Hakan TAHMAZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim’de Meclis açılışında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM Partili milletvekilleriyle tokalaştı.
Bahçeli bu hamlesini önce, “Yeni bir döneme giriyoruz, dünyada barış isterken kendi ülkemizde barış sağlamak lazım” sözleriyle izah etti. Bahçeli’nin tokalaşma hamlesi sırasında, yanında AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala’nın bulunması dikkatlerden kaçtı.
MHP lideri, Salı günkü TBMM partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, bu hamlesini: “Biz, gelişigüzel, keyfe keder, can sıkıntısından, anlık dürtülerle, dümenden ve düzenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz, öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmanın merakına tevessül ve teşebbüs etmeyiz. DEM’e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” biçiminde gerekçelendirdi.
Çarşamba günü ise Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasında “85 milyonun kardeşliği adına çok anlamlı buluyorum. Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını umut ediyoruz” ifadeleriyle Bahçeli’ye destek verdi. Anlaşıldı ki bu bir Cumhur İttifakı hamlesi.
Bütün bunlardan sonra, doğal olarak “yeni bir çözüm süreci, yeni bir barış süreci mi başlıyor” tartışması gündem oldu. Bu soruları pozitif ve negatif anlamda tartışanlar, soranlar var. Ne yazık ki ülkede son sekiz yıldır yaşananlar, toplumun iyi, pozitif duygu ve düşüncelerle bu soruların sorulmasını fazlasıyla zora sokan nitelikteydi. Nitekim toplumun ezici çoğunluğunun bu hamleye negatif yaklaştığı çok açıktır.
Bunda şaşılacak bir şey yok. Cumhur İttifakı son sekiz yıldır barış istemeyi suç sayıyor, cezalandırmaya çalışıyor. Barışın sözünü edenleri “terörist, bölücü ve hain” ilan etmekte, yaftalamaktalar. Adeta ülkeyi cehenneme çevirdiler. Bu gerçeğin üstünü hiçbir şey örtemez ve örtmemelidir. Başta demokratik Kürt hareketi olmak üzere, toplumun çok çeşitli demokratik muhalif kesimleriyle aralarına ciddi büyüklükte güvensizlik duvarı ördüler.
Bunlar Cumhur İttifakı’nın yeni bir beka siyaseti planı yaptığına dair güçlü emareler. Bu da her kesimde kaygıları, negatif duygu ve düşünceleri daha da çoğaltıyor, toplumun korkularını katmerleştiriyor. Yeni barış süreci eski gibi olamaz. Hatta büyük ölçüde hiç benzemez.
Ancak geçmişe çakılıp kalmak, çoğu zaman geleceği inşa etmeyi engeller, çeşitli düzeylerde fırsatların kaçmasına neden olabilir. Geçmişi unutmadan geleceği ilmek ilmek örmek, geçmişten sağlıklı dersler ve sonuçlar çıkarmak gerekir.
Bahçeli’nin “dünyada barış isterken kendi ülkemizde barış sağlamak lazım” sözleri, barış fikrinin güçlüğünü göstermekte. Bölgesel ve küresel gelişmeler “Türkiye’yi Kürtlerle barışa zorlayacak” öngörüleri doğrulanmıştır. Sekiz yıldır izlenen beka ve Kürt hakları karşıtı siyasetten elde edilmek istenen sonucun elde edilemeyeceğinin anlaşılmış olma ihtimali var.
BAHÇELİ’NİN SÖZLERİ, BARIŞ FİKRİNİN GÜÇLÜĞÜNÜ GÖSTERMEKTE
Bahçeli’nin açıklamalarının ve hamlesinin yeni bir çözüm süreci ve barış sürecinin başlangıcı için ilişkileri normalleştirmek amaçlı mini minnacık bir adım olma ihtimali de gözardı edilemez. Aksine konuya barışın toplumsallaşması açısından bakmak, barış isteyenler için elzemdir.
Bu açıdan Bahçeli’nin “dünyada barış isterken kendi ülkemizde barış sağlamak lazım” sözleri, barış fikrinin güçlüğünü göstermekte. Bölgesel ve küresel gelişmeler “Türkiye’yi Kürtlerle barışa zorlayacak” öngörüleri doğrulanmıştır. Başka bir ifadeyle sekiz yıldır izlenen beka ve Kürt hakları karşıtı siyasetten elde edilmek istenen sonucun elde edilemeyeceğinin anlaşılmış olma ihtimali var.
Bölgede bütün taşların yeniden oynadığı bir dönemde, Türkiye’nin bugüne kadar sürdürdüğü şiddet ve güvenlik politikalarını sürdürme imkânı her geçen gün azalıyor. Türkiye, böylesine kritik bir süreçte devre dışı kalmış durumda, yeni bir yol arayışında.
Tabi burada esas meseleyi, barışın ne anlamda kullanıldığı ve barıştan ne amaçlandığı oluşturmakta. Çözüm sürecinde de tarafların farklı beklentileri vardı. Çözümden çok farklı şeyler anlamaktaydılar. Başka ülkelerde de barış süreçlerinde, benzer farklılıklar, tarafların amaç, hedef uyuşmazlıkları her daim olmuştur.
Barış arayışlarında başarılı olanlar; bu farklılıkları diyalog kuran, müzakere süreçlerinde ve barışın toplumsallaşması çalışmalarında ortaya çıkan fırsatları doğru ve zamanında değerlendiren, barış arayışının ihtiyaç duyduğu esnekliği gösteren ve siyasi manevra yapabilenlerdir.
2013-2015 çözüm sürecindeki barış arayışları; çatışma çözümü süreçlerinde bu türden olasılıklar karşısında nasıl davranılması ve değerlendirilmesi gerektiğini gösteren derslerle dolu. En azından bu süreçte ne yapılmaması gerektiğini öğrenmiş olmamız gerekiyor.
Bunların başında gelenlerden biri, esas ve tek kendi gücüne güvenmek gelir hiç kuşkusuz. Ancak kendi gücünü abartmanın da baltayı taşa vurmak olacağı yaşanarak görüldü. Cumhur İttifakı liderlerinin açıklamalarında buna dair bir emare yok. Bu da ilişkilere hala yukardan bakıldığını ve güç gösterisi olarak yaklaşıldığını göstermektedir.
Bir diğeri ise bütün dünyada barış arayışlarının ilk döneminin “arka kapı diplomasisi” ile inşa edildiği bilgisinin aksine, “her şey şeffaf ve kamuoyu bilgisi dahilinde yürütülecek” yaklaşımının, çözüm sürecinde nasıl olumsuz sonuçlar ürettiğinin hiç akıllardan çıkarılmaması gerektiğidir. Arka kapı diplomasileri çatışmaların şiddetlendiği dönemlerde ve barış arayışlarının ilk döneminde hayati ve zorunlu nefes alışlardır. Örneğin bu türden yanlışlarda ısrar etmek, Kürt demokratik güçlerine bir şey kazandırmadığı gibi, bu tür gerçekliği olamayacak yaklaşımlar, taraftarlardaki güvensizliği derinleştiriyor. Barışa olan güven, zamanla artar.
Barış isteyenler; Bahçeli’nin “siyasette hiç kimseyle konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur” ve “dünyada barış isterken kendi ülkemizde barış sağlamak lazım” sözlerini, sık sık başta Cumhur İttifakı’na, CHP’ye ve diğer tüm taraf ve siyasal kesimlere hatırlatmak ve gereğini yapmaları için toplumsal basıncı güçlendirmek göreviyle karşı karşıyalar. Bu sözlerin cazibesine kapılarak sahte umutlar yaymadan, barışın toplumsallaşmasına katkı sunmanın, Kürt sorununda yeni bir demokratik barış sürecine kapı aralanmasını sağlamanın, gerçekçi olup imkânsız için mücadele etmenin ve diyalog geliştirmenin imkânlarını çoğaltmanın zamanıdır.
İktidar ortaklarının hamlesinin, İsrail ve PKK arasında muhtemel gelişecek işbirliği ve Gazze savaşı sonuçlarının yaratmakta olduğu bir mecburiyet olduğunu unutmadan.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023