Cafer Solgun
Yaptığı açıklamalardan anlayabildiğim, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanan Melih Bulu’nun “çocukluk hayalleri” hayli çeşitli.
Uzun süre, kendi ifadesiyle 2009 yılına kadar, gayet “aktif” siyaset yapıyormuş. Gerçi verdiği tarih 2009 olmakla beraber 2015 seçimlerinde AKP’den vekil olmak için başvuru yaptığı biliniyor. Bu yöndeki soruları “Eee… Şey…” şeklinde cevaplarla (!) geçiştirmesi, muhtemelen üniversiteleri “yandaşlaştırma” çabasına alenen kanıt oluşturmayı izah etmenin müşkülatından kaynaklanıyor. Öyle ya, üniversiteler için “bilim yuvası” deniyor…
Vekil olma hayali gerçekleşse ballı maaşını öderdik “millet” olarak ve o da adını sanını duymadığımız el kaldırıp indiren sayılardan biri olurdu parlamentoda.
Vekil olamadı ama bir başka “hayali” gerçekleşti, Boğaziçi’ne rektör atandı.
Ne var ki Boğaziçi gibi memleketin en seçkin ve başarılı üniversitelerinden birine rektör olmanın gerektirdiği akademik yeterlilikten yoksun olduğu ortaya çıktı. Doktora tezi en az yüzde 50 oranında intihal imiş. “İntihal” dediğimiz, basbayağı hırsızlıktan başka bir şey değil; emek hırsızlığı. Bu, normalde yüz kızartıcı fiillerden birini oluşturan hareket için Sayın Bulu’nun izahatı, “tırnak işaretlerini unutmuşum, o kadar yani” şeklinde.
Ve şimdi sınıflarında bir saat bile ders vermediği, öğretim üyeleri ve öğrencilerin kendisini istifaya davet ettiği Boğaziçi Üniversitesi Rektörü görevinden “asla” istifa etmeyeceğini söylüyor. Bu uğurda geldiği günden beri üniversiteyi polis kışlasına çevirdi, üniversitenin kapısına kelepçe taktırdı, onlarca öğrencinin üniversite bahçesinde veya bir gece vakti evleri basılarak gözaltına alınmasına, tutuklanmasına sebep oldu.
Hiçbir insanın çocukluk hayallerinden birini gerçekleştirme inadının bedeli, onurunu, şerefini beş paralık etmek, başka çocukların hayallerini karartmak olmamalı…
Ama Sayın Bulu, kendisini atayanların gazına gelmekten vazgeçip “Çok ağır bir bedel bu, değmez yahu” diyerek karşılarına çıkamaz olduğu öğrencilerin ve meslektaşlarının gönlünü alabilir hala; polisi üniversiteden çıkartıp istifa ederek. Kamuoyunun da gönlünü alır hem ve nicedir unuttuğumuz istifa müessesinin bazen erdemli bir eylem olduğunu hatırlatmış olur herkese.
Mevzu Boğaziçi olmaktan neden çıktı?
İktidar sözcülerinin klişe cevabı malum; “terör!”
Oysa Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri demokratik ve anayasal haklarını kullanarak Bulu’yu istifaya davet eden protesto gösterileri yapıyorlardı. Üniversiteye polis yığmanın, kapılara kelepçe vurmanın alemi yoktu. Olayın büyüme temayülü göstermesi tamamen Bulu’nun polis gücüne yaslanan inadı ve iktidar kanadından gelen “terör” yaftalamaları, sonrasında protestoların polis şiddetine maruz kalması ve gözaltılar, tutuklamalar nedeniyle oldu.
Bu, oldukça bildik, tanıdık bir şey ve Melih Bulu’yu da aşan bir anlamı var.
İktidar partisinin “Çok olan bizim taraf olduktan sonra kutuplaşmanın bir mahsuru yok, aksine siyasi faydaları saymakla bitmez” şeklinde özetlenebilecek bir günlük politika yapma tarzı var. Bunu Gezi’den bu yana görüyoruz, yaşıyoruz.
Ne var ki kanımca bu manipülasyon eskisi kadar “iş” görmüyor artık.
Boğaziçi protestolarında da bir anda gündem “Kabe’ye hâkaret ettiler” hâline getirilmek istendi.
Üniversitedeki Güzel Sanatlar Kulübü’nün düzenlediği açık hava sergisi için hazırlanan bir Kâbe illüstrasyonunun “yerlerde” görülmesi adeta “aranan malzeme bulundu” yaklaşımına konu oldu ve işin içine durduk yere LGBTİ de katılarak kamuoyunda “dinimize, Kâbe’ye hakaret ediliyor” gerilimi yaratılmak istendi.
Ama bu girişimi cevaplarıyla boşa çıkartan, üniversitedeki Müslüman öğrenciler ve özellikle arkadaşlarıyla taleplerini dile getirmekten geri durmayan başörtülü öğrenciler oldu.
Sorunun dini temelde bir gerilim boyutuna taşınması boşa çıktı ama protestocular “terörist”, “terörle iltisaklı” gibi yargılayan açıklamalara konu olmaya devam ettiler. MHP lideri Devlet Bahçeli bir seferde “terörist, yılan, sapkın, başları ezile” gibi aklına gelen ne kadar hakaret varsa sıralarken İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “düşman” bir devlete ültimatom verir gibi “devletin sabrını sınamasınlar” diyerek çıtayı hayli yükseltti.
Bu neredeyse her muhalif görüş sahibini, özellikle de sokağa yansıyan her muhalif hareketi “terörist” olarak damgalamak, çoktan kabak tadı verdi!
Kimin “terörist” olup olmadığına iktidar sözcüleri karar veriyorsa, bugünlerde “değiştireceğiz” diye konuşulmaya başlayan anayasa ve yasalar neden var? Savcılar, mahkemeler, avukatlar neden var?
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri atadığınız AKP üyesi ve akademik donanımı şaibeli birinin rektörlüğünü alkışlarla mı karşılamak zorunda?
Saldırı, şiddet içermeyen protesto gösterileri anayasal bir hak olarak tanımlanmıştır. Önceden kimseden izin almak mecburiyeti de olmadan. Bunu her seferinde papağan gibi tekrarlamak durumunda bırakanlara ne diyelim, bilmiyorum. Ülkemizde yasalara karşı gelmek sadece sıradan vatandaşlar için mi “suç”?
Devletin, iktidarın herhangi bir politikasını, uygulamasını beğenmemek, eleştirmek, şiddete tevessül etmeden protesto etmek hakkımız yoksa biz “vatandaş” mıyız ki?
Normal bir ülkede eleştiri de olur, protesto da olur ve iktidar sahipleri eleştiri ve protestoları sadece olgunlukla karşılar, dahası dikkate alır. Bizde dikkate almak şöyle dursun “terör” ve “devletin gücü” ile tehdit edilmek rutin bir hal aldı…
Gördüğüm, AKP tabanı da dahil insanlar artık her muhalif görüş ve protestonun “terör” olarak damgalanmasından, her olayın bir şekilde köpürtülerek toplumun tamamını kutuplaştıran zorlamalardan rahatsız oluyorlar. Ortada “zor tutuyorum, ona göre!” denilecek bir “yüzde 50” var mı? Kaldı mı?
Hiçbir yapay müdahalenin insanların gündeminden çıkartamadığı asıl “dert” enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk… Ve bu gündem, belki “yukarıdan” bakınca göremiyorlar ama bütün “tarafların” gündemi.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025