Elif ÇAKIR
Yüksek müsaadelerinizle, bugün köşemde kıymetli büyüğüm Ahmet Taşgetiren’i ağırlayacağım. Lütfen kolaya kaçtığımı, tembellik yaptığım düşünmeyin.
Zira tam da iki gündür şöyle şeyler yaşıyorum. Sabah uyanıyorum ki, yazmayı düşündüğüm, planladığım, zihinsel jimnastiğini yaptığım, defterime ufak notlar aldığım konuyu Ahmet Taşgetiren bir bir yazmış. Hem de sadece düşüncelerime değil, duygularıma da birebir tercüman olacak şekilde. Bakınız 18 tarihli ‘Yürüyüş’ başlıklı yazısı ve 20 Haziran tarihli ‘Yargı ve adalet’ başlıklı yazısı.
Hal böyle olunca ben de kendisini burada ağırlamaya karar verdim.
Buyurun...
***
Rüşvet alan kadı...Bir şiir okudu diye insanların İstanbul gibi bir büyük şehrin başkanlığından alınıp cezaevine gönderildiği ve “muhtar bile olamayacak” manşetleriyle siyasi yasaklı hale geldiği... Bir genel başkanın “Siz ‘Ne mutlu Türküm diyene’ derseniz, birisi de çıkar ‘Ne mutlu Kürdüm diyene’ der” demesi yüzünden bir partinin kapatıldığı... İstiklal Mahkemeleri’nin “Yargılayın ve asın, sonra şahitleri dinlersiniz” yollu hükümleriyle insanların ot gibi biçildiği...
Yassıada’da “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” mantığı ile çalışan ve bir Başbakan’ın, iki Bakan’ın idam hükmünü veren mahkemelerden beri tartışırız yargıyı...
Türkiye’de ne zaman “Adalet istiyoruz” diye seslenilse, bir karşılığının olma ihtimali yüksektir.
Şu anda Türkiye’de 50 bini aşkın insan “FETÖ davaları” sebebiyle tutuklu, 100 binden fazla insanın işine son verilmiş ya da açığa alınmış durumda.
Bütün bunlar bir yılı bile aşmayan bir zaman dilimi içinde gerçekleşmiş. Evet, istenen, yargı için ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’ güveninin gerçekleşmesidir.
Anayasa’nın 138. Maddesi, yargının daha çok devletin diğer birimlerinden etkilenmemesinin önünü kesmeye yönelik yapıldığını anlıyoruz. “Emir ve talimat verilmemesi”, genelge gönderilmemesi, tavsiye ve telkinde bulunulmaması, görülmekte olan davaların Yasama Meclisi’nde görüşülmemesi gibi düzenlemeler de bunu öngörüyor.
Anlaşılıyor ki, Yasama Organı, bu maddeyi düzenlerken, daha çok kuvvetler ayrılığının ihlal edilebileceğini dikkate almış, onu önlemeye çalışıyor.
Doğrusu da o ki, Yargıç’ın kişisel zaafları dışında Yargı’yı etkilemek için belirli güçlerinizin bulunması gerekiyor. “Sizi buraya tıkan kuvvet” diyor Yassıada’nın hakimi, savcısı. “Kuvvet!”
Siyasi iktidar bir kuvvettir. Ordu bir kuvvettir. Medya kuvvettir. Dış dünya kuvvettir.
Medyada gerçekleşen bir “Yargısız infaz”ın elinden adaleti kurtarmak kolay mıdır?
Türkiye’nin bir “yargı sorunu vardır” efendim.
Yargıyı bizim etkilediğimiz zamanda etkilemeyi meşrulaştırmak iş değil.
Karınca’nın hukukunu Sultan Süleyman’dan soracak bir yargı ortamının bulunduğu bilinci aslında bizim kültürümüzde bulunuyor. (Yargı ve adalet, 20 Haziran)
***
Şu yürüyüş. Nasıl bakmalı ona?
İktidarın küçümsemesi, medyada kimi köşelerin alaya almaları, yıpratmaya yönelmeleri tabii.
Ama bir de toplumsal birikime tekabül etme amacı taşıdığını görmezden gelmemek gerekiyor.
“Adalet talebi.”
CHP bugüne kadar Meclis’te muhalefet yaptı. Ve herkes bu muhalefetin hiçbir kıymet-i harbiyesinin bulunmadığı noktasında hem fikir. Hatta bizzat iktidar adına konuşanlar, “CHP muhalefetini AK Parti için Allah’ın lütfu” olarak değerlendirdiler.
Yürüyüş. Farklı bir eylem türü.
“Adalet için” yürüyüş bir süredir dünya platformlarında “Türkiye’ye, Erdoğan’ın yönetim tarzına, hukuk ihlallerine yönelik sorgulamalar”a tekabül eden bir pankart.
Demirel “Yollar yürümekle aşınmaz” demişti 1968’li yılların yol eylemleri için. Bazen umursamazlık, bazen demokrasi standardı olarak okundu bu söz.
Kılıçdaroğlu’nunki bir “Uzun yürüyüş.” Uzun yürüyüşlerin ayrı bir anlamı var. Kılıçdaroğlu’nun “Bıçak kemiğe dayandı” ifadesi, bu yürüyüşün mantığını anlatıyor.
Bir siyaset gözlemi olarak şunu söyleyeyim:
- Kılıçdaroğlu’nun eylemi klasik CHP tabanının ötesinde karşılık bulur.
En kötü şey, eylemin provoke edilmesi olacaktır. Eğer buna mani olabilirlerse, yürüyüşün her safhasında medyada “sempatik” haberler çıkması kaçınılmazdır. 69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu. Genç olsa bile her insan tükenebilir. Ama o tükenme halleri bile etkinliği artırır. (Yürüyüş, 18 Haziran)
***
Ekleyeceğim iki husus var.
Birincisi, şimdilerde en çok duyduğumuz cümle “Yollar yürünmekle aşınmaz.”
Tamam, yollar aşınmıyor elbette. Ancak ‘adalet’, ‘özgürlük’, ‘hukuk’, ‘eşitlik’ talebiyle aşındırmadığımız o yolların, ruhlarımızın aşındırmadığını kim söyleyebilir ki?
İkincisi, galiba hiçbir şeyden çekmedik hukukun hukuksuzluğundan çektiğimiz kadar. Ve hiç bir şeye ihtiyaç duymadık ‘hukuka’, ‘adalete’ ihtiyaç duyduğumuz kadar. İhtiyaç listemizdeki birinciliğini korumaya devam edecek. Bu galiba hep böyle olacak.
Üçüncü ve önemlisi, AK Parti hükümetinin ve Erdoğan’ın bugünlerde kaçınacağı tek husus, topyekun yargıçlara kefil olmaktan kaçınmak olmalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024