Kurtuluş TAYİZ
Hasan Cemal, “Öcalan, Erdoğan ile kendi geleceği ve Kürt hakları ile ilgili uzlaşmaya varıp Türkleri demokrasi konusunda satışa getirebilir mi” diye soruyor. Hem Öcalan’ın, hem Kandil’in “Erdoğan’ın demokrasi ve hukuku tepeleyen adımlarını es geçtiklerini ve hükümete angaje olduklarını” düşünüyor. İhsan Dağı ve Nuray Mert gibi yazarlar da aşağı yukarı Hasan Cemal ile aynı görüşleri paylaşıyor. Kürtlere, Erdoğan ile kurdukları ilişkinin “demokrasiye ve hukuka zarar verdiğini” hatırlatıyorlar. Bu kaygı ve endişelerin açık açık söylenmesinin olumlu olduğunu ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum.
Kürt hareketinin Ankara ile kurduğu ilişkinin “sorunlu” olduğunu ima eden eleştiriler yeni değil elbette. Ulusalcı çevreler ile kimi liberal, solcu yazarlar ilk günden itibaren, değişik içerik ve üslupla çözüm sürecini eleştiriyor. Gezi olayları ve 17 Aralık’tan sonra bu eleştiriler, Kürtlerin “Erdoğan’a koltuk değneği olduğu” yönünde suçlamalara dönüştü.
Peki çözüm süreci gerçekten de demokrasiye ve hukuka zarar verecek noktaya mı geldi?
Kürt meselesi çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşemeyeceğine inanan biri olarak, çözüm süreci ile demokratikleşme arasında karşıtlık kurmayı doğru bulmuyorum; aksine akan kanı durdurmadan Türkiye’de sağlıklı bir demokrasi tartışmasının bile yapılamayacağını düşünüyorum. Demokratikleşmeyi Kürt meselesinden koparmak mümkün olmadığı gibi, hukuktan ayrı ele almak da imkansız.
Kürt hareketinin ve Öcalan’ın, demokrasi ve hukukun dışında bir güvence peşinde olduklarını düşünmüyorum. Tam tersine çözüm sürecinin hukuki bir çerçeveye kavuşturulmasını savunuyorlar. Yeni bir anayasa arayışı içindeler. Silahları konuşturmanın, çatışmaların başlamasının Türkiye’nin demokrasisine zarar vereceğini, devletin güvenlikçi reflekslerini harekete geçireceğini, Ankara’yı “diyalog” yönteminden uzaklaştıracağını, siyaseti zayıflatıp bürokrasiyi güçlendireceğini ve dolayısıyla bunun hem Türklere hem de Kürtlere zarar vereceğini biliyorlar. Şu ana kadar yakından izlediğim kadarıyla gerek Öcalan, gerek Kandil ve gerekse BDP, demokrasi ve hukukun dışında kişisel ve toplumsal bir kurtuluş modeli peşinde değiller. Kendilerini demokrasi ve hukuk içinde güvenceye almaya çabalıyorlar.
Hasan Cemal ve İhsan Dağı’nın bahsettiği gibi Kürtler “demokrasi” ve “hukukun” dışında bir çözüm arayışı içinde değil. Demokratik bir çözüm formülü olmadan ne Öcalan’ın kişisel hakları, ne Kürtlerin kolektif hakları söz konusu olabilir. Hukuk dışılığın bu ülkede en çok Kürtlerin canını yaktığını unutmayalım; hukukun başını tutan güçler, Kürtleri bugüne kadar ya hapse, ya mezara gönderdi. Bu tecrübeye sahip olan Kürtlerin, geleceklerini perde arkasında verilen sözlere bağlamaları beklenemez. Ne Öcalan, ne Kandil ve ne de BDP, bu kadar saf değil.
Ancak çözüm sürecini bir şans olarak gördükleri gerçek. Bunu değerlendirmekte de haklılar. Bir yıl boyunca hiç kimsenin ölmemesi, annelerin ağlamaması, hayatın normalleşmesi sadece Türkler için değil, Kürtler için de büyük bir anlam ifade ediyor. Kandil ve İmralı bunu gözardı edebilir mi? Çözüm süreci, demokratik siyaset yöntemi örgüte ve Öcalan’a hiç olmadığı kadar fayda sağladı; bunu ellerinin tersiyle niye itsinler?
Demokrasiyi ve hukuku katleden ne Erdoğan ve ne Öcalan, PKK veya BDP’dir; hukukun tarafsızlığını, güvenirliğini sarsan taraf, son beş yılda büyük davalar etrafında yürütülen soruşturmaları kullanarak siyaseti dizayn etmeye kalkan bürokrasideki paralel devlettir. Cemaatin katlettiği demokrasinin, hukukun hesabını Kürtlerden sormak bence büyük haksızlık.
Türkiye’nin demokratikleşmesi gibi ciddi bir sorunu elbette vardır. Kürt sorunu, bu sorunun tam da merkezinde bulunmaktadır. Kürt meselesini çözmek için kimsenin “Türkleri satması” gerekmiyor. Savaşmadığı için, sokağa dökülmediği için, Erdoğan’ı devirme oyununa katılmadığı için Kürtleri suçlamak da haksızlık. Beyaz Türklerin savaşını Kürtler veremez; artık buna alışsanız iyi olur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019