Alper GÖRMÜŞ
Bu dizinin ilk iki yazısında, Balyoz davasındaki meşhur 11 No’lu CD’deki zamanlama çelişkilerinin bir istihbarat yanıltmacası olabileceğini öne sürmüş, şöyle demiştim:
“11 No’lu CD darbecilerin öz malıdır. Darbenin hafızasını her daim taze tutmak için CD’deki dosyalarda yer alan bilgileri sürekli güncelliyorlardı. Yeni bir bilgi girdiklerinde ise bilgisayarın tarihini bir istihbarata karşı koyma tekniği çerçevesinde manuel olarak eskiye ayarlıyorlardı. Ki böylece, ola ki belgeler deşifre olduğunda, ‘zamanlama çelişkileri’ni öne sürerek ‘her şey sahte, her şey senaryo’ iddiasını öne sürebilsinler...”
İddiamın meşruiyetini esasen, Taraf’a ulaştırılan belgeler arasında yer alan 11 No’lu CD’nin kopyasının (1 No’lu CD) Gölcük’teki İstihbarat Şubesi’nin döşemelerinin altındaki gizli bölmede bulunmuş olmasından aldığını söylemiştim.
Fakat bu iddiayı öne sürerken dayandığım bir başka meşruiyet kaynağım daha var: 11 No’lu CD’deki“zamanlama çelişkileri”nin zorunlu olarak “çete”yi ve “sonradan üretilmiş deliller”i işaret ettiğine dair iddianın taşıdığı zayıflıklar...
Şimdi sıra onlara geldi.
Zamanlama çelişkilerine neden hep “listeler”de rastlanıyor?
İddianın zayıf yanlarından biri şu: Bu türden zamanlama çelişkileri hep Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) zaten tutulan ve sürekli olarak güncellenen birtakım listelerde bulunuyor. Öyle olunca da, zamanlama çelişkilerini “Darbenin hafızasını sürekli taze tutmak için TSK’da üretilen listelerin güncellenmesiyle” açıklayanların elleri güçleniyor.
Oysa bu çelişkiler, davanın delilleri arasında yer alan birtakım “düz” metinlerde de gösterilebilseydi, onlara dayanarak “çete” suçlamasında bulunmak çok daha ikna edici olabilirdi.
Aslında “zamanlama çelişkileri”nde böyle bir dönem de yaşadık... Özellikle, Balyoz darbe girişiminin temel belgesi sayılan “Balyoz Güvenlik Harekât Planı”ndaki (BGHP) kimi zamanlama çelişkileri, o dönemde bazı gazetecileri çok heyecanlandırmıştı.
BGHP’nin içinde zamanlama çelişkisi bulmak ve böylece onun “sonradan üretilmiş” olduğunu“ispatlamak” amacıyla gerçekleştirilen kazı çalışmasından devşirilen argümanlar önce Pınar Doğanve Dani Rodrik’in bloglarında, ardından birlikte kaleme aldıkları Balyoz adlı kitapta ve nihayet bazı köşe yazarlarının “vay canına!” efektli yazılarında yer aldı.
Bu çelişkilerin içinde “en güçlüler” olarak sivrilen ikisi gazetelerin ve köşe yazarlarının gözdesiydi. Ben, o günlerde kaleme aldığım yazılarda ikisinin de geçersizliğini göstermiştim. Zaten uzun bir zaman önce BGHP içinde “zamanlama çelişkisi” bulma çabasından vazgeçildi ve TSK’da sürekli olarak tutulup güncellendiğini bildiğimiz “listeler”deki zamanlama çelişkileri üzerine yoğunlaşıldı.
BGHP’deki zamanlama çelişkileri...
Balyoz darbe planının temel belgesinde yer alan ve bir zamanlar üzerinde fırtınalar kopartılan iki“büyük” zamanlama çelişkisinin ne olduğunu hatırlayalım...
Bunlardan ilki önce Doğan ve Rodrik’in bloglarında, ardından internet sitelerinde yer aldıktan sonra 3 Ağustos 2010 tarihli Milliyet’te birinci sayfa haberi olarak zuhur etti: “Balyoz’da ‘Ege Ordusu’ bilmecesi...”
Ayrıntılarda da şunlar vardı:
“Aralarında muvazzaf subay ve generallerin de bulunduğu 196 kişi hakkında dava açılmasına dayanak olan ve 2002 yılında hazırlandığı ve 2003 yılında düzenlenen toplantıda ele alındığı öne sürülen ‘Balyoz Güvenlik Harekât Planı’ adlı belgede ‘Ege Ordusu Komutanlığı’nın da adı yer alıyor. Fakat bu komutanlığın adı 2007 yılına kadar ‘Ege Ordu Komutanlığı’ idi. Yani planın hazırlandığı dönemde ‘Ege Ordu Komutanlığı’ olarak geçen birimin adı beş yıl sonra değiştirilmiş olan haliyle; ‘Ege Ordusu Komutanlığı’ olarak yer aldı.”
Yani: Bu Balyoz Güvenlik Harekât Planı denen belge 2007’den sonra hazırlanmıştır, yani kurgudur.
Haberi okuyunca ilk iş olarak Google’a girdim, arama butonuna “Ege Ordusu Komutanlığı” yazdım ve adının 2007’de resmen böyle değiştirilmesinden önce de komutanlığın zaman zaman bu adla anılıp anılmadığını kontrol ettim. Yarım saat içinde derlediğim bilgiler hiç fena değildi:
Anadolu Ajansı’nın 2006 şûra atamalarını duyurduğu bir haberinde (Hürriyet ve Sabah, 4 Ağustos 2006): Milli Savunma Bakanlığı’nın web sitesinde yayınlanan bir ihale ilanında (30 Eylül 2005):Hakkı Devrim’in Radikal’deki iki makalesinde (22 Eylül 2002 ve 15 Mayıs 2004) Ege’deki ordunun adı “Ege Ordusu Komutanlığı” diye geçiyordu.
Daha da ilginci, 2004’te “Ege Ordu Komutanı” olan Orgeneral Hurşit Tolon’un, başında bulunduğu komutanlıktan “Ege Ordusu Komutanlığı” diye söz etmesiydi.
Böylece bu tez çökmüş oluyordu.
BGHP içinden gösterilen ikinci “çelişki” ise ilk bakışta daha da çarpıcıydı...
“2005’teki konuşma, 2002’deki metinde ne arıyor?”
BGHP içinde bir de mini ekonomi programı yer alıyordu. Doğan-Rodrik ikilisi, bu programın ulusalcı-İslamcı-askerci (garip ama gerçek) bir iktisatçı olan Haydar Baş’ın 2005’teki Milli Ekonomi Kongresi’nin kapanışında yaptığı konuşmayla taşıdığı büyük benzerliklere dikkat çektiler ve yine aynı sonuca vardılar: 2005’te yapılmış bir konuşma 2002’de oluşturulduğu söylenen bir belgede yer alamayacağına göre, belge 2005’ten sonraki bir tarihte oluşturulmuştur, yani bir “sahtekârlar çetesi”nin işidir.
İddia ciddiydi, BGHP belgesini inceleyen askerî bilirkişi, iki metin arasında tam 25 paragraflık bir benzerlik saptayınca daha da ciddi bir hâl almıştı.
Gerçekten de neredeyse birebir aynıydı paragraflar...
Ben ne yaptım? Oturdum, bu 25 paragrafı karşılaştırdım ve şu iki noktayı saptadım:
Birincisi: Benzerlik taşıyan 25 paragrafın tümü 2002 sonrasına referansı olmayan paragraflardı. Oysa 2005’teki konuşmanın (ki 100 paragraf civarındaydı) öbür bölümlerinde 2002 sonrasına referans veren paragraflar vardı.
İkincisi: 2005 tarihli konuşmadaki bazı rakamlar, BGHP içindeki karşılıklarının güncelleştirilmiş halinden ibaretti. Şunlar gibi:
2002 tarihli Balyoz Güvenlik Harekât Planı: “Ülkemizin iç ve dış borçları 250 milyar doları bulmuş, yeraltı ve yerüstü kaynakları yabancılara satılmış, ülke yönetimi IMF, Dünya Bankası ve AB’ye teslim edilmiş, üretim neredeyse sıfırlanarak...”
2005 tarihli konuşma: “Ülkemiz, iç ve dış borçları 400 milyar dolara baliğ olmuş, ekonomi yönetimi IMF’ye teslim edilmiş, üretimini nerdeyse sıfırlamış...”
2002 tarihli Balyoz Güvenlik Harekât Planı: “Günümüzde kapitalist sömürü yönteminin adı ve adresi uluslararası şirketlerdir. Dünya ticaretinin yüzde 60’ı 500 büyük şirketin elindedir.”
2005 tarihli konuşma: “Yeni dünya düzeninde sömürü yönteminin adı ve adresi uluslararası şirketlerdir. Dünya ticaretinin yüzde 65’ini 500 büyük şirket denetlemektedir.”
Bir “çete” bu kadar salak olabilir mi?
Şimdi: İddia edildiği gibi, bir “çete” 2009’da oturup 2002-2003’e dair bir “darbe senaryosu”yazdıysa ve yine iddia edildiği gibi hazırladıkları temel belgede 2005’te yapılmış bir konuşmayı kullandılarsa, rakamlardaki bu “düzeltme”yi nasıl açıklayacağız?
“Çete” şöyle mi akıl yürütmüştür: “Biz 2005’teki bu konuşma metnini kullanıyoruz ama, ona sanki 2002’de yazılmış süsü verebilmemiz için a) 2005’e dair rakamları 2002’ye göre‘düncellemeliyiz...’ Ayrıca, 2002 sonrasına referans veren bütün rakamlardan da arındırmalıyız.”
Niye ki? Sözünü ettiğimiz şey altı üstü iki sayfalık klişe bir ulusalcı ekonomi deklarasyonu değil mi ki“çete” oturup kendi metnini yazmamış da, ona harcayacağı zamanı, metni “düncellemeye” ayırıp, tuzak kurmaya çalıştıklarının eline bu kadar büyük bir koz vermiş?
Bu saçmalığı siz de zekânıza hakaret sayıyorsanız, size iki alternatifli bir izah getireceğim, artık hangisini isterseniz:
a) Haydar Baş 2005’teki konuşma metnini, 2002’den önce yazdığı bir metni genişletip güncelleyerek oluşturmuştur. Balyoz darbecileri de 2002’de onun ilk versiyonundan yararlanmışlardır.
b) Balyoz darbecilerinden biri, oluşturdukları “ekonomi programı”nı 2002-2003’ten sonraki bir tarihte Haydar Baş’a iletmiştir. O da metindeki eski rakamları güncelleyerek ve birtakım ilaveler yaparak 2005’te konuşma metni haline getirmiştir. (Nasıl olsa gizli belge, kim bilecek?)
Haydar Baş’ın askerlerle muhabbetini düşündüğümüzde insanın aklına başka ihtimaller de geliyor ama, bunlara şimdilik girmeyelim.
***
NOT. Cuma günü, belgelerdeki zamanlama çelişkilerini “çete”yle açıklamaya çalışmanın öteki zayıflıklarından söz edecek ve bu diziyi bitireceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025