Fehmi KORU
ABD’nin hem başkanı hem de BM temsilcisi tarafından oy kullanacak ülkelere yönelttiği tehditlere rağmen, dünya barışını koruması için oluşturulmuş yapı, meydan okuyucu bir tavır alabildi.
Birleşmiş Milletler (BM) genel kurulunda tam 128 ülke ABD’nin başkentini Kudüs’e taşıma kararına karşı çıktı. ABD ve İsrail ile birlikte oy kullananlar şu ülkelerle sınırlı kaldı: Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Togo ve Palau…
Oylamaya 21 ülke katılmadı.
Hayal kırıklığı yaşıyor olmalı ABD ve İsrail
Trump’ın tehditleri ve İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Latin Amerika ve Afrika’ya yaptığı sürekli geziler, uğradığı her ülkeyi ‘stratejik ortak’ ilân etmesi ancak bu 7 ülke üzerinde etkili olmuşa benziyor.
Son dakikaya kadar bazı Arap ülkelerinden de destek geleceği umudundaydı ABD-İsrail cephesi; hem Araplardan hem de doğal müttefik saydıkları Avrupa Birliği (AB) üyelerinden bekledikleri destek gelmedi: 2012 yılında yapılan Filistin’e BM’de ‘gözlemci’ konumu verilmesini öngören oylamada 28 AB üyesinden 12’si çekinser kalmış, Çekya İsrail’le birlikte oy kullanmıştı. Çekinserlerin sayısı bu defa 5’te kaldı, Litvanya oylama katılmadı, diğer AB ülkeleri ABD-İsrail cephesinin karşısında yer aldı. İsrail’in AB içerisindeki çıkar ilişkisine dayalı iki stratejik ortağı, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti de, çekinser kalmayı tercih etti.
Eli mahkum bilinen Almanya da öyle.
ABD ile aynı dili konuşan en yakın iki müttefik, Avustralya ile Kanada, 2012’deki oylamada ABD-İsrail cephesiyle birlikte hareket etmişlerdi; bu defa çekinser kaldılar.
Kudüs oylaması ABD-İsrail cephesi için büyük bir hezimettir.
Dünya 5’ten büyük, ama BM’de çoğu kez 1 dünyadan büyük olabiliyor
BM genel kuruluna tasarıyı sunan Türkiye ve konuyu bayraklaştıran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu girişimden yüzünün akıyla çıkmış oldu.
Tabii BM’nin üye sayısının 193 olduğunu, karar tasarısına olumlu oy vererek ABD-İsrail cephesine karşı çıkan ülkeler sayısının 128’de (üye sayısının yüzde 66’sına tekabül ediyor) kaldığını da unutmamak gerekiyor.
Uluslararası camia, hiç değilse büyük çoğunluğu, sağduyulu davranmaya devam ediyor.
Bu durum da bizi BM’nin kuruluşunda yapılan temel yanlışlığın vahametini yeniden hatırlamaya sevk ediyor: ‘Veto’ hakkı tanınmış ülkelerden birinin itirazının BM Güvenlik Konseyi’ni (BMGK) kilitlemesi gerçeğine…
“Dünya 5’ten büyüktür” sloganıyla ifade edilen vahamete…
Maalesef bir çok durumda, o yanlışlık yüzünden, tek 1 ülke bile dünyadan büyük olabiliyor.
BMGK aynı tasarıyı birkaç gün önce oyladığında, 5’i daimi, diğerleri geçici 15 üyenin ABD dışındaki hepsi Kudüs’e büyükelçilik taşınmasına birlikte karşı çıkmıştı; o kararı ABD veto ederek geçersiz kıldı.
Kurucular ellerini masaya vurdu ve…
Sorunun temelinde BM’nin kurulduğu dönemin özellikleri yatıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kuruldu BM; kuruluşta başı o savaşın mağrur galipleri çekiyordu. BM’yi kurarken, en kalabalık nüfusa sahip ülkeyi de yanlarına alarak, yalnızca kendilerine (ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya) ve Çin’e ‘kararları veto’ hakkı tanıdılar.
O zaman, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açmış bir savaşın geride bırakılması, aynı duruma bir daha düşülmemesi kararlılığı yüzünden, buna kimse itiraz etmedi.
Bugün ise durum farklı.
Savaştan hemen önce ve sonrasında bağımsızlığına kavuşan ülkeler üye sayısını artırdığı gibi, 1989 sonrasında Sovyet İmparatorluğu’nun çökmesiyle ortaya çıkan manzara da kuruluştaki dengeyi değiştirdi.
Veto hakkı bulunan daimi üyeler arasında Afrika’yı, Asya’yı, Latin Amerika’yı temsil eden tek bir ülke yok; İslâm Dünyası da temsil edilmiyor.
Genel kurulda alınan dünkü karar gibi iradeler ile BMGK iradesi arasında fark oluştuğunda, kararlar işlevsiz kalıyor.
İsrail’in saldırgan tavırları, barışa yanaşmaması gibi durumlarda genel kurulun aldığı kararların neredeyse hiçbiri uygulamaya konulamadı.
Dün çıkan kararın akıbetinin öncekilerden farklı olacağına dair bir güvence yok.
Netanyahu‘nun iddia ettiği gibi ‘Yalanlar Evi’ kesinlikle olmasa da, ‘Yanlışlıklar Evi’ durumunda BM.
Bu yanlışlık düzeltilmeyi bekliyor.
Türkiye ortaya çıkan dünkü tabloyu doğru okumalı.
ABD-İsrail cephesi istediğini alamadı, ama ‘Filistin sorunu’ gibi dünyanın yakından izlediği ve kim haklı kim haksız iyi bildiği bir konuda, 193 üyeden 128’inin doğrudan yana oy kullandığı tablosunu…
Geçici üyeliğe talip olduğunda, 2008 yılında, tam 159 ülke Türkiye’nin lehine oy kullanmıştı; bunu unutmayalım.
Dün yalnızca 128 ülke Türkiye ile birlikte hareket etti.
Arap ülkeleri bile, hiç değilse bazıları, halklarının verebileceği tepkiden çekinmeselerdi, artık Filistin konusunu ve Kudüs’ün statüsünü ‘yan konular’ saymaya başladıkları ve ‘ulusal çıkar’hesabıyla ABD yanında yer almayı uygun gördükleri için, bu defa farklı davranabilirlerdi.
Bunu bilelim.
İsrail-ABD tarihte hiç görülmemiş bir ortak cephe oluşturdu; bunu da görelim.
Tablo bu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025