Etyen MAHÇUPYAN
Erdoğan’ın Hindistan dönüşünde ‘İslamcıların tasfiyesi’ sorusuna verdiği cevap son günlerin en hararetli gündemini oluşturdu. Söylenenleri birinci ağızdan duyup yorumlayanlar meseleyi AK Parti’yi daha önce desteklemiş olmalarına karşın şu an desteklemeyen kişilerin ‘tasfiyesi’ olarak okudular. Ne var ki şu an artık AK Parti’yi desteklemeyen kişilerden söz ediliyorsa, onları tasfiye etmeniz gerekmez ki… Adamlar zaten kendileri partiden uzaklaşmışlar…
Demek ki mesele farklı… Şu an tasfiyeye konu edilen kişilerin AK Parti’ye karşı olduklarını, ya da partiye muhabbet beslemediklerini, onun iyiliğini istemediklerini iddia etmek de gülünç olur. Bu mesele AK Partiyi geçmişte desteklemelerine karşın şimdi desteklemeyenler ile partiyi şu an destekleyenler arasında cereyan etmiyor. AK Parti ile şahıslar arasında özdeşlik ilişkisi kurmayan, dolayısıyla AK Parti’yi desteklemekle birlikte ‘reisçi’ olmayan kişilerle, AK Parti’ye doğrudan pek muhabbeti olmasa bile, parti/şahıs özdeşliğine dayanarak ve ‘reisçi’ oldukları için partiye destek verenler arasında yaşanıyor.
***
Konu siyasetin nasıl tanımlanacağı ve hangi kodlar dahilinde hayata geçirileceği. Bugün ‘İslamcı’ etiketi altında partiden uzak tutulmaya çalışılan kişilerin ‘mürit’ olmak gibi bir dertleri yok. Aksine onlar halen partide yürürlükte olan müritlik halinin kurumsallaşmasından ve tüm partiyi yozlaştırmasından endişeliler. Belirli bir ideolojinin takipçileri ile ‘ideolojisiz’ şekilde partiye sahip çıkanlar arasındaki çatışmaya tanık olmuyoruz. Siyasetin ahlaki ve katılımcı bir normla yürütülmesini savunanlar ile faydacı ve kariyerist türünü siyaset olarak AK Parti’ye yerleştirmek isteyenler arasındaki gerilimi izliyoruz.
Erdoğan’ın bu denklemde yerini aldığı, ‘İslamcı’ etiketi altında zorlanan tasfiyeye sahip çıktığı değerlendirmeleri yapılıyor. Kendi tercihidir, olabilir… Muhtemelen birçokları partinin kolay, tepeden ve tek elden yönetilebilirliğini sağlamak üzere, eleştiri ve itirazı ortadan kaldıran bir kurumsal kültür hayal ediyordur. Nitekim Erdoğan’ın bazı eleştirilere karşı söylenen “Bu bir defa yolda, çizgide istikrarsızlıktır, Sırat-ı müstakimden sapmadır” cümlesini bu şekilde okuyanlar var. AK Parti liderinin parti çizgisinin ne olması gerektiği konusunda hiçbir tereddüdü olmadığını ve hiçbir farklı görüşe prim vermeyeceğini öne sürüyorlar. Belki gerçekten de Erdoğan kendi fikirleri ve doğrularının AK Parti’nin doğrultusunu belirlemek için yeterli olduğunu düşünüyordur. Zihnindeki ‘istikamet yolunun’ pürüzsüz olmasını istiyordur…
***
Bunun doğru bir değerlendirme olup olmadığını kısa zaman içinde çeşitli örnekleriyle görüyor olacağız. Ancak eğer tercih bu yönde olacaksa, buradan Türkiye’yi yönetebilecek bir partinin ve iktidarın çıkma şansının neredeyse hiç olmadığının şimdiden görülmesinde yarar var. Türkiye gibi karmaşık ve çoğul bir toplumsal zemine, katılım ve iknayı talep eden sorunlara sahip bir ülkede, tepede alınıp deklare edilen kararlarla yönetebileceğiniz tek bir alan bile bulamazsınız.
Marifet güç kimin elindeyse onu kategorik olarak desteklemek değil, o gücün doğru kullanımını sağlamak üzere eleştirel ve destekleyici katkı vermektir. Bu açıdan bakıldığında ‘İslamcılar’ bugüne dek övünülecek bir çizgi izlediler. Pazara gelince trenden inmediler… Aksine trenin pazara sapmasına tepki gösterdiler.
Erdoğan’ın çok isabetli bir sözü var: “Bu davaya, bu partiye sırtını dönüp de iflah olan kimseyi görmedim.” AK Partililer haklı olarak bu sözün gereğinin her kademede ve herkes tarafından yapıldığını görmek isterler…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023