Kadri GÜRSEL
1 Kasım’da Büyük Britanya’daki üssünden Suriye’deki misyonu için havalanan bir Amerikan B-52 stratejik bombardıman uçağına Doğu Akdeniz üzerinde iki Yunan F-16’sı eşlik etti.
Olay, bağlamı dışında bakılırsa sıradanmış gibi görünebilir. Ama bu Amerikan B-52’sinin, Doğu Akdeniz jeopolitiğindeki büyük bir zemin kaymasının sonucunda Yunan eskortuyla uçtuğu göz önüne alınırsa, söz konusu gelişmenin Türkiye açısından kritik önemi anlaşılır.
Yunan medyasında yer alan haberlere bakılırsa bu B-52, Amerikan ordusunun Fırat’ın doğusundaki Suriye petrol yataklarını ‘güvenceye alma’ harekatı çerçevesinde, bir caydırıcılık misyonunu yerine getirmek üzere uçuyordu.
Bu arada, Türkiye’nin ‘Barış Pınarı Harekatı’nın başlangıcında ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı doğrultusunda Fırat’ın doğusundan tamamen çekilecekleri söylenen Amerikan birliklerinin günün sonunda çekilmek şöyle dursun, petrol yatakları çevresindeki askeri varlıklarını ilk kez kafi miktarda tank ve zırhlı muharebe aracıyla tahkim etmekte oldukları bildirildi. Hatta bununla kalmadıkları ve bir Amerikan birliğinin Kobani çevresine geri dönerek üslendiği de haber verildi.
9 Ekim’de başlayan Barış Pınarı Harekatı’nın akabinde sahadaki durum, ABD’nin Fırat’ın doğusundaki varlığını petrol alanlarında yoğunlaşarak koruduğunu gösteriyor. Bu çerçevede taktik görev yapmak için Suriye’ye uçan B-52’lerin Yunan FIR hattını kullanmaları ve bu sırada Yunan eskortu almaları sahadaki yeni bir gerçeği işaret ediyor: Balkanlar, Ege ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin yeni müttefiki Yunanistan’dır ve dahası bu ittifakın Türkiye’yi dengelemek ve çevrelemek gibi bir hedefinin bulunmaması doğası gereği mümkün değildir. Bu yeni gerçeklik babında adları geçen ABD, Türkiye ve Yunanistan’ın ‘NATO müttefiki’ olmaları ise artık bir şaka etkisi yaratmaktadır.
Bu konuyla ilgili olarak Al-Monitor yazarı Metin Gürcan, 18 Ekim tarihli ve ‘ABD (NATO’nun) güney kanadını yeniden mi şekillendiriyor?’ (Is US redesigning southern flank?) başlıklı makalesinde, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun 5-7 Ekim tarihlerinde ziyaret ettiği Atina’da Yunan muadili Nikos Dendias ile imzaladığı savunma işbirliği protokolüne dikkat çekmişti.
Protokolde yer alan, ABD’nin Yunanistan’a kara havacılığı, akıllı mühimmatlar ve İHA’lar konusunda teknoloji transfer edeceği ve Ege’ye hakim Larissa Üssü’nde konuşlu Amerikan MQ-9 Reaper İHA’larının topladığı istihbaratı Yunan ordusuyla paylaşacağı yönündeki hükümler Ankara açısından irkiltici olmalıydı.
Bunların yanı sıra protokole bakınca, ABD ordusunun Yunanistan’a taşınmaya karar verdiği gibi bir izlenime kapılmamak elde değildi: Amerikan KC-135 havada yakıt ikmal uçakları Larissa Üssü’nde konuşlanacaklardı, Amerikan donanması da Girit’teki Suda deniz üssünden ve Türkiye’nin burnunun dibindeki Dedeağaç limanından yararlanacaktı.
Diğer taraftan malumunuz, 29 Ekim’de ABD Temsilciler Meclisi, Barış Pınarı Harekatı’na tepki olarak Türkiye’ye karşı geniş yaptırımları öngören bir yasa tasarısının yanı sıra ‘1915 olayları’nı ‘soykırım’ olarak tanıyan kararı bir de Demokrat ve Cumhuriyetçi üyelerin büyük desteğiyle kabul etti. Yunanistan’la savunma protokolü ve Temsilciler Meclisi’nin kararları birlikte değerlendirildiğinde, Trump ve Erdoğan arasındaki ‘arkadaşlık’tan bağımsız olarak, Türkiye’nin ABD tarafından artık gözden çıkarılmış olduğu yönündeki izlenim bir hayli güçleniyor.
ABD’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarının paylaşımı hususunda Türkiye’nin karşısında yer alan İsrail, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Mısır’dan oluşan hasım bloku aktif biçimde desteklediği gerçeğini de eklersek sorunun büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği jeopolitik riskleri ölçüsüz biçimde artıran bu ortamda geleceğin nasıl şekillenebileceğini şimdiden öngörmeye çalışmak her zamankinden de fazla önem taşıyor. Bunun için güncelin hayhuyundan ve dağdağasından kendimizi bir süreliğine yalıtıp yüksek bir mertebeden ufka bakmak faydalıdır. O ufuk çizgisinde gördüklerimiz bazı sorular sormamıza ve bugünkü bazı sorulara ise cevaplar bulmamıza yardımcı olabilir.
Düşünce egzersizini ilgili ve bilgili insanlarla birlikte yapmak ise gözlemciye tek başına elde edemeyeceği değerli bir tecrübe kazandırıyor.
Bu yazıda bahsettiğim bütün bu kritik gelişmeler son 30 gün içinde vuku buldu. Kişisel tecrübem açısından ise bu son 30 gün, EDAM’ın (Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi) 3-5 Ekim tarihleri arasında yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla düzenlediği geleneksel ‘Bodrum Yuvarlak Masası’nda başladı. Oturumların konu başlıkları ve tartışmalarda ortaya atılan sorular, paylaşılan perspektifler, fevkalade isabetliydi.
Bu sorulardan bazılarını paylaşacağım.
Misal, 4 Ekim’deki ‘NATO’nun güney kanadı’ konulu oturumda Avrupa düşünce ve siyaset hayatının ünlü bir ismi Türkiye’nin durumunu ima ederek şunu sordu: “NATO’nun güney kanadı mevcut değil. NATO için güneyde bir gelecek var mıdır?”
Tersinden de sorabiliriz: Bugünkü Türkiye için NATO’da bir gelecek kalmış mıdır? Varsa bu geleceğin tarifi şimdiden yapılabilir mi?
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun bu sorunun sorulmasından bir gün sonra başlayan Atina ziyaretinde imzaladığı savunma protokolü, Türkiye’nin ABD ve dolayısıyla NATO’yla yaşadığı ‘S-400 alımı’ ve ‘F-35 ambargosu’ krizlerinin, ‘Bodrum Yuvarlak Masası’nda da vurgulandığı gibi, ‘buzdağının görünen kısmı’ olduğunu doğruluyor.
EDAM’ın Bodrum Yuvarlak Masası, ‘arka kanal diplomasisi’ açısından da önemli bir platform. ‘Arka kanal’da bazı görüşler daha açık sözlerle ifade edilebiliyor.
Bir Batılının ‘Türkiye’nin S-400 alımının (NATO, ABD ve Türkiye arasında) geçici bir sorun oluşturmayacağını’ söylediği oturumda, ‘Türk tarafı’ndan bir katılımcının da, “ABD bize F-35 vermezse biz de Rusya’dan Su-35 alma yoluna gidebiliriz. Ne olmuş yani” demesi bu açık sözlülüğün bir örneğiydi.
Bugünkü Türkiye’nin Batı alemiyle ve özelikle de AB’yle yaşadığı gerilimin ikilem halinde tarif edilen mükemmel özeti, ‘AB tarafı’ndan dile getirildi. Buna göre ikilem ‘Türkiye’nin AB’den ve Batı’dan uzaklaşırken çok önemli bir ülke olarak kalmaya devam etmesiydi’. Söz konusu ikilemin yönetilmesi giderek zorlaşan çok önemli unsuru, ‘Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB ve genel olarak Batı ile ilişkilerinde başat bir engel oluşturması’ydı.
Bu bakımdan Türkiye, Kıbrıs sorunundaki tıkanıklığın sürdükçe büyüyen maliyetini taşımaya nasıl ve nereye kadar tahammül edebilir? Çözümsüzlükle geçen zamanın artan maliyetlerle etkileşiminin oluşturduğu bileşke, Batı’dan el artırarak uzaklaşmayı iç politika hedefleri açısından da tercih eden Erdoğan iktidarını günün birinde KKTC’yi ilhak etmeye zorlayabilir mi?
Böyle bir ihtimalin varlığını algılayıp algılamadıkları hususunda Batılı katılımcılar kapalı kapılar ardında dahi açık sözlü olmayı tercih etmediler ama ‘Türk tarafı’ tehditkar bir tonla konuştu:
“Tıkandık. Gerçekle yüzleşme anı yaklaşıyor.”
Su-35 alımı, KKTC’nin ilhakı ve hatta NATO’dan çıkmak…
Erdoğan Türkiye’sinin Batı’dan el artırarak uzaklaştığı bir süreçte, üzerinde kafa yormaktan kaçınma lüksümüz olmayan ihtimaller…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020