Fehmi KORU
Aslında bir ilin belediye başkanlığı için yapılan bir seçim, tekrarlanmasına karar verildiği için ikinci kez yapılıp sonuçta iktidar adına ciddi bir yenilgi getirince, sanki bir genel seçimde benzer bir sonuç alınmışcasına, var olan dengeleri bir çırpıda değiştiriverdi.
Bunu hemen her alanda görmek mümkün.
En çarpıcı denge kayması galiba medyada görülüyor.
Daha önce kalemlerinden en ufak bir eleştiri kırıntısı çıktığı görülmemiş olanlar, eleştirilere göğüslerini siper edenler, bunun için muhalefeti ve kendilerine uzak olmayan ama eleştirel yaklaşan yazarları kınamakta yarışanlar, Pazar günkü seçim sonrasında, vaktiyle kınadıkları türden eleştirilerle okur karşısına çıkmaktalar.
Neler yazıyor, kimleri hedefe koyuyorlar, hayret…
Zeminleri kaymış görünüyor…
Yalnız onların değil, AK Parti penceresinden bakarak yanlışlıklara işaret eden, eleştirirken nezaketi elden bırakmayan ve son tahlilde başkaca bir tercihleri bulunmadığını belli eden kalemlerin de başka bir zemine kaydığı fark ediliyor.
Sanki farklı tercihlere kendilerini açıyor gibiler…
Eleştiriler daha sert. İçeriden konuşmuyor, dışarılıklı birileri gibi yazıyorlar…
Sıkı taraftar olanlar muhalifler safına, içeriden eleştiri yapanlar da dışarıya kaymış durumda.
Medyaya bu gözle, benim bu tespitim aklınızda olarak bakın bakalım ne göreceksiniz…
[Türkiye’ye dışarıdan bakıp gelişmeleri değerlendirenler, yabancı basın, Türkiye uzmanları ve araştırmacıların -hani hepsi önyargılı, hatta ‘üst aklın ajanları’ ya- seçim sonuçlarına bakıp iktidar için ölüm çığlıkları atmalarını beklersiniz değil mi? Hayır, hiç de öyle yapmıyorlar. Onlarda olaya bakışta farklı bir yaklaşım seziliyor: “Bir çiçekle bahar gelmez” anlayışıyla Türkiye kolay değişmez görüşü hepsine hakim.]
Mazeret başarısızlığı örtemez
Benzer bir durum siyaset alanında da kendini belli ediyor.
İktidar partisi içerisindekilerin kendilerini dışa kapatmış görüntüleri siliniyor ve dışarıda kalmışlara, muhalif bilinenlere, farklı yaklaşımlara da ilgi göstermeye başladıkları hissediliyor.
Siyasi hayatın içinde yer alanlar yenilgiden ve yenilen tarafta bulunmaktan hoşlanmazlar, akıllarına nihai yenilgi ve onun getireceği sıkıntılar erkenden üşüşür. Bu ruh halini yansıtır bir durum var bugün.
Vaktiyle ‘ittifak’ ilişkilerini, birbirlerine doğuştan bağımlı, aynı bedende iki ayrı insan olarak hayatlarını sürdürmeleri gereken, ayrılmaları için yapılan ameliyat genellikle başarısızlıkla sonuçlanan yapışık ikizlere (Siyam ikizleri) benzettiğim AK Parti ile MHP’nin birbirlerine karşı tavırlarında bile eski samimiyet yok gibi…
CHP’yi İstanbul’da 13 bin farktan 813 bin farka ulaştıran seçimde oyların kimden kaydığını somut biçimde ayrıştıran bilimsel bir çalışma yok henüz, bunun için zamana ihtiyaç var; ancak yine de zihinlerde bu hesabın yapıldığı ve sorumluluğun fazla uzaklarda olmayanlara kesildiği anlaşılıyor.
AK Parti 31 Mart’taki seçimde bazı belediyeleri ittifak ortağına kaybetmişti, 23 Haziran’da da MHP’den oy alamadığının düşünüldüğünü dışa vurmadan edemiyor AK Partililer; Devlet Bahçeli‘nin ‘ittifak anlaşmasına kesinlikle uydukları’ güvencesine rağmen hem de…
İttifak bozulur mu? Hayır, bozulmaz. Oyu yüzde 40’ın altına düşmüş AK Parti, bundan sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine yalnız başına girdiği takdirde İstanbul’dan çok daha önemli bir mevzii kaybedeceğini bildiği için bunu yapamaz.
MHP de ittifaktan hep kârlı çıkan taraf olduğu için birlikteliğin bozulmasını istemeyecektir.
Farkında olsalar bile…
Ne dersiniz, farkında mı?
Farkında olduğunu düşünmem için birden fazla sebep var.
Rakibiyle münazara için AK Parti İstanbul adayının ortaya attığı iki gazeteci ismi de kendi medyası dışındandı… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Japonya gezisine sevmediği bilinen bir yazarı davet etti.
Medyadaki tabloyu bildiklerini düşünebiliriz.
Parti içindekilerde başlayan dışarıya ilgiyi de en iyi partiyi yönetenler görüyordur.
Farkında olsalar da yapabilecekleri fazla bir şey yok ama.
Bir şeyler yapmaya kalktıklarında, yaptıklarının ters tepme ihtimali çok fazla.
Siyasetin keyfe göre değişmeyen kuralları günümüzde de bir kez daha işliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025