Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Not düşenler, istikamet çizenler: Bahçeli ve Erdoğan aynı yöne mi bakıyor?
1.11.2024
226
"Bahçeli’nin çizdiği istikamet her hal ve şartta çözülmese bile Kürt sorununun yumuşatılmasını, Erdoğan’ınki ise örtük de olsa sertleşmeyi esas alıyordu. İki istikametten biri daha önce yaşandığı üzere Türkiye’yi daha ağır bedeller ödemeye, hatta felakete sürükleyebilir. Çözümü bu aşamada boş verin, istikameti izleyin."

“Tarihe not düşmek”, irade ve güç eksikliğine işaret ediyor. Niye not düşüyorsun? Ya çarklara çomak sokar zamanı durdurursun veya elindeki manivelayı takar dünyayı yerinden oynatırsın. Not düşmek, elinde kaleminden başka bir şeyi olmayan benim gibi adamların işi. İktidar sahibi tarihe not düşmez, müdahale eder ve tarihin akış istikametini değiştirir.

Bu yüzden Erdoğan’ın tam dokuz gün bekledikten sonra Bahçeli için söylediği “Devlet Bey feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle tarihe not düşen, istikamet çizen bir liderdir” sözünün yarısı yanlış. Bahçeli tarihin akışına çomak soktuğu konuşmasıyla not düşmüş olmadı, istikamet çizdi. Muhtemelen Erdoğan, bu çizilen istikamete rotasını çevirdi.

İç ve dış şartları, bilhassa bölgede yüzümüzü yalayan alevleri dikkate alınca, devletin varlık sebebine uygun olarak güvenlik endişelerine (beka sorununa) karşılık gelecek hamle için iki farklı istikamet var. Kürt siyaseti ile uzlaşarak emperyal tezgâhta kotarılan Kürt kartını geçersiz hale getirmek. Karşınızdaki poker oyucusu olduğuna göre, bu hamleniz masaya royal flush açmak demek. İkincisi, aynı şekilde karşınızdakinin elindeki kartı geçersiz kılmak için kartı da o kartı tutan eli de kırmak. Maliyetli ve zor bir yol. Şiddet yüküyle kulağa hoş gelse de bu istikamette başınıza neler gelebileceğini öngörmek çok zor.

Bahçeli’nin birincisine, Erdoğan’ın da ikinci istikamete girdiğine dair bir tereddüt hali oluştu. Erdoğan dokuz gün gecikerek bu endişeyi besledi, ancak sonunda rotayı kırarak Bahçeli’nin çizdiği istikamete teslim oldu.

Ortaya çıkan tablo böyle; ancak bu yorum ne ölçüde doğru?

Doğruyu bulmak için müracaat edebileceğimiz zengin bir tecrübe birikimi var.

KULLANIŞLI BİR SORUN 

2013-2015 arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün kurumlarını harekete geçirerek terör örgütü ile “Çözüm Süreci” adıyla müzakereler yürüttü. PKK’yı muhatap aldı, terörist dediğimiz adamlar ellerinde silahlarla güvenlik güçlerinin karşısında adeta geçit resmi yaptı. Devlet kendi devletliğinden fedakârlık etti. Nihayetinde on maddelik “Dolmabahçe Mutabakatı” adıyla bir uzlaşma metni yayımlandı. Sonrasında, Kürt siyaseti “seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı ile masayı devirdi. Demek ki, başka bir masada, sivil planda parti rekabetine ve seçime yönelik bir uzlaşma yer alıyordu.

Kürt sorunu ve onun yakıcı tezahürlerinden olan terör sorunu, devlet gücü kullananlar açısından sadece bir güvenlik sorunu değil; aynı zamanda siyaseti tanzim etmek, iktidar denklemi oluşturmak için de çok kullanışlı. 2015’te yapılan iki seçim arasındaki oy farkı, doğrudan kurulan bu denklemin eseri oldu.

Demek ki devletin beka sorunu ile iktidarların beka sorunu, yani oy hesabı Kürt sorununda oldukça geniş bir kesişme alanına sahip. Eğer böyleyse, Bahçeli’nin istikameti ile Erdoğan’ın tereddütleri arasında iktidar bilmecesine getirilen çözüm açısından esaslı bir fark mevcut. Hiç olmazsa, Kürt sorununun yeni anayasa gemisine, rüzgârı bol bir yelken direği olarak dikilmesi bile tek başına dengeleri değiştirecek bir durum olmalı.

BAHÇELİ’NİN ÇİZDİĞİ İSTİKAMET ‘YUMUŞAMAYI’, ERDOĞAN’INKİ SERTLEŞMEYİ ESAS ALIYORDU 

Kısaca Bahçeli’nin çizdiği istikamet her hal ve şartta çözülmese bile Kürt sorununun yumuşatılmasını, Erdoğan’ınki ise örtük de olsa sertleşmeyi esas alıyordu. PKK hedeflerine yönelik operasyonların artmasının, Esenyurt Belediye başkanının tam da bu ara gözaltına alınmasının arkasında, Erdoğan’ın elindeki araçlara uyan böyle bir dinamik olmalı.

Erdoğan’ın Bahçeli’nin çizdiği istikamete teslim olması, diğer istikametin bütünüyle gözden çıkarıldığı anlamına gelmiyor. Çözüme yönelik yumuşama adımları atılırken, Kürt siyasetine ve silah bırakması istenen PKK’ya yönelik sert hamleler gelebilir.

CHP’nin iktidarla olağanüstü uyumunda da, bu çerçevede bir farklılık var. Özgür Özel Bahçeli ile değil Erdoğan cephesi ile uyumlu mesajlar veriyor. Bahçeli bütün tarafların hesabını ve hazırlıklarını yerle bir ederken, CHP henüz bu konuda yığınağı henüz tamamlamamış, stratejisini olgunlaştırmamıştı. Savrulmaların, tutarsızlıkların ve Bahçeli’nin gerisinde kalmasının sebebi bu hazırlanma eksikliği.

Gündelik siyasî hesaplar, bilhassa oy hesapları ile beka sorununa devlet aklıyla getirilen çözümler kafa kafaya çarpışacak. Gelişmeleri kişilere ve partilere indirgenen entrikaların üzerinde düşünmeye ve anlamaya çalışmamız lâzım.

İki istikametten biri daha önce yaşandığı üzere Türkiye’yi daha ağır bedeller ödemeye, hatta felakete sürükleyebilir.

Çözümü bu aşamada boş verin, istikameti izleyin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar