Etyen MAHÇUPYAN
İslami kesimin ‘modern’ adı verilebilecek bir değişim geçirdiğinin anlaşılması 1980’lere dayanıyor. İran devrimi sonrası ortaya çıkan ideolojik heyecan, İran’ın hâlâ modern anlamda bir ulus devlet olduğunun anlaşılmasıyla söndü ve yerini süre içinde farklı adlar almak zorunda kalan Refah Partisi çizgisinin pragmatizmine bıraktı. 90’ların sonuna kadar süren bu dinamiğin temel niteliği İslami duyarlılığı bir siyasi hareket etrafında mobilize etmeye dayanıyordu. Ancak en dikkat çekici yanı ‘türban’ adı verilen modern başörtüsü takan kadınlardı. Bunlar erkeklerle aile içinde utangaç bir eşitliği dile getirmeye başlamışlar, önce kocalarına ve babalarına destek şeklinde başlayan siyasi faaliyetlerini giderek ‘kendileri için’ bir gelişme ve çeşitlenme imkânına dönüştürmüşlerdi. Böylece devlet düzleminde modern olanla barışık olmayan ama sosyal düzlemde kendine has bir modernlik üreten bir dindarlık ortaya çıkmaya başladı.
Laik kesimde birçok gözlemci ve araştırmacı bu ‘yeni’ olguyu fark etti, önemsedi ve kamuoyunun dikkatine getirdi. Değişimin temel ekseni dindarlığın yeniden anlaşılmaya çalışılması ve buradan hareketle ‘dindar kadın’ algısından ‘kadının dindarlığına’ geçilmesiydi. Söz konusu dinamik yerelliği sürdürdü. Batı’nın fikri ürünleri ile temastan kaçınmasa da, esas olarak kendisini geleneksel arka planın içinde aradı ve bütün bu süreci ‘kendisi için’ bir değişim olarak yaşadı. Cemaatsal yapı hiyerarşik kabulleri ve düzeneğiyle korunurken, ‘yeni’ dindar kadın sadece genç nesil evliliklerin bir bölümünde istediği yönde adımlar atabildi.
Bu literatür okundu ve biliniyor. ‘Modern muhafazakârlar’ denince de birçokları bu değişim dürtüsünü ve onun getirdiği nispeten cılız kalmış kamusallaşmayı anlıyorlar. Oysa 1997-2002 arasındaki içe dönük muhasebe ile sonrasında gelen AKP iktidar süreci, bugün ‘yeni’ bir modern muhafazakâr kimliği üretme yolunda büyük bir ivme sağlamış durumda. Bunun sosyoekonomik temelinin yükselen refah, gelişen kentleşme ve büyüyen orta sınıf olduğu açık. İslami duyarlılığı taşıyan kesimde çekirdek aileler artıyor, ‘çocuk’ ihtiyaçları ve yetenekleri ile en önemli değer haline geliyor, sağlıktan boş zaman değerlendirmeye yeni tüketim dalgaları yaşanıyor.
Son on yılda yaşanmakta olan değişimin öncekinden önemli bir farkı var: Bu küresel bir adaptasyon süreci. Cemaatsal kalıpların gevşeyip esnediği, bireysel duruşun fazlasıyla öne çıktığı, ilgi ve ilişki alanının farklı sosyokültürel yapılanmalara doğru genişlediği bir yeni dünya… Aynı zamanda küresel normların içselleştirilip dini algı içinde normalleştirildiği bir dünya… Dolayısıyla eşitlik, özgürlük, adalet gibi klasik değerleri sahiplenmenin ötesinde bunları özgüvenle taşımayı mümkün kılan, gerektiğinde bunu kendi kişiliğinin parçası kılmaya imkân tanıyan bir dünya.
Bu yeni değişim dalgasının siyasi alan üzerinde çok kritik bir etkisi var. ‘Yeni’ modern muhafazakârlar, eskilerinden farklı olarak siyaset alanına neredeyse ‘sınıfsal’ bir ağırlık koyma yönünde ortak davranışlar geliştirebiliyorlar. Niceliksel olarak hâlâ çok büyük bir sayı teşkil etmese de, niteliksel olarak hayati bir kesimden söz ediyoruz… Çünkü bunlar olmadan AKP iktidar olamıyor ve partinin tutumuna en hızlı tepki veren İslami küme de bu. Dahası giderek büyüyen de bir küme… Yanlış yapıldığında oylarını esirgemeye yakınlar, eleştirel bakıyorlar ama ‘öteki’ tarafın notunu da veriyorlar. Modern demokrasinin gerekleri açısından belki de ülkedeki tek demokrat kitle bu… O nedenle demokrasi de çok muhtemelen bu kesim üzerinden yerleşme ve olgunlaşma istidadı gösterecek.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023