Tarık Ziya Ekinci
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında “Suruç Katliamı… Ankara Katliamı… Sanki sıradan işlermiş gibi algılandı. Alabildiğine yerel, alabildiğine dünyadan uzak… Bir mum yakanımız bile çıkmadı.
Fakat ne hikmetse … Söz konusu Paris olunca… Fiyakalı kampanyalar, “Pray for Paris” diye küresel haykırışlar, mum yakmalar, dünyayı ayağa kaldırmalar falan…” diye şikâyet ettikten sonra “Tamam kardeşim, tamam acıları yarıştırmayalım; yarıştırmamasına da … Bu denli adaletsiz, eşitsiz ve vicdansız bir yarış, kimsenin kanına dokunmuyorsa … Ne dokunacak?” diye soruyor.
Ahmet Hakan görünürdeki bu haklı yakınma ile Batı kamuoyunu suçlamakta. Türkiye halkına karşı adaletsiz, eşitsiz ve vicdansızca bir davranış içinde olduğunu ima etmekte. Oysa Ahmet Hakan yanılıyor. Bu ilgisizliğin nedeni Batı’nın duyarsızlığı değil. Batı kamuoyu her hal ve koşulda terörist saldırılara karşı duyarlı olmuştur. Kamuoyunu oluşturan devlet büyükleri ve medyadır. Fransa Cumhurbaşkanı, Başbakanı, İçişleri bakanı, emniyet yetkilileri hep bir ağızdan İŞİD’İN Paris’te alçakça, vicdansızca ve korkakça büyük bir katliam yaptığını bütün dünyaya haykırarak duyurdular. Yazılı ve görsel yayın organları tam bir uyum içinde Paris Katliamı’nı İŞİD’İN yaptığını eldeki tüm bulguları anında yayarak dünya kamuoyunun vicdanına seslenebildiler. Ve kısa zamanda Avustralya’dan Kuzey Kutbu’na kadar bütün insanlık bu alçakça cinayeti duydu ve öğrendi. Böylece tüm insanlığın vicdanı harekete geçti ve evrensel bir tepki oluştu.
Ankara Katliamından hemen sonra Türk devlet büyükleri akıllara seza açıklamalar yapmakta yarışa girdiler. Bir sayın bakan bunu HDP’lilerin oylarını arttırmak için yaptıklarını söyledi. Bir diğeri PKK’yi suçladı. Sayın Cumhurbaşkanı bunun PKK, HKPC, Muhaberat ve İŞİD’in tek başlarına ya da birlikte yaptıkları bir eylem olduğunu açıkladı. Sayın Başbakan ise daha sofistike bir deyim kullanmayı tercih ederek Ankara Katliamının terör örgütleri kokteyli tarafından yapılmış olabileceğini ifade etti. Hiçbir Türk devlet büyüğü ilk anda katliam yerine gitmedi; mum yakmayı ya da bir buket çiçek koymayı düşünmedi. Sayın Başbakan, Ancak, 3 gün sonra Avrupa Konseyi Parlamenterler Heyeti Başkanı Georges Gross’la birlikte Katliamın yapıldığı alana gidebildi. Havuz medyası sonuna kadar koro halinde PKK’yi suçladı. Pek azı da aynı aymazlıkla katliamın ortak bir hareket olduğunu savundu.
Savcılıkça anında olaya ilişkin yayın yasağı getirildi. Ne Türkiye, ne de dünya kamuoyu Katliamı kimlerin ve niçin yaptığını, yaşanan insani dramın içyüzünü öğrenemedi. Oysa Türkiye kamuoyu Ankara Katliamının Diyarbakır, Suruç ve Gaziantep Katliamlarıyla olan benzerliğinden ötürü İŞİD tarafından yapıldığını sezinliyordu. Devlet büyüklerimiz ise güvenlik ve istihbarat örgütlerinin raporlarından Ankara Katliamının da diğerleri gibi İŞİD tarafından yapıldığını kesinlikle biliyorlardı. Buna karşılık, Katliam için faklı örgütlerin gösterilmesi ve olay hakkında gizlilik kararı alınması ister istemez gerçek faillerin korunmak istendiğini açıkça ortaya kaymaktadır.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım… Paris Katliamı karşısında Fransız devlet adamları ile Fransız medyasının tutumlarını, Ankara Katliamı karşısında Türkiye’dekilerin tutumlarıyla mukayese ederek bir karar verelim. Bir tarafta yurt ve dünya kamuoyunu uyarmak ve maşeri vicdanı harekete getirme çabası, diğer tarafta ise sessizlik ve gerçek faili gizleyerek katliamı geçiştirme çabası…
Bu durumda dünya kamuoyunu Türkiye halkına karşı duyarsız davranmakla suçlamaya hakkımız var mı? Elbette hayır…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.01.2021
2.09.2020
8.07.2020
18.06.2020
1.05.2020
3.01.2020
2.02.2019
25.09.2019
2.05.2019
3.02.2019