Eser KARAKAŞ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Anayasa Mahkemesi Başkanı ile girdiği polemik (Yunanca savaş demek) ve hemen arkasından Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılması doğrultusunda yaptığı açıklama çok önemli.
Erdoğan da bu doğrultuda bir değişiklik TBMM’den önüne gelirse hemen imzalayacağını açıkladı.
Daha önce de benzer hatta aynı açıklamayı idam cezasının yeniden hukuk sistemimize sokulması hakkında yapmıştı.
Adalet Bakanı da daha iyi işleyen bir demokrasi (!!!!!) için bu konunun düşünüleceğini söyledi.
Belli ki, mesele sadece Bahçeli’nin bir hezeyanı değil, sistem her attığı adımla daha az denetime açık bir sisteme kaymak istiyor.
Anayasa Mahkemesinin (AYM) bugün geldiği nokta bile muktedirlere anlaşılan yetmiyor.
Ben de bugün bu konuya yönelik tahminlerimi aktarmak istiyorum.
Devlet Bahçeli’nin konuya ilişkin açıklamasını okursanız, Bahçeli açıklamasının sonunda AYM yeniden yapılandırılır iken bu kurumun yerine, tabir caiz ise diyor Bahçeli, bir tür bir Divan-ı Âli kurulabileceğini belirtiyor.
Divan-ı Âli; yüce divan, yüce mahkeme demek, bir itirazım yok.
ABD’yi ABD yapan ABD Yüksek Mahkemesinin orijinal ismi de zaten Supreme Court yani tam tercümesi ile Divan-ı Âli; umarım Trump’ın bu kurumu da ortadan kaldırma çabaları sonuçsuz kalır.
Devlet Bahçeli’nin hedeflediği Divan-ı Âli acaba gerçekten ABD’deki Supreme Court benzeri bir mahkeme mi, çok emin değilim, hatta hiç emin değilim.
ABD Supreme Court’un ( ABD Divan-ı Âli’si) tarihi incelenir ise ABD’nin geldiği özgürlük düzeyine en büyük katkıyı yapan kurumun bu mahkeme olduğu görülür; keza seçilmiş Başkanların da elini kolunu en çok bağlayan mahkemenin de bu ABD Divan-ı Âli’si olduğu muhakkaktır.
Devlet Bahçeli’nin maksadı, amacı, hedefi ABD Divan-ı Âli’si gibi çalışacak bir mahkeme ise bendenizin hiçbir itirazı yok.
Ama, ister sağduyum deyin, ister sezgilerim deyin, ister Şeytan dürtüsü deyin, Devlet Bahçeli’nin, Süleyman Soylu’nun, Erdoğan’ın, Adalet Bakanı’nın kafalarındaki Divan-ı Âli sanki şapkasız bir Divan-ı Âli yani bir tür bir Divan-ı Ali.
Divan-ı Ali de nedir mi?
Üç Ali’lerin mahkemesi diye geçen Divan-ı Ali yani İstiklal Mahkemeleri.
Üç Ali’ler Ali Çetinkaya (Kel Ali), Kılıç Ali (Gündüz Kılıç’ın, Altemur Kılıç’ın babası), Necip Ali.
Yazımda İstiklal Mahkemeleri üzerine bir görüş belirtmeyeceğim, zaten bilen biliyor ama rivayete göre yargılanan Kazım Karabekir Paşayı kurtarmak için emir veren İsmet Paşayı bile yargılamak istemişlerdir.
Yazımın başlığında da belirtmek istediğim gibi Devlet Bahçeli’nin aklında olan Yüce Mahkeme ABD Divan-ı Âli’si gibi bir Supreme Court mu (Bir ABD vatandaşının kendi ülkesinin bayrağını yakma hakkı olduğunu karara bağlamıştır mesela) ister Devlet Bahçeli yoksa üç Ali’ler Divan’ı türü bir Divan-ı Ali yani İstiklal Mahkemesi mi?
Sezgim sanki Devlet Bahçeli’nin özgürlükçü, ABD Yüksek Mahkemesi türü bir Divan-ı Âli’den yana olmayacağı.
Divan-ı Âli mi, Divan-ı Ali mi?
Bütün mesele gördüğünüz gibi A’nın üzerindeki bir şapka.
“To be or not to be” gibi bir şey.
A’nın üzerindeki bir şapkanın olması ya da olmaması da belki ülkemiz Türkiye için bir “To be or not to be”.
Yani olmak ya da olmamak.
Devlet Bahçeli için bir yorum yapmayacağım çünkü partisinin geleneği zaten üç Ali’ler mahkeme geleneğine yakın.
Ama, milli görüş çizgisinin sözcülerinin, en başta Erdoğan, Divan-ı Ali için bir anayasa değişikliği ya da yasası önüme gelirse imzalarım demesi bir tarih oksimoronu.
Mesela bir daha İskilipli Atıf Hoca konusunu gündeme getiremezler kısa olmasını umduğum siyasi hayatlarında.
Biyolojik hayatları için ise söyleyeceğim “Allah ömür versin”.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025