Hadi ULUENGİN
NURULLAH Ataç’ı sevmem. Allah taksiratını affetsin, günahları diz boyudur.
Bir kere öz Türkçe, öz Türkçe diye Türkçenin canına okumuşların en başında gelir.
Oysa prostata şifa kereviz usaresi mi kaynatıyoruz, hiçbir lisanın özü mözü olmaz!
Millisi- gayrı millisi; laiki- dindarı; ilericisi- gericisi; sağcısı- solcusu falan da olmaz.
Hele hele kız oğlan kız iffetlisi hiç olmaz!
Sözcükler manastıra tıkılacak rahibe değil, onları bekâret kontrolünden geçirmiyoruz.
***
ÖYLE, çünkü her dil çok uzun süreçlerde ve daima diğerlerinden etkilenerek evrilir.
Hem fahişelik, hem jigololuk, hem de muhabbet tellallığı yaparak zenginleşir.
Namus zaptiyesinin prangasına asla gelmeyeceği için de onların “öz”ünü (!) aramaya; bulamadığınız takdirde ise uydurmaya kalkışırsanız şimdiki fecaat durum ortaya çıkar.
Yani kelimeleri, sıfatları, tamlamaları ve nüansları kör baltayla hacamat ettiğiniz için aslında düşünceleri hadım etmiş olursunuz. Böylelikle de totaliter nüveler yeşertirsiniz.
Artı, geçmişle muazzam bir kopukluk yarattığınız için kolektif hafızayı silersiniz.
Sonra buyurun cenaze namazına ki, işte musalla taşındaki maktulün ilk katili Ataç’tır!
***
ÖTE yandan hazretin başımıza belâ ettiği diğer illet de devrik cümle merakı olmuştur.
Ne Fransızcadaki Céline’in, ne İngilizcedeki Joyce’un eline su bile dökemeyecek olmasına rağmen de bunu yazı dilini konuşma diliyle bütünleştirmek için yaptığını söyler.
Hayır! Bin defa hayır! Bütün lisanlarda ikisi farklı şeylerdir.
Çünkü gramer, noktalama ve sentaks kurallarından ötürü farklı olmak zorundadır!
Konuşurken kurulan bir devrik cümlede telaffuz ve vurgulama, anlamı derhal yansıtır.
Oysa alıntılama ve şiir gibi istisnai durumlar hariç yukarıdaki ifade tarzını satırlara da aynen yansıtırsanız okuyucu afallar. Tereddüde düşer. Her hâlükârda da yapaylık oluşur.
***
BİTMEDİ! Nurullah Ataç’la birlikte hem öz Türkçe hezeyanı, hem de devrik cümle budalalığı birer alâmet-i farikaya dönüştü. Niceliğimiz alnımızdan okunmaya başlandı.
Biraz feraset sahibiyseniz, kim ki yerli malı değil diye lügatten sözcük aforoz ediyor ve kim ki sayfada ters cümle yumurtluyor, onun kendini laik, ilerici, solcu saydığını veya formasyonu sırasında bu tür rahle-i tedristen geçtiğini yahut şartlandığını derhal anlıyorsunuz.
Tevekkeli Orhan Veli aynı Ataç’ı boşuna “Nurullah Atâ / Soğan salata / Drink galata” diye tiye almamış... Yine de umalım ki hâlâ zebani ateşlerinde yanıyor olmasın!
***
FAKAT dobra dobra söyleyeceğim, Nurullah Ataç’a duyduğum hasmanelik sırf dilbilim meselesiyle, yani özünde ideolojik boyutla da sınırlı kalmıyor.
Bir de köpek hissiyatına ilişkin derin ve vahim anlaşmazlığım devreye giriyor.
Çünkü o Ataç bir denemesinde sırf kedilere uzun uzun methiyeler düzmekle yetinmez.
Zaten bu kadarla kalsa itiraz etmeyeceğim. Yıllarca besledim, ben de kedileri severim.
Ama köpekleri de severim! Hatta muhtemelen daha çok severim.
Oysa Nurullah Atâ Bey orada da yine çizmeyi aşar ve işi köpekleri hakarete vardırır.
Bütün fütursuzluğuyla, yemek tarzlarından sadakat dürtülerine, kuçukuçuları aşağılar.
“Soğan salata / Drink Galata” artık yetti, şimdi depoya gider!
***
İMDİİ, işin aslına bakarsanız ben yukarıdaki satırları köpek yetim yurdundan evlat edindiğim ve önceki akşamdan beri hanemizi şenlendiren Otto için yazmaya karar vermiştim.
Fakat demek Ataç’a öyle kızgınmışım ki verip veriştireceğim derken yerim kalmadı.
Neyse, Otto biraz yeni evine ve sahiplerine alışsın sizi encamından haberdar ederim.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015