Mahmut ÖVÜR
Ankara'da rutin işler yürüyor ama arka planda bütün dikkatler Suriye'ye yoğunlaşmış durumda. Devlet katından siyasi aktörlere, düşünce kuruluşlarından istihbarata herkes, "Suriye'de neler oluyor ve ne olacak?" sorusunun cevabını arıyor.
Aslında bu noktaya bir günde gelinmediği için Türkiye zaten farklı birçok olasılığa hazır. Bu yüzden Ankara sürece serinkanlı yaklaşıyor ve tarihin önüne çıkardığı çok yönlü siyaset izleme fırsatını değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce Rusya Devlet Başkanı Putin sonra da ABD Başkanı Trump'la telefon trafiği bunun işareti.
Burada belki de üzerinde durulması gereken nokta, bu sürecin fitilini ateşleyen Türkiye, Rusya ve İran (TRİ) üçlüsünün geçen hafta ortaya koyduğu fotoğraf. Görünün o ki, bu fotoğraf Suriye'de sıkışan ABD'yi ve doğal olarak Batı'yı harekete geçirdi. Bu şaşırtıcı değildi. ABD ya Trump'ın ilk açıkladığı gibi Suriye'den çekip gidecekti (Trump'ın bu tavrı, aslında daha önce söyledikleriyle de çelişmiyor) ya da sahada kalmak isteyen Pentagon ve Centcom'un dedikleri noktaya gelecekti. ABD içindeki iktidar savaşları da Trump'ı bunu yapmaya zorladı.
Suriye'deki Esad diktatörü de ABD'ye aradığı fırsatı Doğu Guta'ya kimyasal silah kullanarak verdi. Bu fırsat kaçmazdı. Bunun komplo olduğunu söyleyenler var ama burada akla takılan önemli soru Rusya, neden Esad'ı bütün katliamlarına rağmen hâlâ koruyordu. İstese Esad'ı durdurabilirdi. Rahmetli Mahir Kaynak'ın dediği gibi Guta'ya yönelik kimyasal saldırı veya bombalamalar sonuçta Esad ve Rusya'nın işine yaradı ve Guta ele geçirildi.
Ama ortada dünyanın gözü önünde işlenen bir "insanlık suçu" vardı. Elbette Suriye'de daha önce de insanlık suçu işlenmiş, ABD ve Batı susmuştu. Ama şimdi ABD, bunu bir fırsata dönüştürmek istiyor.
İşin Rusya ile bir savaşa varma ihtimali zayıf görünüyor. Ama şu olabilir; bu süreç Esad'sız bir Suriye'nin önünü açabilir. Çünkü artık Suriye meselesi kilitlendi, taşınamaz hale geldi. Bunda kuşkusuz Suriye meselesini bilinçli biçimde içinden çıkılmaz hale getiren ABD'nin izlediği kirli siyasetin katkısı büyük ve ne yazık ki engellenemedi.
ABD, sorunu çözmek istemediği gibi başkalarının çözmesine de karşı çıkıyor. İşte bu noktada Türkiye'ye kilit bir rol düşüyor. ABD ve Rusya'yla tek konuşabilecek ülke Türkiye... Ayrıca Türkiye, aynı zamanda Esad'sız bir Suriye'den de yana. Rusya'nın da bu konuda fazla direnmeyeceği tahmin ediliyor. En ısrarcı ülke İran'ın ise önünde fazla seçenek yok.
Bu tablo, Türkiye'nin son 10 yılda oluşturmak istediği bağımsız ve çok yönlü siyaset izleme stratejisine de denk düşüyor. Durum ABD'nin ne yapacağı açısından hâlâ belirsiz görünse de o belirsizliğin içinde çıkış umudu var. Türkiye o umudun siyasetiyle devrede ve daha da etkin bir rol oynayabilir. Eğer ABD, Suriye'de kalıcı olmak adına, pervazsız bir hareket yerine Esad'ın gitmesine yönelik bir formül geliştirirse, bu hem ABD'nin işine gelir (Sıkışmışlığı aşar ve rol üstlenmiş olur) hem de kangrene dönüşen Suriye meselesinde Astana- Soçi- Ankara süreciyle Cenevre'yi buluşturarak yeni bir dönemin önünü açar.
Burada belki Türkiye açısından en kritik nokta, ABD'nin Fırat'ın doğusunda silahlandırdığı PKK-PYD meselesinin ne olacağı... ABD, uzun dönemde mikro devletçikler hedefinden vazgeçmez ama kısa vadede de bölgedeki büyük fotoğrafa ve çıkarına bakar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019