Ümit Akçay
Neredeyse 30 yaşına basacak olan Gümrük Birliği’nin yenilenmesi bir süredir AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Berlin’in güncelleme müzakerelerine yönelik engellemesini kaldırması, bu dönemde Ankara’ya verebileceği bir destek olabilir.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, giderek artan ekonomik kriz baskısını bir nebze de olsa hafifletebilmek için, gerek uluslararası firma temsilcileri gerekse resmi yetkililerle görüşmek üzere eylül ayının son haftasını ABD ve Almanya ziyaretlerine ayırmış. ABD ziyaretinden önce Erdoğan, Microsoft, Citibank, Google, Amazon, Philip Morris, Boeing, Pepsi Cola, Coca Cola ve IBM gibi 30 küresel firmanın temsilcileri ile buluşmuş. Bu sayfanın okuyucusunun aşina olacağı gibi, uluslararası yatırımların cezbedilmesi için hukuki değil siyasi güvence verilmiş. Abdülkadir Selvi’nin aktardığı şekliyle siyasi garanti konusu şu şekilde gündeme gelmiş: “Erdoğan toplantının sonunda şirket temsilcilerine çok önemli bir güvence veriyor: ‘Kendinizi ülkenizde hissedin. Sıkıntılı olduğunuzda ben buradayım’ diyor.”
Yatırımcılara hukuki değil siyasi garanti verilmesi formülünün işlemesi için gerekli olan koşullara daha önceki yazılarda değinmiştim, o nedenle burada detaya girmiyorum. Sadece şunu belirtmekle yetineyim: Kriz ortamında bu formülün işlemesi zor. Ancak krizin dibi görüldüğünde mevcut iktidar halen siyasi garanti verebilecek pozisyonda kalmayı başarabilirse, bu formül tekrar işlemeye başlayabilir.
ALMANYA ZİYARETİNİN ÖNEMİ
Gelelim Erdoğan’ın Almanya ziyaretine. Almanya, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı ve tahmin edeceğiniz gibi, bu ticarette Türkiye net ithalatçı durumunda. Ticaretin yanında, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımlar içinde Almanya kökenli şirketler önemli bir ağırlığa sahip. Zaten tarihsel olarak, 1800’lerin sonlarındaki Berlin – Bağdat demiryolu hattı yapımından beri Almanya kökenli sermaye, Türkiye’de aktif bir yatırımcı olarak iş yaptı. 2017 itibariyle Türkiye’de 7 binden fazla Almanya kökenli sermayesi olan firma bulunuyor. Bunun dışında, turizm sektörü de Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileşmesinden olumlu etkilenen bir alan.
Kısacası, iki ülke arasında güçlü ekonomik bağlar var ve Türkiye ekonomisindeki herhangi bir olumsuzluk, Türkiye’de iş yapan Almanya kökenli firmalar için de bir sorun. Cumhurbaşkanının zorlu bir ekonomik konjonktürün ortasındayken yapacağı Berlin ziyareti, bu açsından çok önem arz ediyor. Ziyaretin önemini açmadan önce, bir yıl öncesine dönüp, şimdiki ‘normalleşme’ sürecinin arka planında yatan gerilime kısaca göz atalım.
ALMANYA-TÜRKİYE GERİLİMİ
2017 yılı yaz aylarında Almanya – Türkiye ilişkileri son zamanların en gergin dönemini yaşadı. Özellikle Türkiye’nin Alman makamlarına ilettiği ve sonradan sehven iletildiğini söyleyip geri çektiği, terörle iltisaklı olduğu ileri sürülen firmalar listesi sonrasında Alman hükümeti Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçireceğini duyurdu. Açıklamanın diplomatik tonu oldukça sertti. Buna ek olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını güncellemeyeceğini söyledi. Türkiye tarafı, bu tepki karşısında hızla geri adım attı. Zamanın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin açıklamaları şu şekildeydi:
“Almanya’yla yaşadığımız bir olumsuz süreç oldu. Bu da maalesef sorumluluk makamında bir boşluktan kaynaklanan bir soruşturmayla ilgili. Bunun Almanya veya Interpol aracılığıyla diğer ülkelere yansıtılmasında bir sorumsuzluk, bir anlık bir boşluk diyelim. Bununla ilgili düzeltmeler, düzenlemeler yapıldı. Bir daha böyle bir hata asla söz konusu olmayacak”.
Özellikle gazeteci Deniz Yücel’in 2018’in başında salıverilmesi ardından yumuşamaya başlayan gerilim, özellikle Türkiye’nin ekonomik krizi ile ‘normalleşme’ sürecine dönüştü. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi çağrısı, zamanın başbakanı Binali Yıldırım tarafından yapıldı.
Ancak Yücel henüz salıverilmemişken, Aralık 2017’de önemli bir Alman firması Türkiye’de enerji sektörü alanında yatırım yapmaktan geri durmamıştı. Yücel’in tahliyesinden hemen önce yapıldığı anlaşılan silah anlaşması sonrasında, şubatta otomotiv, nisanda da önemli bir enerji yatırımı gerçekleşti. Bir başka ifadeyle, siyasi gerilim sırasında dahi ekonomik ilişkiler çok da aksamadan sürebilmişti.
‘NORMALLEŞME’ SÜRECİ
Bir süredir ‘normalleşme’ olarak adlandırılan gündemin gerisinde üç gelişme var.
İlki, bir ekonomik kriz neticesinde Türkiye’nin istikrarsızlaşması, Almanya’nın istemediği bir gelişme. Zaten bu görüş, bizzat Merkel tarafından defalarca dile getirildi.
İkinci gelişme, Pastör Brunson’ın tutukluluğu konusunda Türkiye ile ABD arasında yaşanan gerilim sırasında, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar ve ABD’nin dış ticareti aktif bir siyasi araç olarak kullanması, Avrupa Birliği tarafından eleştirilen bir yaklaşım idi. Bu süreçte Almanya’daki yetkililerin Türkiye’ye destek niteliğindeki açıklamaları, ABD yaptırımları karşısında sıkışan Ankara için çok değerli bir destek anlamına geliyordu.
Üçüncü ve en önemli gelişme ise, özellikle Almanya’da değişen siyasi tablo nedeniyle, AB ile Türkiye arasındaki göçmen anlaşmasının sürdürülmesinin çok daha önemli hale gelmesidir.
GÖÇMEN KRİZİ VE YÜKSELEN SAĞ POPÜLİZM
Geçtiğimiz ay Almanya’nın Chemnitz’te bir Alman vatandaşının öldürülmesi sonrasında başlayan ırkçı isyan, Almanya’nın yeni İçişleri Bakanı Horst Seehofer ile Başbakan Merkel arasında göçmenler konusunda yaşanan gerilim ve AfD’nin önlenemeyen yükselişi; AB ile Türkiye arasında yapılmış olan anlaşmayı, öncesine göre çok daha önemli hale getirdi. Zira hem Avrupa’nın diğer ülkelerinde, hem de Almanya’da, ortaya çıkabilecek yeni göçmen dalgalarını kabul edebilecek bir siyasi iklim mevcut değil.
Mevcut siyasi iklim faşist sağ tarafından rahatlıkla yönlendirilen ve merkez sağın giderek faşist sağ ile rekabete girmek zorunda kaldığı bir yörüngeye girmiş durumda. Bu ortamda Türkiye ile göçmen anlaşmasının bozulması ve yeniden 2015 yılındaki gibi kitlesel göç hareketini yaşanması halinde AfD gibi bir partinin, en azından koalisyon ortağı olarak yönetime gelmesi kaçınılmaz bir gelişme olabilir. Dolayısıyla Merkel hükümeti için Erdoğan’ın anlaşma taahhütlerine uymayı sürdürmesi, hayati önemde.
BERLİN’İN ANKARA’YA YARDIMI NE OLABİLİR?
Ankara, tüm bu gelişmelerin farkında olarak, mülteci anlaşmasını önemli bir kaldıraç olarak masaya koyacaktır. Karşılığında ne istenebileceği konusunda farklı görüşler var. Örneğin, bir IMF anlaşmasının yaratacağı siyasi maliyeti doğurmayacak, ancak finansal destek mekanizmalarını da içeren bir programın hazırlanabileceği seçeneği üzerinde duruluyor. Ancak bu seçenek, taraflar tarafından yalanlandı. Geçtiğimiz hafta Ankara’yı temsilen Berlin’e gelen bir bakanlar heyetinin Alman mevkidaşlarıyla görüşmesi sırasında Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz, Türkiye’ye olası mali yardım spekülasyonları hakkında net konuşarak, “Türkiye bugün mali yardım talep etmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sırasında da etmeyecektir” dedi.
DOĞRUDAN YATIRIMLAR
Eğer doğrudan finansal destek masada yoksa, diğer seçenekler neler olabilir diye düşündüğümüzde Türkiye’ye yatırımların artması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konuları akla gelebilir. Yatırımların artması konusunda, ABD’dekine benzer bir şekilde hukuki değil siyasi güvencenin verileceğini tahmin edebiliriz. Önümüzdeki ay, Almanya’daki firma temsilcilerinden oluşan geniş bir heyetin Türkiye’ye geleceği, şimdiden ilan edildi. Zira ekonomik kriz döneminde Türkiye’ye yapılacak yatırımlar Ankara için hayati önemde. Bu bağlamda, Siemens ve Alman Demiryolları’nın (Deutsche Bahn) ortak olarak yapmayı tasarladığı yaklaşık 35 milyar Avroluk Türkiye’nin demiryolu altyapısının yenilenmesi projesi, eğer gerçekleşirse Merkel yönetiminin Erdoğan’a vereceği en büyük destek olacaktır.
GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ
Artık neredeyse 30 yaşına basacak olan Gümrük Birliği’nin yenilenmesi bir süredir AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Berlin’in güncelleme müzakerelerine yönelik engellemesini kaldırması, bu dönemde Ankara’ya verebileceği bir diğer destek olabilir. Güncelleme sonucunda Ankara’nın beklediği, Gümrük Birliği anlaşmasının sınırlarının hizmetler ve tarım sektörünü de içine alacak şekilde genişletilmesi ile özellikle AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları söz konusu olduğunda, Türkiye’nin de söz hakkının olması gibi değişikliklerin hayata geçmesi.
Bu süreç sadece Almanya ile yapılabilecek bir pazarlık neticesinde bir sonuca ulaşmayabilir ancak en azından bu yöndeki engellemenin kalkması, Ankara açısından önemli. Zira geçtiğimiz hafta açıklanan Yeni Ekonomik Program’da da gördük ki, Ankara döviz krizini fırsata çevirip emeğin üzerinde baskıyı daha da artırarak bir ihracat patlaması stratejisi ile krizden çıkmayı hedefliyor.
***
Kısacası, Erdoğan’ın ABD ve Almanya temasları, önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağını bildiğimiz ekonomik sorunlara karşı bir destek arayışı anlamına geliyor. Son olarak şunun altını çizelim: Kriz vesilesi ile Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yakınlaşacağı, bunun ise Türkiye’deki mevcut siyasi iklimi ‘yumuşatacağı’ düşüncesi herhangi bir düzeyde gerçekçi değildir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
2.11.2025
26.10.2025
25.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
30.09.2025
21.09.2025