Mensur Akgün
ABD başkanlık seçimlerine iki aydan daha az zaman kaldı ve görünen o ki Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump’ın seçilme şansı artmakta. Hillary Clinton’un sağlık sorunları 8 Kasım’da sandık başına gidecek pek çok Amerikalıyı etkileyeceğe benziyor. Daha şimdiden bazı eyaletlerde yapılan anketler Trump’ın arayı kapattığını gösteriyor.
Her ne kadar iki dereceli başkanlık seçimlerinin doğası gereği en çok oy alanın ille de başkan seçilmesi söz konusu değilse de, alınan oy sayısı büyük ölçüde kimin seçileceğini belli ediyor. Bilindiği gibi ABD’yi oluşturan 50 devlet ve yönetimin merkezi olan Washington DC’den Kongreye seçtikleri sayıda temsilci yani 538 kişilik seçiciler kurulu ayrı ayrı verdikleri oylarla başkanının ve başkan yardımcısının kim olacağını belirliyor.
Main ve Nebraska eyaletleri dışındaki seçim bölgelerinde nispi temsil yok. Yani hangi aday en çok oyu alırsa o adayın ikinci seçmenlerinin tamamı “Electoral College” dedikleri kurula seçiliyor. Bazı eyaletlerde oldum olası Cumhuriyetçiler, bazılarında Demokratlar hep daha çok oy alıyor. Bazılarıysa partiden partiye kayabiliyor. Bu yüzden de Iowa, Ohio, New Hampshire, Florida, Nevada gibi eyaletlerdeki seçimler daha fazla ilgi çekiyor.
***
Sağlık sorunlarını atlatabilirse, atlattığını seçmene ispatlayabilirse Clinton’un seçilme olasılığı hala yüksek. Trump, kendi partisinde bile çok sevilen biri değil. George W. Bush zamanında Dışişleri Bakanlığı yapan, yani Cumhuriyetçi olan Collin Powell’ın basına sızan yazışmalarından, önemli mevkiler işgal etmiş isimlerin yazdıklarından ve söylediklerinden Trump’a hiçbir şekilde güvenmedikleri belli oluyor.
Eline geçecek yetkileri ne şekilde kullanacağı dünyanın pek çok yerinde insanların uykusunu kaçırıyor. Haksız da değiller nihayetinde dünyanın kaderi ona teslim ediliyor. Atacağı yanlış bir adım, basacağı yanlış bir düğme bu gezegende yaşayan herkesin sonunu getirebilir. Unutmayalım ki sadece ABD’nin elinde 5 bini kullanılabilir halde en az 8500 nükleer başlık var.
Bunların en küçüğü Hiroşima’ya atılandan yüzlerce kez fazla tahribata yol açma kapasitesine sahip. Bir de üstüne Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer devletlerin elindeki silahları koyduğumuzda, ABD başkanlık seçimlerinin dünya için varoluşsal bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle de ne diyeceği ve ne yapacağı kestirilemeyen birinin seçilme şansının her geçen gün daha da arttığını dikkate alacak olursak.
***
Bizim gibi ülkelerinse ABD seçimlerini varoluşsal sorunların ötesinde takip etmeleri, kim gelirse ne yapar üstüne kafa yormaları şart. O kadar çok sorunumuzun çözümü yeni gelecek yönetimin tavrı ve siyasetine bağlı ki şimdiden sivil, resmi ya da siyasi hepimizin Trump seçilirse Suriye, PYD, Kıbrıs, Gülen’in iadesi ne olur diye düşünmesinde, daha önceki açıklamalarına bakmasında ve birlikte çalışacağı düşünce kuruluşlarının yayınlarını okumasında yarar var.
Fakat asıl yeni yönetimi nasıl ve hangi araçlarla etkileriz diye de düşünmemiz gerekiyor. Nihayetinde Trump bambaşka bir siyaset ve hatta medeniyet kültüründen geliyor. Üstelik de dış politika konusunda tam bir kapalı kutu. Müslümanlardan, Meksikalılardan çok hoşlanmadığını ırkçılık sınırını fersah fersah geçen açıklamalarından biliyoruz. Putin’in tarzını sevdiği yönünde de bazı açıklamaları oldu.
Ancak bunların hiçbir somut siyasete, Amerika’nın dünyada nasıl bir rol oynamak isteyeceğin ilişkin değildi. Sadece sıradan seçmenin gönlünü almaya, tam da onların istedikleri cevapları vermeye yönelikti. Trump bugüne kadar aptal numarası yaptı ve büyük bir olasılıkla 8 Kasım’a kadar da aynı numarayı yapmaya, zor şeyleri basit formüllerle açıklamaya devam edecek. Ama Trump aptal değil, siyaseti de para kazanmayı da çok iyi biliyor ve elini de gelecek için saklıyor. Umarım bizi hazırlıksız yakalamaz…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025