Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Türkçe siyasi gerilim romanında ‘Tek’
15.12.2014
2281

 Bu başlık, iç ve dış siyasi konular dışında pek yazmadığım için sizi şaşırtabilir.Serbestiyet’te “Brezilya karnavalının arka planı” ve “Paco de Lucía’yı sever misiniz” başlıklı yazılarım her ne kadar kültürel ağırlıklı olsa da bugüne kadar kitap tanıtımı yapmadım. Ne Serbestiyet’te, ne de daha önce yazdığım gazete ve dergide.

Rüstem Batum’un “Tek” başlıklı romanı tanıtımını yapacağım ilk ve bugün itibarıyla da tek kitap. Genelde siyaseti yakından izliyor ve daha çok uzmanlık alanıma giren konularda yazıyorum ama gerilim romanlarının (thriller veya roman à suspense) sadık bir okuruyum. Kim bilir belki sonunda adaletin yerini bulduğu vahşet kurgularından, dünyanın acımasız gerçeklerinin nasıl alt edilebileceğine dair ipuçları çıkardığımdan ya da bir umut ışığı yakaladığımdan. Belki de sadece çözümsüzlüğü içimizi daraltan gerçek sorunları hiç olmazsa bir süreliğine unutma ihtiyacı hissettiğimden.

Gerilim romanlarında dünyada Anglosakson ekolden yazarların eserleri çok satıyor. Agatha Christie’nin klasik örneklerini verdiği bu türde son yıllarda John le Carré, Dan Brown, Tess Gerritsen, Tami Hoag, Patricia Cornwell, Lisa Gardner gibi isimler bir adım öne çıkıyor. Öyküleri gerçek olamayacak kadar doğaüstü, “fantastik” diyebileceğimiz türde romanları bir tarafa bırakıyorum doğal olarak.

Gerilim romanı bir tür polisiye ama farklı olarak kahramanı dedektif ya da ajan olmayan ve tehlikeli durumlarla karşılaşabilen içimizden biri oluyor. Gerilim romanlarının siyasi, hukuki ve psikolojik gibi türleri var. Ama belki en önemli özelliği, anlatılan hikâyenin gerçek olma olasılığının yüksekliği. Bu olasılık azaldıkça roman da fantastik türe doğru kayıyor.

Tek” siyasi türde bir gerilim romanı; kahramanı annesi Türk, babası Amerikalı gazeteci DM (Deniz Max Brando). Korkunç bir cinayete kurban giden yakın arkadaşı James Fargo’nun esrarengiz katillerinin peşine düşmek üzere New York’tan kalkıp İstanbul’a gelen DM’nin başına gelen olayların akıcı bir şekilde anlatıldığı roman, Brown’un “Da Vinci Şifresi” kadar sürükleyici ve iyi kurgulanmış. Anlatılan hikâyenin arka planında faili meçhul cinayetler gibi sonuçları tartışılmaz siyasi gerçekler yer alıyor. O bakımdan bu öykünün Brown’un fantastik hikâyelerinden çok daha gerçeğe yakın olduğuna kuşku yok.

Kitabın özgünlüğü, 90’lı yıllarda “terörle mücadele” adı altında yürütülen “kirli” savaşı gerilim romanı tekniğine uygun şekilde dile getiriyor, eleştiriyor olması. Romanın kahramanı yeri geldikçe Kürt sorununun şiddet boyutuyla çözülmesine kimlerin karşı çıktığına dair siyasi izlenimlerini de okurla paylaşıyor.

Aslında DM, yarı Amerikalı, yarı Türk olarak sadece bu değil, daha birçok siyasi konuda düşüncelerini ortaya koyuyor. ABD’de bir Türk olarak Türkiye’yi, Türkiye’de Amerikalı olarak ABD’yi (mümkün olduğu ölçüde) savunduğunu söylüyor ama her iki ülkede yerleşik düzeni ve izlenen politikaları kıyasıya eleştirmekten ve ezberleri bozmaktan da geri kalmıyor.

Kitabın yazarı Rüstem Batum kendi deyişiyle “kitabın önyargısız değerlendirilmesi için” “Hakan Nordik” takma adını kullanmış. Bizim Saint Joseph Lisesi’nin yetiştirdiği -ne yazık ki- nadir, tanımına uygun (ulusalcı olmayan) demokrat aydınlardan olduğunu bilmeyen var mı?

DM’nin insanların etnik kökenleri, inançları, siyasi görüşleri, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri kısaca tüm farklılıklarına karşın insan olmaktan kaynaklanan mutlak eşitliğine olan inancı bir yerde yazarının dünyaya bakışıyla örtüşüyor. Rüstem Batum’u biraz daha yakından tanıyanlar romanının kahramanında kendisinin birçok özelliğini bulacaklardır kuşkusuz.

Batum’un kitabını okumaya başladığımda elimden düşüremedim. Kitap hakkındaki görüşümü bir an önce kendisine söylemem gerektiğini düşündüğüm için değil. Yukarıda dediğim gibi, yıllar önce okuduğum Brown’ın Da Vinci Şifresi kadar sürükleyici olduğundan. Ama belki çok daha önemlisi, Brown’dan farklı olarak Batum’un kahramanı üzerinden aktardığı siyasi görüşler benimkilerle büyük ölçüde örtüştüğünden.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar