Gürbüz ÖZALTINLI
“Oyun Kurucu olmak… Büyük Oyuncu olmak… Dünya Lideri olmak…” Bu sözleri son yıllarda ne çok işittik değil mi? İnsanoğlu efsane üretmeyi seviyor. Üstünlük iştahı fıtratında mevcut. Terbiye edilemezse, böbürlenmeye, kibire bulanmaya çok uygun biçilmiş kumaşımız…
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu duruma soğukkanlılıkla bir bakalım. Ne görüyoruz? Ekonomik krizi, hukukun trajik çöküşünü, medya felâketini, ağzına kadar dolu cezaevlerini geçelim. Dünya ve bölge içinde nerede duruyoruz? Ne durumdayız? Bunu düşünelim.
İşler iyi gidiyor diyebilecek bir tek Allahın kulu bulabilir misiniz? Bunu ilk önce bu ülkeyi yönetenlerin söyleyebilmesi gerekir, değil mi? Peki, işler iyi gidiyorsa neden biz son senelerde gittikçe artan tonda bir “beka korkusu” yaşıyoruz? Neden, yönetenler bir “varlık yokluk sorunu”ndan daha çok bahseder oldu? İyi yönetilen bir ülkede beka korkusunun olması biraz tuhaf değil mi? Bir tek Türkiye mi, ulus-devletlerin zaten kaderi olan çıkar çatışmalarını yaşıyor? Kendi refahını arttırmaya, küresel zenginlik içindeki payını büyütmeye çalışan tek ülke biz miyiz? Sadece Türkiye’de mi, farklı inanç toplulukları, farklı etnik kimlikler, gelir eşitsizlikleri, birbirinden farklı siyasi düşüncelere sahip sosyolojiler var? Şunu da sorayım: Ortadoğu’ya yeni mi taşındık; bu ülke yirminci yüzyıl boyunca başka bir coğrafyada mıydı?
“İşler çok iyi gidiyor, şahane yönetiliyoruz, bakın nihayet varlık yokluk ikilemiyle karşı karşıyayız…” Bu, ancak bir stand-up cümlesi olabilir.
“Bütün dünya, liderimize gıcık kaptığı için üstümüze geliyor…” Şahane bir açıklama.
Bütün dünya neden liderimize gıcık kapsın? “Çünkü O bizim çıkarlarımız için mücadele ediyor…” Bu da başka bir şahane açıklama. Peki, (sadece) “bizim çıkarlarımız” ile “bütün dünyanın çıkarları” mı çelişmekte? “ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, Yunanistan, Suriye, Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve nihayet İran, daha da kötüsü Rusya ile çıkar çatışmamız var.” Bu çıkar çatışması yaşadığımız söylenen ülkelerin kendi aralarında çıkar çatışmaları yok mu? “Var tabii…” Onlar neden “beka sorunu” yaşamıyor? Neden hiç birisi bizim kadar sıkışık, bizim kadar yalnız, bizim kadar ittifaksız ve geleceği belirsiz değil?
“Oyun kurucu” olduğumuz için mi? Çok iyi yönetildiğimiz, en doğru stratejik tercihlerde bulunduğumuz, güç-çıkar dengesini en gerçekçi terazilerde tarttığımız, gerekli zamanlarda en hayati manevraları yapabildiğimiz için mi, biz ve sırf biz, varlık/yokluk endişesine sürüklendik?
Bu durumumuzu, bir “dünya liderliği”ne sahip olmanın başarısı olarak mı okuyacağız?
Bırakalım bu büyük lâfları. Mütevazı olalım. Kurucu babalardan bu yana kendini aktararak süren ve giderek kanlı bir trajediye dönüşen Kürt sorununu kucağında bulmuş, bir ara çözmeye yönelse de nefesi ve kalibresi yetmemiş bir yönetim yüzünden, biz buradayız. Belki tek neden bu değil. Fakat listenin birinci sırasını hak ediyor. Milliyetçiliği ayaklar altına aldık iddiasıyla yola koyulan, ama Haziran 2015’de MHP’nin yüzde 16, HDP’nin yüzde 13 oyu karşılığında iktidardan düşme tehlikesi yaşayınca, çareyi ezdim-ezeceğim dediği milliyetçiliğe dümen kırmakta bulan bir yönetimle geldik, bu “beka” söylemli günlere.
Sözü hemen PKK’nın totalitarizmine, hainliğine, terör yöntemlerine getirip konuyu kapatmak; “durun şu işi daha sakin düşünelim” diyeni linç edip susturmak, alışkanlık haline geldi.
Kürt politikasının tartışılması PKK terörizmi üzerinden baskı altına alınmamalı. Çünkü bu mesele Türkiye’nin bütün bölge politikasını rehin almış; ülkeyi büyük güçlerle karşı karşıya getiren bir sürüklenişe yol açmış bulunuyor.
Kendinizi ne kadar haklı görürseniz görün, sonuç odaklı olmak, bütün ülke için en iyisini sağlayacak gerçekçi yollar bulmak zorundasınız. İşler haksız gördüğünüz tarafın kazançlı çıktığı, sizin ise kendinizi haklı bulurken zarara uğradığınız bir yere gelmişse, bunun sorumluluğundan kaçamazsınız. İyi yönetememişsiniz demektir süreci.
Nitekim Türkiye’nin ne yazık ki iyi yönetilemediği apaçık ortada.
Mevcut iktidar, Kürt millî siyasallaşmasını, Suriye iç savaşının Kürt coğrafyasına etkisini, Batı dünyasıyla çıkar dengesini gözeten ama istikrarlı bir işbirliğini sürdürmenin önemini doğru değerlendiremedi. PKK’nın “halk ayaklanması” trajedisinin yarattığı çok zorlu açmazların da, Batı’nın çifte standartlı politikalarının da farkında olan bir insan olarak, kişisel kanaatim budur. Zaten her aktörün haklı olduğu, bu hakların birbirine uyum gösterdiği, bütün güçleri bağlayan etkin bir ahlâkın işlediği bir dünyada yaşıyor olsaydık, belki siyaset sektörüne de gerek kalmazdı. Ama siyaset, işte bu karmaşa içinde zararlardan, yıkımlardan kaçınma, yarar elde etmenin yollarını bulma faaliyetidir. Siyasetçiyi papazdan veya imamdan ayıran budur. O, ahlâkî vaazlar için değil, sorumluluğunu yüklendiği toplumun berbat bir dünyada hasar görmeden yol alabilmesine rehberlik etmek için vardır.
Asıl büyük kaybımız ise, konuşamayan, tartışamayan bir topluma dönüşmekte oluşumuzdur.
Biz, linç ve ceza korkusu yaşamadan, birbirimizi hain ilân etmeden, Kürt meselesinin nasıl çözülebileceğine ilişkin hiçbir anlamlı soru soramaz olduk. Meselâ “Evet, o hendekler rezaletti; evet, ayaklanma siyaseti Kürtlere de ihanetti. Fakat o hendekler kapatılırken başka neler oldu? Başka yolu yok muydu?” gibi soruları soramıyoruz. Kendi milliyetçiliğimizle yüzleşemiyoruz. Kendimize her türlü manevra hakkını tanıyor; Kürt milliyetçiliğinin büyük güçlerle ittifak arayışını ise sadece “terör ve ihanet” kalıpları içinde değerlendiriyoruz.
Bu ülkenin çoğunluğu Türkler ile Kürtler arasındaki bu eşitsiz hak dağılımını makul ve ahlâkî bulabilir. Bulan bulsun, yapacak bir şey yok. Milliyetçilik, zaten bunu meşru bulma ideolojisi. Fakat bu yaklaşım ahlâk sınırını aşıp siyaseti belirleyen motivasyona dönüştüğünde, başımıza işte bugün gelenler geliyor. Önce “Kürt koridoru”na, sonra daha da ürpertici bir isimle “terör koridoru”na izin vermem diye ordumuzla bölgeye abanıyoruz. Kürt milliyetçi hareketi biraz geri çekiliyor, toprak kaybediyor. Ama gücü ve ittifakları bozulmayıp aynı kalıyor. Türkiye ise alabildiğine yalnız, alabildiğine sıkışmış, Fırat’ın doğusunda ABD ve batısında Rusya’yla kafa kafaya geliyor.
“Gömleğin yanlış bağlanmış ilk düğmesi” metaforunu hatırlatıp kapatıyorum burada.
Kötü yönetilme örnekleriyle devam edeceğim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023