Mehmet TIRAŞ
Cumhur ittifakı ‘elinde çekiç olan her şeyi çivi görür modunda’ hareket ediyor artık.
Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli iki yıl içinde hiç bir toplumsal sorunu çözemeyince geriye muhalif olan her kesimi şeytanlaştırarak hedef göstermek oldu.
Gün geçmiyor ki Milletvekili hedef gösterilip saldırıya uğramasın,gazeteciler tehdit edilmesin içeriye atılmasın,sanatçılar tacize ve tehdite maruz kalmasın ve iktidara muhalif olanların evlerine gece yarısı operasyonlar yapılması artık rutin bir hal aldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu TİP Hatay Milletvekili Barış Atay’ı hedef gösteriyor ve gereği de anında Kadıköy’de yerine getiriliyor.
Gerçi milletvekili dövme olayı yeni değil bu bizim siyasal ilkel geleneğimizde var.
1968 yılında Süleyman Demirel’in hedef gösterip AP’li milletvekilleri İstanbul TİP Milletvekili Çetin Altan’a Mecliste linç girişiminde bulunurlar ve Altan bu saldırıdan sonra bir gözünden görme kayıbı yaşar.. Kürt Milletvekili Ahmet Türk’e 12 Nisan 2010 yılında bir faşist Samsun’da yumruklayarak burnunu kırdı. Gazeteci Yılmaz Özdil: Bu yumruğu ”Adaletin Tokmağı” yerine koyup Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu” diyerek saldırganı savundu.Yani bu barbar vahşi gelenek hiç değişmedi.
Devlet hukuktan uzaklaşınca sokağın güvenliğini iktidar tarafından nemalandırılan trollerden oluşan kafatasçı, dinci,mezhepçi,ırkçı bir grup güruh üstlenir oldu.
Demokrasiden uzaklaşan ve sorunları çözemeyen iktidarların değişmez baş vurdukları muhaliflerine uyguladığı şiddet ve yasaklar olmuştur,iktidar da bunu yapıyor.
İktidar ne vaat etmişti ne oldu?
Partili Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli için 2018 yılında kamuoyundan yetki isteyen Erdoğan halka şöyle söz veriyordu; seçin bu kardeşinizi faizle,dolarla nasıl uğraşılırmış bir görün diyordu ama..
2018 yılında bir dolar 4.81 TL iken 2020 yılının Ağustos ayında bir dolar 7.40 seviyelerinde dolaşırken, dolar 8 TL’ye merdiven dayamış durumda.
Son iki yılda döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırdı.
Türk Lirası ise son altı ayda dolar karşısında yüzde 23,Avro karşısında yüzde 29 değer kaybetti.
Yabancı sermaye gelmediği gibi Merkez Bankasının açıklaması 2020 yılının ilk 7 ayında ülkeden 11 milyar dolar para dışarı çıktı.
2018 yılından bugüne kadar hazineden ve maliyeden sorumlu bakan Berat Albayrak tam 11 ekonomik paket açıklamış..
Açılan paketler hükümet yanlısı beş müteahhittin dışında toplumun hiç bir kesiminin yarasına merhem olmadı.
Artık pazarda ve marketlerde fiyatlar el yakıyor deyim yerinde ise buralarda yangın var,kilosu beş Liraya ne meyve ne de sebze var.
Ekonomide ciddi bir buhran yaşanıyor halkın alım gücü güneş görmüş kar gibi eriyor..20 milyon insan açlık sınırında yaşıyor 50 milyon insan yoksullukla boğuşurken ; damat bakan besleme gazeteciye dolarla mı maaş alıyorsun diyor.
Pandemi süreci ile Partili Cumhurbaşkanı hükümet modelinin çöktüğünün en basit örneği;Toplumsal sorunları çözmek şöyle dursun, halka söz vermelerine rağmen bedava maskeyi bile dağıtamadılar.
Şimdi marketlerde ve Eczanelerde maskenin tanesi 1 TL ama tane ile satılmıyor en az onlu paketle satılmakta.
Vatandaşına bedava maske dağıtamayan bir hükümetin dış güçler neyini kıskanır anlamış değiliz.
Bakan Albayrak 2019 yılında 2.5 milyon insana iş vereceğiz demişti ama 2019 yılında iş bulmak şöyle dursun 632 bin kişi işini kaybetti.
2018 yılında 3.5 milyon olan işsizlik pandemi süreci ile tarihi rekor kırdı ve işçi ve iş veren kesimleri 10 milyon işsizden bahsederken,10 milyon işsizin 7 milyonu genç nüfustan oluşuyor ve bu rakamları iktidar çevresi yalanlamıyor.
Yoksulluk,yolsuzluk,hayat pahalılığı ve gelir dağılımındaki uçurum her gün artarak devam ediyor.
Sözde yasakları yasaklayacaklardı ama yasaklar sığınakları oldu.
Güvenlikle yatıp güvenlikle kalkmaya başladılar.
Bir Milyonluk Ordu ve 250 binlik polis teşkilatı yetmezmiş gibi..
Bir de 40 bin kişilik bir Bekçilik kadrosu açtı ve 4 bin bekçi iş başı yaptı yetkisi ve görevi tartışmalı.
Bu da yetmedi şimdi öncelikle iki ilde İstanbul ve Ankara’da olmak üzere ve daha sonra 10 ile çıkartılacağı düşünülen ;Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı Bünyesinde Özel Hareket Şube Müdürlüğü Kurulduğu resmi gazete yayınlandı.
Bu özel hareketin nereden çıktığını ve neden ihtiyaç duyulduğu ve Cumhurbaşkanına özgü ve hiç bir yere bağlı olmadığı; bir milis gücü olduğu iddia edilirken bu karara Saray’dan resmi bir açıklama gelmedi.
Cumhur ittifakın düzenlediği her türlü etkinlikte,binlerce insanın açılışlarda,kutlamalarda kıstlama,yasaklar,pandemi ve sosyal mesafe söz konusu olmaz iken..
Toplumun ortak paydası olan yıllarca kutlanan Ulusal bayramların kutlanmasına getirilen kısıtlamalar,yasaklar ve pendemiyi bahane etmeleri tam bir tiyatro.
Muktedir OHAL döneminde güvenlik nedeniyle yürüyüş,miting,toplantı,grev ve gösterileri güvenlik nedeniyle yasaklıyordu, şimdi de Pandemiyi gerekçe göstermeye başladı.
Peki Cumhur İttifakı neden 30 Ağustos Zafer Bayramının kutlanmasına kısıtlama getirdi?
Erdoğan,Eğer ulusal bayramların kutlanmasına sınırsız izin verirse; bu kutlamalara katılacak kitlesel gösterilerin kendisinin ve hükümetinin aleyhine bir protestoya dönüşeceğini ve bu gösterilerin tüm illere sıçrayarak; ‘sosyal patlamalara’ neden olacağından korkuyor.
Gezi olayları bunun en canlı örneği olarak tarihe geçti.Gezi olaylarına iki ay her akşam 3 milyon insan 79 ilde sokağa çıkarak Akp’ hükümetini protesto etti.
Cumhur İttifakın Yaptırdığı kamuoyu araştırmaları da bunu gösteriyor hem oyları düşüyor hem de toplumun tepkisi yükseliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimini iki sefer yaptırdılar ve 13 bin olan oy farkı ikinci seçimde İstanbul halkı 805 bin gibi tarihi farkla Cumhur İttifakını sandığa gömdü.
Bir yıl önce yapılan yerel seçimlerde Cumhur İttifakın ülkenin en büyük 6 ilin Belediye Başkanlığını kaybetmesi,bütün planlarını altüst etti.
Hatta besleme basında şöyle yorumlar çıktı 30 büyük şehirlerde belediye başkanlık seçimi yapılmasına ne gerek var;Cumhurbaşkanı üniversite rektörlerini,Valileri,bütün üst düzeydeki yargı üyelerini çoğunu atarken, Büyük Şehir Belediye Başkanlarını da Cumhurbaşkanı atasın diye öneri getirdiler.
Cumhur ittifakın saldırgan hale getiren bir başka açmazı dış politikada duvara toslaması.
Suriye ile başlayıp Doğu Akdeniz de ülkenin yalnızlaşması.
Savunma harcamasının artması ekonomik krizi tetikleyenlerin başında geliyor ama sormaya ne muhalefet ne de muhalif gazeteci cesaret edebiliyor, hain ilan ederler korkusu ile.
Dış politikadaki efelenme içeriye yönelik hamasetle geçiştirilecek gibi değil; çünkü başta komşu ülkeler olmak üzere neredeyse dünyadan izole olmuş bir durumdayız.
Arap ülkelerinden Katar’ın dışında bize selam veren ve elimizi sıkan bir tane ülke yok.
Cumhur İttifakı Hukuktan uzaklaştıkça sorunları da çözemiyor ve böyle olunca da saldırganlaşıyorlar. Gerginlikten nemalandıkça iktidar ömürlerinin uzayacağına inanıyorlar ama..
Rüzgar ekenin fırtına biçtiğini de hatırlatalım.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025