakları karşısında çaresiz kalınca Bedir Tugayları, İçişleri Bakanlığı’na bağlı polis gücünün üniformasıyla kente girmişti. O zaman da “Milis güçleri kente girmeyecek” denilmişti. Kaldı ki Musul pazarlıkları sürerken Haşd el Şaabi liderleri kente girmemeleri yönündeki şartı reddetmişti. Kısaca bu konuda ne olacağını savaşın seyri belirleyecek.
Türkiye’nin eğittiği Haşd el Vatani’ye de bir çözüm bulunmuşa benziyor: Eski Savunma Bakanı Halit el Ubeydi’ye göre Haşd el Vatani, IŞİD’e karşı örgütlenen aşiret mensuplarının oluşturduğu Neyneva Muhafızları’nın çatısı altında operasyona katılacak.
Peki, Türkiye’ye son dakikada bile olsa davet çıkar mı? İbadi, operasyon hazırlıklarını değerlendirmek için Bağdat’ta Bedir Tugayları lideri Hadi el Amiri, Asaib Ehl el Hak lideri Kays el Hazeli ve Nuceba (Irak Hizbullah’ı) lideri Ekrem el Kaabi gibi liderlerle yaptığı son toplantıda noktayı koymuş:
“Operasyona sadece Irak güçleri katılacak. Türkiye’ye müsaade edilmeyecek.”
İbadi’nin kırmızıçizgisi Bağdat’la koordinasyon içinde hareket eden uluslararası koalisyon üyelerine yönelik değil. İşgal sonrası Güçlerin Statüsü Anlaşması (SOFA) çerçevesinde Irak’ta askeri varlığını sürdüren ABD’nin eğitim ve koordinasyon amacıyla 4565 askeri bulunuyor.
Bu restleşmeler, Irak vilayetlerinde Türk şirketlerinin gönderilmesi yönündeki çağrılarla farklı bir yere gidiyor. Yine de Ankara diretiyor. Erdoğan’ın “Koalisyon güçleri içinde olmakta kararlıyız. Koalisyon güçleri Türkiye’yi istemiyorsa B planımız, C planımız devreye girer” tehdidine Başbakan Binali Yıldırım da şu katkıyı yapmış:
“DEAŞ’ı çıkardıktan sonra Musul’da demografik yapıyı değiştirmeye kalkışırsanız çok büyük bir mezhep savaşının da fitilini de ateşlemiş olursunuz.”
ABD’ye de “Şii güçleri bölgeye girerse yüz yıllık mezhep savaşları çıkar” uyarısı yapılmış.
Musul operasyonu ile ilgili haberlere bakarken Türkiye’nin mezhep vurgusuna karşılık veren bir fotoğrafa denk geldim: Haşd el Şaabi’nin komutanları yan yana saf tutmuş namaz kılıyor. Kıyam halindeyken komutanlardan ikisi Şiiler gibi ellerini salmış, diğer ikisi de Sünniler gibi ellerini birbirine kavuşturmuş. Musul duasında verilen fotoğraf bu: Mezhep barışı! (Önceki yazımda Haşd el Şaabi’nin ne olduğunu detaylıca anlatmıştım)
Savaş ölüm demektir. “Siviller ölmesin” diye yakarmak dururken, Türkiye sınırlarını kullanan milis güçlerinin 5 yıldır yürüttükleri mezhepçi savaş ortadayken “Sünniler, sadece Sünniler” diye tutturanlara “Sahi sizin B planınız nedir” diye sormazlar mı? Iraklılar bunu “Mezhepçi bir savaş çıkarmaya yönelik tehdit” olarak algılamaz mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025