Eser KARAKAŞ
Aslında bu iki kavramı, yabancı parça söylemini ve devletin doğru bilgi tekelini yan yana koyarsanız en alasından çok baskıcı bir sistemin içine düşersiniz, düşürülürsünüz.
Bu iki kavramın son günlerde ülkemiz Türkiye’de kullanım yerleri belli.
Yabancı parça tabirini maalesef bir profesör, bir ilahiyat profesörü kullandı.
“Doğru bilgi” tabirini de Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) Başkanından duydum.
Her ikisi de çok korkunç.
Eğer toplumda birileri başka birilerine yabancı parça ya da daha eski bir kullanım tarzıyla yabancı unsur diyebiliyorsa, mevhum-u muhalifinden bu toplumda bir de öz parça ya da öz unsurların olduğunu kabul ediyoruz demektir.
Üstelik ilahiyatçı profesörümüzün belirttiği bu iki kavram birlikte, yani yabancı parça ve öz parça vatandaşların, toplumun tümünü veriyor kaçınılmaz olarak.
Peki kimler öz parça, kimler yabancı parça?
Bazı kesimlerin en sevmediği soru şudur: Peki bu öz ve yabancı parçalar ayırımına, bunun kriterlerine kim karar verecek?
Bu ayıp ayırımı yapanların bu soruya yanıtları da aslında yok değil.
Bu ayırımı ancak kendileri yapabilir, kriterleri de kendileri koyabilirler.
Detaylarına girmek istemiyorum, bu anlayışa göre kimin bugünün Türkiye’sinde öz parça, kimin yabancı parça olduğuna muhtemelen kuşku yok.
Üstelik bu yanlış ayırım hukuktan hiç nasibini almamış, tamamen başka kriterler bazında yapılıyor.
Anayasal vatandaşlık kavramının yine muhtemelen bu insanların kafasında bir karşılığı da pek yok.
Üstelik bu sıkıntılı durum yeni de değil, Cumhuriyet’in başından beri millet ve ümmet kavramlarının içeriği bilinçli bir biçimde yer değiştirildikten sonra geçerli, detaylarına girmeyeceğim.
Gelelim “doğru bilgi” kavramına.
Ya da “devletin doğru bilgi tekeli” meselesine.
Bu konu Wikipedia internet ansiklopedisine Türkiye’den giriş yasaklandıktan sonra gündeme geldi.
BTK Başkanı ansiklopedinin doğru bilgiler içermediğini ve yargı organının da bu durum üzerine ansiklopediye ulaşımı yasakladığını duyurdu.
Meselenin detayına girmeye hiç gerek yok, bir hukuk devleti bir internet ansiklopedisinde yer alan bir madde içeriğinin doğru ya da yanlış olduğuna nasıl karar veriyor, doğrusu çok ilginç bir durum.
Hakaret, nefret söylemi gibi durumlarda yargının belki bir internet ansiklopedisi için bile söyleyeceği şeyler olabilir ama doğru bilgi ne demek?
“Devletin doğru bilgi tekeli” olabilir mi?
Devletin doğru bildiği ile bazı vatandaşların doğru bildikleri arasında bir açı farkı olursa ne olacak?
Üstelik yargımız bu engelleme durumunu yaklaşık herkesin her maddeyi düzeltebilme, en azından katkı yapabilme olanağının olduğu bir internet ortamı için devreye sokuyor.
Türkiye’nin 2017 senesinde geldiği noktayı kanımca bu iki kavram çok iyi özetliyorlar: Öz parça-yabancı parça ve “devletin doğru bilgi tekeli”.
AKP ilk kurulduğunda bu harekete destek veren kimi muhafazakar aydınlardan “Popper”in ismini duyardık.
Bu konuya ilişkin olarak, Popper demek makbul bilginin yanlışlanabilir bilgi olduğudur.
Makbul bilginin yanlışlanabilirliğinden devletin doğru bilgi tekeline evrildi AKP.
Bu değişim bile görmek, duymak, bilmek isteyene yeterli ipucu verecektir.
Türkiye artık öz parçaların, kimse bunlar, devletin doğru bilgi tekelini kendilerine, çocuklarına yeterli görenler muhtemelen, egemen olduğu bir ülke durumunda.
Gerçekten çok üzücü.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025