Mehmet Acet
Brüksel’deki NATO liderler zirvesi ABD Başkanı Trump’ın Almanya’ya dönük yeni salvolarının gölgesinde başladı.
Trump, zirve öncesi dedi ki:
“Almanya tamamen Rusya tarafından kontrol ediliyor. Çünkü enerjisinin yüzde 60-70’ini Rusya’dan alıyor.”
Bu sözleri şöyle de tercüme edebiliriz:
“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra güya Almanya’yı avucumuzun içinde tutacaktık, bakın öyle olmadı, adamlar hiç de yenilmiş gibi davranmıyorlar. Almanya’nın nimetlerinden Rusya bizden daha fazla yararlanıyor.”
Trump’ın ne yapmaya çalıştığı artık daha öngörülebilir hale geldi.
1945 sonrası kendi ülkesinin jandarmalığında oluşan küresel sisteme, ABD’nin yeni çıkarları doğrultusunda yeni bir format atmaya çalışıyor.
Almanya’ya bu kadar yüklenmesinin sebebi, ‘kurulu düzenin’ hem ekonomik hem de askeri ilişkiler anlamında ABD’ye daha fazla yük getiriyor olması.
Şimdi burada az durup şöyle bir soru soralım:
Trump etkisi diye literatüre giren bu yeni dönemden bizim hissemize acaba ne düşüyor olabilir?
Soruya, ABD ile ikili ilişkilerin mevcut hali ve geleceğe dönük muhtemel senaryolar üzerinden bir yanıt arayabiliriz.
Haziran başında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Washington’a yaptığı ziyaretten bir Münbiç anlaşmasıyla dönmüştü.
Bakan Çavuşoğlu ile o günlerde yaptığımız konuşmalardan, bu anlaşmanın Türkiye-ABD ilişkilerini krizden çıkaracak bir başlangıç olabileceği sonucunu çıkarmıştık.
Seçimler öncesi yaptığımız programda Başkan Erdoğan’a “Bu anlaşmanın karşılığında ABD’ye bir taviz mi verilecek” diye sorduğumuzda da net bir “Hayır” yanıtı almıştık.
Bu durumda şu tespiti yapabiliriz:
Ankara açısından başta Münbiç olmak üzere pazarlığa kapalı birden fazla dosya var.
S 400 hava savunma sistemi meselesi de böyle.
Türkiye, Rusya ile pazarlığını yaptı, teslimat takvimi öne alındı, füzelerin parasının bir kısmı da ödendi.
Dolayısıyla bu noktadan bir geri dönüş söz konusu olmayacak.
Zaten Çavuşoğlu Brüksel’de yaptığı son açıklamada aynı noktaya vurgu yaptı:
“Önümüzdeki yılsonuna doğru ilk bataryalar gelecek. Neticede artık bunun sorgulanmasına da gerek yok” dedi.
ABD tarafı ise, Ankara’nın pazarlık değil adım beklediği konularda harekete geçmek için ‘taviz seçeneğini’ sıcak tutmaya çalışıyor gibi görünüyor.
Taviz denince akla ilk gelenin ne olduğu de besbelli:
“Anlaşması bitmiş, parasının bir kısmı ödenmiş olmasına rağmen Türkiye S 400 alımından vaz geçsin!”
Sebep?
“Vazgeçsin işte biz öyle istiyoruz!”
Çavuşoğlu’nun Brüksel açıklamasını Erdoğan-Trump görüşmesi öncesi Türkiye’nin pozisyonunu belli etme yönünde bir ön alma biçiminde de okumak mümkün.
Yani, işin buraya kadarki kısmı ile ilgili pazarlığa kapalıyız mesajı verilmiş oldu.
İşin iletişim kısmıyla ilgili de bir şey daha söylemem gerekiyor.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun üslubuna da uygun düşecek şekilde ‘açık diplomasi’ kanalının kullanılması, Ankara’nın elini ne kadar güçlü tutuyorsa, karşı tarafı da o kadar zorluyor.
Çünkü elde ‘haklı olmak’ gibi son derece kıymetli bir argüman var.
Türkiye’nin hava savunma sistemini acilen güçlendirmesi lazım. Bunun için ABD’den defalarca talepte bulunulmuş. Ama olumlu bir yanıt alınamamış. Bunun üzerine Rusya’ya dönülmüş, Moskova, teknolojisini de paylaşmak üzere kendi ürettiği füzeleri Türkiye’ye satma kararı almış. Şimdi ABD tarafı maçın ortasında hakemin düdük çalıp oyunu yeniden başlatmasını istiyor.
Ankara ise, oyunun kaldığı yerden devam etmesini…
Türkiye ile müzakereleri ‘kapalı ortamda’ yürütmek isteyen ABD tarafı ise, meseleye haklılık meselesi üzerinden yaklaşmamakta ısrar ediyor.
Bu işten vaz geçin diyor, başka da bir şey demiyor.
Niye?
Çünkü Türkiye ile tek yönlü işleyen askeri bağımlılık ilişkisinin sürmesini istiyor.
İşler açık diplomasi kanallarıyla yürütülünce, bakınız her şey ne kadar net bir şekilde anlaşılabiliyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020