Fehim TAŞTEKİN
Ortadoğu’da ‘Kürtlerin zamanı’ diyebileceğimiz bir stratejik dönüşüm evresinde Türkiye Kürtlerle savaşı tercih etti. Sadece Suriye değil kendi Kürtlerini de kaybetme pahasına oynanan riskli bir oyun. Ucunda bir ‘Pirus Zaferi’ bile olmayabilir.
PYD’nin Cenevre’den dışlanmasından kendisine gurur payesi çıkartan siyasi akıl, Cenevre’nin geri kalanını da “Muhalifler ileri sürdükleri şartlar kabul edilmezse Cenevre’den çekilebilir” diyerek de maniple ediyor. Batılı müttefikleri nezdinde Ankara hala şantaj ya da tehditlerle sözünü dinletebiliyorsa bunu sahip olduğu siyasi ve diplomatik krediye değil Türkiye’nin coğrafi konumunu kullanarak yaratacağı sorunların büyüklüğüne borçlu.
Suriye’deki ‘sakıncalı’ örgütlere militan ya da silah taşıma, Avrupa’ya karşı mülteci baskısını kullanma ya da etki ettiği gruplarla siyasi çözüm sürecini sabote etme türünden kartlar... Sorun yaratma araçlarını yitirdiği an zurnanın zırt dediği yerden nasıl çalacağını az çok tahmin ediyoruz.
Türkiye, PYD’yi Cenevre’nin ilk turundan dışladı da ne oldu? Ya da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’la toplantıda tekrarlanan ‘PYD’nin DAİŞ’ten farksız’ diskurundan ne çıktı?
Bütün bunlara yanıt sahadan verildi: BM tarafından otel rezervasyonları yapıldığı halde Cenevre’de görüşmelere çağrılmayan Rojava’nın aktörleri Batı tarafından çok özel bir ziyaretle ödüllendirildi.
Hafta sonu ABD Başkanı Barack Obama'nın IŞİD'le mücadele özel temsilcisi Brett McGurk, Fransız ve İngilizler diplomatlar dahil bazı Avrupalı yetkililer Kobani ve Cezire kantonlarına giderek PYD, TEV-DEM, YPG, Suriye Demokratik Güçleri ve yerel yetkililerle görüşmeler yaptı.
Rojavalı Kürt kaynaklardan edindiğim bilgilere göre “Sizinle geliştirdiğimiz ilişkiler Cenevre’den daha önemli” mesajı verildi. PYD’nin Cenevre’nin sonraki aşamalarına katılacağı ve özellikle yeni anayasa sürecinde Kürtlerin olacağı vurgulandı.
Bunun anlamı: Kürtler organize bir güç olarak kendi varlıklarını dayatıyor.
Süleymaniye’den helikopterle Rimelan’da Amerikalılara tahsis edilen üsse inen heyeti karşılayanların başında Eldar Xelil geliyor. TEV-DEM’in kurucularından biri olarak Eldar Xelil, Rojava ile ilgili kritik süreçlerde yer aldı. Kürt temsilciler, bu ziyareti ‘Sadece IŞİD’e karşı askeri işbirliğinin güçlendirilmesi değil Rojava’nın siyaseten tanınması’ olarak yorumluyor. Ziyaretin anlamını TEV-DEM yöneticilerinden Dr. Nasır Hac Mansur’a sordum, şunları söyledi:
“Görüşmeler DAİŞ’e (IŞİD) karşı uluslararası koalisyon çerçevesinde gerçekleşti. Hem askeri hem siyasi meseleler müzakere edildi. Cenevre’ye katılım konusunda ‘Bunun için elimizden geleni yapacağız’ diyorlardı, şimdi de ‘Biraz ilerlesin, sonraki aşamalarda siz mutlaka yer alacaksınız’ diyorlar. Bu ziyaret, bize desteğin sürdüğüne dair bir teyittir. Aynı zamanda Kürtlerin pozisyonunu tanımaya yönelik açık ve resmi bir ziyarettir. Siyasi bir tanımadır. Bu çerçevede askeri işbirliğinin güçlendirilmesinin yanı sıra siyasi tarafın nasıl desteklenebileceği meselesi de konuşuldu. Çünkü bu ilişkinin sadece DAİŞ’e karşı ortaklıkla sınırlı kalmaması gerekiyor. Bunlar ilişkinin siyasal bir boyut kazanması yönünde ilk adımdır.”
Bir başka Kürt kaynak ise toplantılarda IŞİD’in merkezi Rakka ile dünyaya açıldığı kapı olan Cerablus’a yönelik operasyon hazırlıklarının öne çıktığını kaydetti. Özellikle Cerablus ile ilgili operasyon planları gizli tutuluyor. Nedeni Türkiye’nin, YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesini kırmızıçizgi haline getirmiş olması. YPG, Suriye Demokratik Güçleri şemsiyesi altında Tişrin Barajı’nı ele geçirdikten sonra hedefe Menbiç’e koyduğunda ABD operasyona fren yaptırdı. Çünkü Türkiye’ye verilmiş bir güvence var. Güvencenin karşılığı İncirlik üssü ve Türkiye’nin alacağı önlemler. Suriye’de IŞİD ve Kaide’ye karşı savaşın başarısı bir yanıyla Türkiye’nin sınırı kapatmasına bağlı. Bu yüzden de Ankara’nın öfkesi ya da kırmızı çizgileri karşısında ABD şimdilik ‘transistor’ olmayı yeğliyor. Fakat Kürtler ABD’nin bir yere kadar durumu idare edeceğini düşünüyor.
ABD gibi askeri bir ortaklık kuramasa da Rusya da Kürtleri yakın planda tutmaya çalışıyor. PYD’nin Avrupa temsilcilerinden Zuhat Kobani’ye göre Cenevre’de PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in heyeti hem Amerikan hem Ruslarla görüşmeler yaptı. Dün Rus Dışişleri temsilcileriyle bir görüşme daha oldu.
Batılıların gerçekleştirdiği ziyaret, IŞİD’le mücadele perspektifini aşan bir hedefe de işaret ediyor. Bu ziyaretle ABD hem IŞİD’le mücadelede Kürtlere verilen önemin altını çizdi hem de Rojava özerkliğinin bütün unsurlarıyla bir araya gelerek ilişkilere siyasi bir boyut ekledi.
ABD, matruşka gibi katmanlı bir siyaset geliştiriyor. Kürtlerle Ekim 2014’te kurulan işbirliğiyle birlikte Suriye’ye müdahalenin biçimi değişti. Fırat’ın batısında Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ile birlikte açılan cephe IŞİD, Nusra ve diğer cihatçı selefi örgütleri sahanın efendileri yaptı. Şimdi ABD farklı bir şeyi deniyor; Fırat’ın doğusunda Kürtlerle birlikte kurduğu ortaklıkla birkaç aşamalı bir yol izliyor:
- İlk aşamada ortak olarak sadece YPG vardı. Bununla Kobani ve Cezire’nin güneyindeki bölgeler kurtarıldı.
- İkinci aşamada Türkiye’nin itirazlarını düşürmeğe de yarayacak bir yolla YPG’nin ana aktör olduğu Araplarla birlikte Suriye Demokratik Güçleri adlı ortak cephe kuruldu. Bu da ABD’ye YPG değil “Suriye Demokratik Güçleri ile çalışıyorum” deme fırsatı sundu. Bunun ötesinde bu cephe ile Arapların bulunduğu bölgelere doğru operasyon derinlik kazandı.
- Üçüncü aşamada hedef IŞİD’i Rakka ve Cerablus’tan atmak.
Peki, ortaklık burada bitecek mi?
- Dördüncü aşamada iki senaryo söz konusu olabilir: ABD Suriye Demokratik Güçleri’nin bileşenlerini zenginleştirmeye çalışıyor. Bileşenler genişledikçe hedef alanı da genişliyor. ABD büyüyen bu gücün yeteneklerini test ederek Suriye stratejisini güncelleyebilir.
Cenevre sürecinden siyasi bir çözüm çıkarsa ne ala. Çıkmazsa ABD, Fırat’ın kuzeyine Suriye’den koparılmış nüfuz alanı muamelesi yapabilir ve buranın geleceğini zamana bırakabilir. Ya da kurtarılmış bölgede oluşturduğu askeri ittifakı Şam yönetimine karşı yeni bir savaş cephesine dönüştürebilir.
Bu son senaryo ile ilgili görüşünü aldığım Dr. Nasır şunu söyledi:
“Elbette ABD’nin kurduğu ittifak sadece DAİŞ’e karşı savaşla sınırlı değil. Bu savaş (Nusra gibi) radikallerle savaşı da içerebilir. Daha da ileriye gidip gitmemesi ise rejimin tavrına bağlı. Eğer rejimin tavrı değişmez ve elimizdeki bölgelere saldırırsa savaş çıkar. ABD ile Avrupa’nın mutabakatı var, öncelikli hedef DAİŞ. Ama Esad yönetimi hedef tahtasından çıkmış değil. Duruma göre strateji değişir.”
Burada Türkiye’nin de hesapları önemli. Kürtlerin kafasını meşgul eden şey Türkiye’nin kuzeyde başlattığı operasyonları tamamladıktan sonra sıranın Rojava’ya gelip gelmeyeceği.
Tam batıda bir iki noktadan namluların yönü Afrin’e dönük. Kobani-Cezire arasındaki hatta yönelik de askeri tahkimat var ve zaman zaman Türkiye’den atışlar oluyor. Hesapları bozan faktör ABD’nin Kürtlerle ittifak kurmuş olması. Cezire artık iki üs ile Amerikan güçlerinin de bulunduğu bir bölge. Ve Başkan Obama halihazırda 50 civarında askerin bulunduğu Rojava’ya bir o kadar daha özel tim gönderme talimatı verdi. Amerikan güçleri Rojava’dayken Türkiye operasyon yapabilir mi? Bölgesel bir savaşı göze alabilir mi?
Rojava’dan önce konuşulan müdahale alanı Cerablus ve Azez-Mera hattıydı. Türkiye’nin tampon bölge oluşturmak için can attığı yer. Afrin ve Kobani arasında yer alan bu bölgeye girmek, Rus savaş uçaklarının misilleme yapmak için pusuda bekliyor olması nedeniyle mantıklı bir oyun değil. Ancak Rus uçağının düşürülmesinde olduğu gibi Türkiye öngörülebilir ülke olmaktan çıktığından beri artık kimse mantık aramıyor. Bu bölgenin doğu yakasını IŞİD batı yakasını Türkiye’nin desteklediği öteki örgütler tutuyor. Hele Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suudi Kralı Selman’la görüşmeye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la gidince ister istemez şu soru elzem hale geliyor: “Suudi finansörlüğünde bir macera mı?”
Bütün müdahaleci tehditler PYD ve YPG’nin Rojava’da ‘halksız’ olduğu iddiasına dayanıyor. Ne var ki Türkiye’nin ötekileştirdiği Kürtleri Amerika kazanıyor. Bu yüzden artık başka bir açıdan bakmanın zamanı geldi. Tüm stratejilerini ‘Kürt fobisi’ üzerine kuranlar hem bölgenin yeni dinamikleri hem de Kürtlerin elde ettiği kazanımların farkına varmalı.
Avrupa’da Rojava’da ortaya konulan model aydınlar arasında ‘devletsiz demokrasi’ modeli olarak tartışılıyor. Ötekileştirilen ve terörize edilen Kürtler Avrupa’nın siyasi, sosyal ve entelektüel çevreleriyle etkileşim içerisine geçmeyi başardı. Bu insanlar kurdukları bu ağlar sayesinde Rojava’yı ‘İşte bizim ürettiğimiz model’ diye anlatıyor. Ve bu söylemin alıcısı şaşırtıcı oranda fazla. Bu algının kontrastında ‘IŞİD’e destek veren ülke’ var. O yüzden Kürtlere atılan çelmeler bir Pirus Zaferi bile getirmez diyorum.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim-tastekin/cenevrenin-ahi-rojavadan-cikiyor-1503599/
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025