Hilâl KAPLAN
Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen'in bir konuşması, sosyal medyada çok ilgi çekmiş.
Ben de rast geldim ve şimdilerde geçerlilik kazanmaya başlayan ana akım bir söyleme tekabül ettiği için muhtevasına dair mülahazalarımı dile getirmek istedim.
Sayın Türkşen, 'fabrika ayarlarına geri dönmemiz lazım' diye başlayan cümlesinin ardından, söz konusu ayarların tüm dindarları 'irtica tehdidi' torbasına dolduran katı laikçi ideoloji olduğunu ima etmiş. Argümanın hatırına 'irtica tehdidi' kavramının içerdiği kusurları ve gerçek dışılığı bir yana koyup söyleyeyim: Şayet Kemalizme gönül veren insanlarımız, FETÖ'nün hâlen bir irtica tehdidi olduğunu sanıyorlarsa, fena halde yanılıyorlar.
FETÖ, 1960'larda 'Komünizmle Mücadele Derneği' kurucularından olan Gülen'in inşa ettiği, önce devlet içindeki Gladyo, ardından bizzat CIA himayesiyle yayılan, dini insanları organize etmek için kullanan, nitekim hayatın hiçbir alanında 'İslâmcı' hassasiyetleri değil, bilakis laik ve Amerikancı hassasiyetleri ön plana koyan ve bunu teşvik eden bir yapılanmadır. Dolayısıyla, katı laikçi uygulamaların hepsi FETÖ'nün önünü kesmeye değil, onu dindarlar içinde de devlet içinde de güçlendirmeye yaramıştır.
Dindarlığa ait herhangi bir eylemi ve simgeyi kamusal alandan sert biçimde kovan anlayış ve uygulamalar sayesinde sıradan dindarlar, askeriye başta olmak üzere devlet kadrolarına yerleşememiştir. Hâlbuki FETÖ'cüler, takiyyedeki ustalıkları sebebiyle 1970'lerden itibaren, Kemalistlerin gözünün içine baka baka devlette örgütlenebilmişlerdir. Bu yüzden oğlunun/ kızının devlette bir istikbali olmasını isteyen dindar anne-babalar da çocuklarını bu yapıya teslim ederek insan kaynağı sağlamıştır.'Dindar düşmanı devlet' algısı, FETÖ'nün devlete sızma taktiklerini 'anlaşılabilir' kılıp yaygınlaştırmıştır.
Yine bu yüzden, FETÖ, tüm dinle bağdaşmayan açıklamalarına rağmen, bir kısım dindarlar nezdinde mazur görülmüş, 'maslahat gereği herhalde' denilerek hüsnü zanla karşılanmıştır. Kaldı ki, verilere göre darbe planlayıcılarının üst kademesindekilerin hepsi1980'lerden başlayarak orduya sızmıştır, dolayısıyla ortada Kemalistlerin övüneceği türden sistemli bir dışlama başarısı da yoktur.
Ak Parti'nin, FETÖ'cülere devlet kadrolaşmasında alan açtığı doğrudur. Yalnız 'denizedüşünce yılana sarılan' Ak Parti'den bu alanda özeleştiri isteyen Kemalistlerimizin deHayrünnisa Gül'ü görmemek için protokolün arkasından dolanan veya Emine Hanım'ıdavetlerine çağırmayan generallere, 27 Nisan e-muhtırasına, Ak Parti'yi kapatma davasına olan desteklerini gözden geçirmesi gerekmez mi?
Türkşen'e 'liyakat esaslı' sistem hakkında söyledikleri noktasında sonuna kadar katılıyorum.
Ancak kendisi 'liyakat esaslı sisteme geri dönmek'ten bahsetmiş. Ne var ki, Türkiye'de liyakat esaslı bir sistem hiç olmadı. Ak Parti öncesinde liyakat sahibi insanlar, gümüş yüzük taktığı, eşi veya annesi örtülü, babası sakallı olduğu, içki içmediği, adı Kürtçe olduğu, dini İslâm olmadığı, vb. sebeplerle dışlanıyorlardı. Ak Parti döneminde bu nispeten azaldı ama yok olmadı. Hep beraber bunun düzeltilmesi için çağrıda bulunmalı ve yetkilileri zorlamalıyız. Toplumumuzun hiçbir sosyolojik tabakasını dışlamayan, milletini olduğu gibi kucaklayan bir bürokrasi yapısı, devletin yeniden yapılandırılmasının esasını teşkil etmelidir.
15 Temmuz darbesinde, bildiri metninin özellikle Kemalist kesimin gönlünü okşayacak şekilde yazılmış olduğuna da dikkatinizi çekmek isterim. Bu, Ak Parti'ye karşılık Gülencilerin Kemalistlerle bir ittifak arayışı içinde olduğu anlamına gelmektedir. Ak Parti'yi DAEŞ parantezine alıp, "Ülkenin 'çağdaş, modern' insanları da bizim gibi düşünüyor" argümanını işleyeceklerinin emareleri vardır. "Kalbim vatan diye atıyor" diyen Türkşen gibi vatanseverler oldukça da, sanırım Gülen'in kendilerine uzattığı el kırılmaya mahkûmdur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019