Ahmet AY
Tamam, hiçbir devlet bütün üniversite mezunlarını istihdam etmek zorunda değil, buna devletin imkânları da yetmez. Özel sektör, kendi işini oluşturma konusunda devlet zaten desteğini sunuyor. Ancak öyle alanlar vardır ki bu bölüm mezunlarının devletin istihdamı dışında bir şansları bulunmamaktadır.
Konuyu daha spesifik olarak Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenliği-İlahiyat Mezunlarına getirmek istiyorum. Son günlerde sosyal medyada DKAB mezunları ile ilahiyat mezunlarının polemikleri dikkatimi çekti. DKAB mezunları, yargının verdiği kararla atamada yeniden avantajlı duruma geçerken, ilahiyat mezunlarının ise bu kararla Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atanmaları söz konusu olmamaktadır. Gençlerden yüzlerce mail ve mesaj aldım. Dinlediğinizde her iki tarafın da haklı gerekçeleri var.
Önce tarafları dinleyelim:
İlahiyat mezunları, “TTK’nin 15.11.2017 tarihli İlahiyat Fakültesi mezunlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine atamalarının önünün kapatılması konulu karar birçok mağduriyet oluşturmaktadır. Tamamen Danıştay kararı üzerine alınan eğitim camiası ve ilgili akademisyenlerin fikirleri alınmaksızın gelişigüzel üzerinde düşünülmeden alınmış bir karar olduğu aşikârdır.
MEB yeni bir düzenlemeye gitmek yerine Danıştay kararını olduğu gibi yürürlüğe koyarak Eğitim ile Hukukun birbirine karışmasına sebep olmuştur. Aksi iddia edilebilecek olsaydı İlahiyat Fakültesi yanında İslami İlimler Fakültesi, İlahiyat Bilimleri Fakültesi, Dini İlimler Fakültesi gibi İlahiyat Fakültesi ile aynı müfredata sahip, formasyon belgesiyle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliğine hak kazanan ilgili bölüm mezunları da aynı yaptırımla karşılaşırdı. Bu bizlere maalesef kararın vahametini göstermektedir.
Ayrıca Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği adlı bölüm kapatılmış İlahiyat Fakültesi bu görevi üstlenmiştir. Her yıl yaklaşık 7 bin mezun veren ve hâlihazırda yaklaşık 30 bin mezunu bulunan İlahiyat Fakültesi mezunlarının İHL Meslek Dersleri öğretmeni olarak MEB’de İstihdamı oldukça kısıtlıdır. Bunun yanında bölüm kapatılmış olup artık mezun vermeyen ve hâlihazırda yaklaşık 4 bin mezunu bulunan Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi mezunlarının istihdamı toplam kontenjanın yüzde 10’una tekabül etmektedir. Öğretmenlikte liyakatten bahsedilirken mezun vermeyen bir bölümün tüm mezunlarını düşük puanlarla atamak zorunda kalacak bir MEB kendisi ile çelişmektedir. Eğitim camiası, öğretmenler ve öğrenciler adına bu karardan geri adım atılıp yeni bir düzenleme yapılması kamuoyu vicdanı için olması gerekendir...” diyorlar.
DKAB mezunları, “Biz İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunu ve öğrencileriyiz bizim üniversiteye girdiğimiz yıl (2013) ilahiyat fakültesi öğrencileri formasyon almıyorlardı bizlerin puanı daha yüksek olmasına rağmen ya sadece öğretmenlik mesleğinde istihdam edilen Din Kültürü bölümünü seçecektik ya da alanı oldukça geniş olan İlahiyat bölümünü. Öğretmenliği seçtik ve bu bölümden sadece öğretmen yetişeceğini biliyorduk. Fakat 2014 yılında ilahiyat alanına formasyon verilmeye başlandı ve bizim tek istihdam alanımız olan öğretmenlik İlahiyatçılara altın tepside sunuldu.
Bir kaç arkadaş bu durumun haksızlık olduğunu, en azından bizim özlük haklarımızın korunması gerektiğini belirtmiş olsak bile kimse sesimize kulak vermedi, o yüzden biz MEB'i şikâyet ettik. Davamız 2015 yılında lehimize sonuçlandı ve MEB’in savunma yapması istendi, fakat MEB 2 yıldır savunma yap(a)madığı için 2017 yılında ancak alınan kararlar uygulamaya konabilir. 4 yıllık çaba sonucu zor güç kendi imkânlarımızla kazandığımız dava ve öğretmenlik alanındaki öncelik hakkımız İlahiyatçılar tarafından ve … tarafından 28 Şubat’la bir tutuldu, sanki biz imam hatip ilahiyat camiasına mensup değilmişiz gibi. İlahiyat başta imam hatiplik olmak üzere Kur'an Kursu öğreticiliği, vaizlik, müftü yardımcılığı, müftü gibi alanlarda istihdam edilebilirken, bizim tek istihdam kaynağımızın elimizden alınmasına sessiz kalamayız… Biz 3 yıldır mağduruz. Çünkü Din Kültürü öğretmeni olma dışında başka alanımız yok...“
Haklı-haksız bir tarafa, sorun bu. Yukarıda da söylediğim gibi bu iki alanın okullarda öğretmenlik dışında ciddi bir istihdam alanı bulunmuyor. Müftü, Vaiz vs ile ilgili atamalarla da sorunun çözümü mümkün görünmemektedir. Ancak; Milli Eğitim Bakanlığı her yıl sene sonuna kadar camilerden binlerce imam ve müezzin alıp ilahiyat ve DKAB mezunlarının girmesi gereken derslere sokuyor, ama DKAB ve İlahiyat mezunları işsizler kervanında. Kimse, “ama maliye, ama kadro tahsisi...” gibi bahanelerin arkasına sığınmasın.
Bu çocukların işe, okulların da bu iki alan mezunlarına ihtiyacı var ve on yıllardır bu ihtiyaç duruyor, e artık bir zahmet bu konuya el atalım. Hastane camını, taşıtlar vergisini, sınav sistemini Dünya Siyaseti ile ilgilenen Türkiye Cumhurbaşkanına bırakan bürokrasi, atamaların hesabını da Sayın Cumhurbaşkanımıza bırakmadan kendileri çözmeliler.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019