Mümtazer TÜRKÖNE
Kaptanın marifetinin fırtınalı denizde belli olması, Başbakan'ın sık kullandığı bir benzetme idi.
Fırtına dehşetli, üstelik tam gövdeden bir torpil yemiş olan gemi hızla su alıyor. Siyasî maharetinin tam bu krizde hükmünü yürütmesi lâzım; ancak Başbakan kilitlenmiş görünüyor. Teşbihleri gerçeğe uygun yapalım. Su alan gemi Türkiye, hükümet değil. Bir hükümet gider, yenisi gelir. Ülkenin kayıplarını telafi etmek için millet bedel ödeyecek.
Başbakan, bütün siyasî kariyeri boyunca kendisine hiç yakıştırılmayacak bir hatada ayak diriyor. Zan altında bulunan Bakan, kendisini soruşturacak olan polisleri kıyma makinesinden geçiriyor. Çürük elmaları ayıklamak Başbakan'ın görevi; tersine onları yetkili pozisyonda tutmak çok ağır bir sorumluluk. Başbakan'ın savunma argümanlarının tamamı yanlış. "Neden haber vermediler" tepkisi ile başlayan savunma hatası, aynı şekilde devam ediyor. Savcı emrinde soruşturma yürüten polislerin haber vermesi kanunen suç teşkil ediyordu. Doğrudan İçişleri Bakanı'nı hedef alan bir soruşturmayı, ona haber vermek hangi akla uyar? "Dış mihraklar", "kirli ittifak", "devlet içinde çete" argümanlarının iki zayıf tarafı var. Birincisi, 11 yıldır devleti yöneten hükümet, ülkenin asayiş ve güvenliğini emanet ettiği polis kadrolarını "çete" olmakla itham ediyor. O zaman biz kime güveneceğiz? İkincisinin hiç mazur görülecek bir tarafı yok: "Velev ki" yolsuzluk soruşturması dış mihrakların marifeti; o zaman yolsuzlukları sineye mi çekeceğiz? "Dış mihrakların ve çetelerin" teşhir ettiği yolsuzluklara "sayılmaz" mı diyeceğiz?
Bugün Resmi Gazete'de yer alan, Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik, Başbakan'ın ilk gün "amirlerine neden bilgi vermediler" eleştirisinin yanlışlığına ters bir delil. Yönetmelik değişiyor ve en üst amire bilgi verme zorunluluğu getiriliyor. Bu delil aynı zamanda kriz yöneten karargâhın ne kadar dağılmış vaziyette olduğunu gösteriyor. "İçişleri Bakanı hakkında yürütülen soruşturmayı, içişleri bakanına haber verme zorunluluğu" anlamına gelen bu değişiklik, hukuk devletinin en temel rüknüne aykırı. CMK'da kapı gibi 157. madde var. Soruşturmalar gizli ve yönetmelik değişikliği ile "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçu ortadan kalkmaz. CMK'ya göre savcının emrinde soruşturmada görev alan polis, en üst amire haber verdiği zaman suç işlemiş olur ve tutuklanmak üzere kendisini hakîmin karşısında bulur. Doğrusu da budur.
Gemi yalpalıyor. Kaptan sakin bir limana ilerlemek yerine fırtınanın tam merkezinde kalmakta ısrar ediyor. Doğrusu, kangren olan kolu kesip atmak. "Soruşturma devam ediyor" diyerek, elinde güç bulunduranlar masumiyet karinesine sığınamaz. Tersine ellerindeki gücü, soruşturmanın selameti için kullandıklarını göstermeleri lazım. Doğal olanı, şaibeli bakanların anında görevden alınması ve aklanma iradesi sergilenmesiydi. Artık bu saatten sonra, rüşvet almakla itham edilen bir İçişleri Bakanı'nın emniyet teşkilatında yaptığı kıyımı kimse kolay kolay halka izah edemez.
Sert tartışmalar, sert kutuplaşmalar getiriyor. Taraf olmaya gerek yok; bu konu sadece haktan hukuktan yana olunacak bir durum. Sağduyu, gerçeğin ortaya çıkmasını emrediyor. Yolsuzluk yapan kulağından tutulacak ve cezasını çekecek; AK Parti varsa safralarından kurtulup yoluna devam etsin. Bu tartışmayı, parti aidiyetleri üzerinden sürdürmek ortak değerlerimize zarar verir. Rüşvet alındı mı? Yolsuzluk yapıldı mı? Bilmiyoruz. Adli kolluk yönetmeliği değişikliği gibi adımlar, Hükümet'in bu iddiaların üzerine gidilmesini engellemek için akla zarar işler yaptığını gösteriyor.
Türkiye "ameliyat yapılan bir ülke" haline gelmemeli. "Dış mihraklar, bakanlara rüşvet dağıtarak Türkiye'de ameliyat yaptılar" argümanını, "rüşvet almasalardı ve bu operasyonu yaptırmasalardı" cevabı çürütmek için yeterli değil mi?
Hükümetin yaklaşımı, soruşturmanın ötesinde Türkiye'nin hassas dengelerini sarsan ilave bir faktöre dönüşüyor. Başbakan için doğru tek ölçü var: Bakanlarına veya partisine değil, yönettiği Türkiye'ye sahip çıkmak. Su alan gemi Türkiye çünkü.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025