Atilla YAYLA
Türkiye’de meseleleri sağlıklı ve soğukkanlı bir şekilde tartışmak deveye hendek atlatmaktan zor. Bir fikri ifade ettiğiniz zaman beklediğiniz karşı fikirlerin dile getirilmesi ve sizin fikirlerinizin usulüne uygun şekilde çürütülmesi ise karşılanma ihtimal hayli zayıf bir beklenti içine girmişsiniz demektir. Fikrinizi sevmeyenler sizi satılmış olmakla, ihanetle, ajanlıkla ve benzeri şeylerle suçlayabilir. ‘Nereden biliyorsun?’ diye sorarsanız, ‘tecrübeden’ diye cevap veririm. Bu tür o kadar çok olaya şahit ve taraf oldum ki! Şahsen ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ajanı olmakla, AB’den çuval çuval para almakla suçlandım. Bunun üzerine, bir yazımda, aralarında Gana ve Arjantin’in de bulunduğu birçok ülke adına ve hesabına çalıştığım şakasını yaptım. Takip etmedim ama, gerçekten böyle olduğuna inananların dahi çıkmış olması muhtemel.
Hele bazı çevreler var ki, bunların işi gücü sağda solda ajan keşfetmek. Ajan edebiyatını kullanmakta en mahir olan ise Aydınlık gazetesi çevresi. Oradaki insanların neredeyse her haberi ve yorumu bu türden açık iddialar veya imalar taşıyor. Çok başvurdukları için artık tarzları sıradanlaştı. Ne söylerse söylesinler onları ciddiye almak gereksiz ve anlamsız. Son olarak LDT’ye ve onunla eğitim üzerine bazı programlarda işbirliği yapan ülkemizin en özgürlükçü eğitim sendikası Özgür-Eğitim-Sen’e yine ajanlık suçlamasıyla saldırmışlar. Buna şaşırmadım. Ama şaşırdığım bir şey var, o da, Eğitim Bir-Sen’in bu saçmalığa sarılması ve onu kullanması. Kendileri zaten ajanlıkla suçlanan bir çevreye yakın bir eğitim sendikasının sicili belli bir çevrenin bu saldırılarına sarılmasına, sahip çıkmasına bir mana veremediğim gibi haksız ve adâletsiz de buldum. Özgür Eğitim-Sen’deki arkadaşlar haklı olarak çok alınmışlar. Bana bu tavrı kınayan bir açıklama gönderdiler. Açıklamayı, bir haksızlığa set çekmeye yardımcı olur umuduyla, biraz kısaltarak yayınlıyorum.
“Özgür Eğitim-Sen üç yıl önce ülkemizin saygın kuruluşlarından Liberal Düşünce Topluluğu (LDT) tarafından düzenlenen ‘eğitim’ konulu bir seminere iştirak etti. LDT bağımsız bir kuruluş olarak gördüğü NED’den (National Endowment For Democracy- Ulusal Demokrasi Vakfı) söz konusu çalışmayı yapmak için destek almış. Aydınlık Gazetesi’nden Mehmet Akkaya NED ile CIA arasında bir bağ kurarak 13 Kasım tarihli yazısında hem LDT’yi hem de Özgür Eğitim-Sen’i Türkiye’de CIA’nın beslediği örgütler listesine dâhil etmiş.
Özgür Eğitim-Sen olarak Hatay, Batman ve İstanbul’da LDT ile eğitim sorunu üzerine yapılan çalıştaylarda kendi düşüncelerimizi paylaşarak mı CIA ajanı olduk? Atilla Yayla, Bekir Berat Özipek, Murat Yılmaz, Murat Çokgezen gibi saygın akademisyenler ile Türkiye’nin hayatî meselelerini konuşmak ve tartışmak mı CIA ajanlığı oluyor?
Türkiye’de vicdanlı, inançlı, demokrat hiçbir insanın ciddiye almayacağı bu iddiayı ne hazindir ki Eğitim Bir-Sen’li yöneticiler çok ciddiye aldılar. Eğitim Bir-Sen’in bu süreçteki tutumu ibretlikti. Özgürlük ve adâlet mücadelesine tanık oldukları ve ‘serbest kıyafet’ eyleminde olduğu gibi takip ettikleri Özgür Eğitim-Sen hakkında yalan ve iftira niteliğindeki yazıyı, paravan internet siteleri ve kendi facebook hesapları üzerinden yayarak ahlâksızlığa çanak tuttular.
Özgür Eğitim-Sen'in dünya görüşünün ne olduğunu çok iyi bilen Eğitim Bir-Sen, bu yalan ve iftiraya alet olarak Özgür Eğitim-Sen üzerinden kendi ilkesizliğini mi örtmeye çalışıyor?
Bu ülkenin özgürlükçü ve vicdanlı her bir ferdi, Özgür Eğitim-Sen’in kurulduğu günden bu yana Türkiye’de mağdur edilen, horlanan, hakları yok sayılan toplumun tüm kesimlerinin istisnasız hak ve hukukunu, bu ülkenin kültür, inanç ve tarihi müktesebatı doğrultusunda savunduğunun şahididir.
Eğitim Bir-Sen’li yöneticiler, Özgür Eğitim-Sen’in kılık kıyafet meselesinin çözümünde oynadığı tarihî rolü, kendilerinin yüz binlerce üyeye rağmen seslerinin çıkmadığı ortamda Özgür Eğitim-Sen'in koyduğu tarihî eylemliliği biliyorlar. Kendileri Milli Eğitim Bakanlığı’nı ele geçirmenin derdiyle uğraşırlarken, ülkenin en zorlu meseleleri hakkında karınlarından dahi konuşmazlarken, 2006 yılında Özgür Eğitim-Sen’in yöneticilerinin Millî Güvenlik dersinin ve Andımızın kaldırılması, eğitim sisteminin ideolojik dayatmadan arındırılması, başörtüsü yasağının her kademe ve herkes için kaldırılması ile ilgili söylemleri nedeniyle mahkemelerde 10,5 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığını da biliyorlar.
Kamu çalışanlarının haklarını sözleşme masasında koruyamayan, savunamayan ve sendikacılık tarihinin yüzkarası olarak kayda geçenler, Milli Eğitim sistemini rant alanına çevirenler, kendi ilkesizlik ve adâletsizliklerinin hesabını vermekten kaçanlar, Özgür Eğitim-Sen gibi Türkiye’de sendikacılığın yüz akı olan bir kuruma çamur atarak, atılan çamurlara ortak olarak içine düştükleri çıkmazdan kurtulacaklarını zannediyorlar. Bu çamur bize yapışmaz, ama Eğitim Bir-Sen’in suratında kalır...
Yusuf Tanrıverdi
Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019