Fehmi KORU
Hafta sonlarının önemli bir bölümünü benim gibi futbol izlemeye ayıranlar, hele bir de yine benim gibi Fenerbahçe taraftarı iseler, bu yılın en mutsuz insanlarıdır.
Herhalde öyledir.
Maçların tadı tuzu yok çünkü.
İnsan canını dişine takıp mücadele eden futbolculara da, onları sahaya süren ve kenarda kendi kendini yiyip bitirdiğini belli eden teknik adama da acıyor…
Skor çıkmıyor karşılaşmalardan…
Takımı oyuncuları değiştirerek kursan da çıkmıyor, oyun tarzını değiştirerek çıksan da…
Golü getirecek son vuruş bir türlü gelmiyor…
Daha doğrusu şöyle: Topu golü atacak en öndeki oyuncuya taşımakta zorlanıyor takım…
Maçın sonuna doğru da.. gelsin “Yönetim istifa” bağırtıları…
Yönetim “Ne yani, ben mi sahaya girip golü atacaktım?” diye düşünüyorsa şaşırmam.
Kartlar gerekli
Bizde başarısızlık öksüzdür, sahibi yoktur.
Sezonun bitmesine 13 hafta kaldı, şampiyonu şimdiden tebrik edebiliriz; ara bayağı açıldı çünkü…
Eskiden hiç değilse İspanya ligi, ‘La Liga’, teselli mükâfatı gibiydi; şimdilerde ‘kış saati’ uygulamasına bizde son verildiği için, maçların çoğu o kadar geç saatte ki, sabahın ilk ışıklarından birkaç saat önce günle buluşan benim gibi bir erkencinin gecenin o vaktinde gözlerini açık tutması imkânsız…
Bu sebeplerle, bizim maçları izlerken, zihnim, futbol sahasında gördüklerim ile siyaset sahasında yaşananlar arasında mukayeseler yapıp duruyor.
Herhalde fark ediyorsunuzdur: Bu yıl sahalarda hakemler ‘kırmızı karta’ daha fazla başvuruyorlar. Kimi rakibe sürekli faul yapana ikinci sarı kartı gösteriyor, kimi sakatlama amaçlı müdahale olduğuna inandığında doğrudan ‘kırmız karta’ elini götürüyor…
Şahsen bundan memnunum.
Keşke siyasette de kural-dışılıklara karşı kart gösterilebilse ve kurallara uymak istemediğini belli edenlere cezai müeyyide uygulanabilse…
Referandum öncesi tanığı olduğumuz söylemler benim hoşuma gitmiyor. ‘Evet’ ve ‘Hayır’ cephesine oy kazandırmak için yapılan konuşmalar, hiç değilse çoğunluk itibariyle, hep ‘tehlikeli müdahale’ sınırında dolaşıyor; çoğu ‘sarı kartlık’, bazısı ise ‘doğrudan kırmızı’ gerektirecek boyutta…
Oy kullanmamız beklenen, bir anayasa değişikliği paketi; ancak bu paketle, 1982 Anayasası’nda daha önce yapılan değişikliklerden çok daha fazlasını gerçekleştirme amaçlanıyor.
Tarihimiz farklı şey anlatıyor…
Yaklaşık 150 yıldır, 1876’dan beri, ara sıra kesilse bile bugünlere kadar bizi getirmiş parlamenter sistemle yönetiliyoruz; parlamentodan geçen değişiklik paketi halkımızdan da onay alırsa referandum sonrası ‘başkanlık sistemi’ne geçeceğiz.
Köklü bir değişiklik söz konusu.
Ancak daha adından başlayarak yanıltılmak istendiğimizi hissetmemek elde değil.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan en son “Yetkileri tek elde toplayacağız” dedi açık açık. Doğru olan onun tavrı. Gerçekten de öyle olacak; daha önce farklı kurumlarda bulunan yetkiler, değişiklik hayata geçirildiğinde, ‘başkan’ mevkiindeki kişide toplanacak…
Başbakan da olmayacak zaten…
İyi de getirilecek yeniliğe ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ denilmesi bir yanıltmaca değil mi?
“MHP’nin ricası” olduğunu biliyorum ve bu bana daha da rahatsız edici geliyor…
Bize daha uygun olduğu söyleniyor değişiklikle getirilecek yeni sistemin ve ispatı için tarihimize başvuruluyor.
Oysa tarihimiz farklı şeyler anlatıyor.
Parlamentoya, ‘Meclis’li sisteme’ geçiş, tarihimizin gerçeğidir. Öncesine göre bir ilerleme olan o geçişti.
Kaldı ki, Meclis bulunmadığı dönemde bile, devletin başı bütün yetkileri elinde bulunduran biri değildi ki…
‘Sadrazam’ diye biri hep vardı Osmanlı’da ve Padişah onu göreve getirdiğinde kendisine teslim ettiği mührü geri alana kadar devleti o idare ederdi.
Tarihimiz büyük padişahlar kadar, onları ‘büyük’ yapan büyük sadrazamların da tarihidir.
‘Evet’ oyu verilmesini savunurken tarihimiz gerekçesine başvuranları gördüğümde.. ‘sarı kart’ çıkarasım geliyor…
İleri ülkelerin sistemi mi?
‘Başkanlık sistemi’ konusunda ikna olmamız için başvurulan gerekçelerden biri de ilerlemiş ülkelerin ‘sistemi’ olduğu iddiası…
İddia sahipleri, bu gerekçeden önce, ‘bize özgü bir sistem’ getirdiklerini ifade ettikleri için çelişkili bir alana giriyorlar; ‘bize özgü’ bir şey ile başka hiçbir şey mukayese edilemez çünkü…
Sistemler ülkelerin geleneklerini yansıtır ve ‘başkanlık’ ile yönetilen ülkeler de genellikle ‘federal’ yapıya sahiptirler.
ABD’de olduğu gibi, ‘başkan’ 50 eyaletten oluşan bölük pörçük yapının tutkalıdır; birliği şahsında o temsil eder…
Gerekçeye ‘sarı kart’.
Kampanya sırasında birilerinin coşup ‘melek-şeytan’ bahsine dalarak dini argümanlar kullanmasına ise hiç girmek istemiyorum.
Tam ‘kırmızı kartlık’ bir durum çünkü…
Referanduma sunulan anayasa değişiklikleri savunulamaz mı?
Elbette savunulabilir. İkna edilmeye hazır, ancak yanlış söylemlere muhatap olduklarının farkında geniş bir kitle var ve onlar kurallar içerisinde bir ikna faaliyetine muhatap olabilmek için merakları ayakta bekliyorlar.
Fenerbahçe’nin, yeniden şampiyonluklara erişmesi önünde engellerin ne olduğu konusunda aydınlanmayı bizim taraftarın beklediği gibi…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025