Murat BELGE
Sırrı Süreyya’nın benimle ilgili yazısında sözünü ettiği konulardan biri de seçim kampanyası sırasında Hopa’da olanlara değindiğim yazıydı. Kısa bir yurtdışı gezisine giderken, buradaki “siyaset yapma” biçimlerini ne kadar bıktırıcı bulduğumu belirtmek için yazdığım birkaç satırlık bir şeydi bu. Nedense, söylemek istediğim şeyle hiçbir ilgisi olmayan yorumlara –ve saldırılara– uğramıştı. Sırrı da aynı doğrultuda bir şeyler söylüyordu.
Benim söylemek istediğim birinci söz “insan hayatı”yla ilgili. Yıllardan beri görüyorum ki sahiden sahip olduğumuz tek şey hayatımızdır ve bana göre bunun bir ikincisi yoktur. Dolayısıyla bu hayatın kendi “normal” sayılacak sonuna varamadan bir insanın elinden alınmasını olabilecek en kötü şey olarak görüyorum. Türkiye’de bir seçim kampanyası var ve bir kasabada bununla ilgili birtakım olaylar çıkıyor ve bir adam ölüyor... Evet, insanlar belirli durumlarda kendi iradeleriyle de ölmeyi seçebilir vb., vb. Bu gibi olayların bir “gözlemci”si konumunda benim tepkim, koşullar ne kadar farklı olsa da, çok fazla değişmez: yeri doldurulamayacak bir kayıp verildiğini hissederim, çünkü her insan bireyi böyle bir şeydir.
Gelelim kampanyaya, genel konuya. Bu ülkede yaklaşık on yıldır çok sert bir çatışma ortamında yaşadığımız herhalde kimsenin meçhulü değil. Çatışmanın en önemli “savaş meydanları”ndan birinin Ergenekon çevresinden oluştuğu da belli. Bayrak mitinglerinden, yığınla gerçekleşmiş ya da gerçekleşememiş suikast olayından ve daha birçok olaydan bildiğimiz gibi, statükoyu koruma mücadelesi veren güçler AKP hükümetini “durumu denetleyemeyen” ve dolayısıyla kaosa yardımcı olan bir hükümet olarak göstermek istiyorlar. Aynı zamanda, büyük bir kitlesel muhalefet olduğu izlenimi yaratmak istiyorlar. Onun için de ellerine geçen ne imkân varsa onu kullanarak bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Seçim kampanyası diye bir olay varsa bu da en kolay kızıştırılacak ortam demektir.
Ankara’dan ellerinde siyah bond çantalarıyla adamların gelip Hopa’da “Ahmet şuradan gitsin, Mehmet burada beklesin” diye plan yaptığını düşünmüyorum, çünkü bu zaten kimbilir kaç yazıda belirttiğim dünya görüşüme aykırı. Hayat veya “politika” böyle bir şey değildir, böyle işlemez.
“Bıktırıcı” bulduğum siyasî olgular arasında, bu ülkede yaşayan herkesin çok küçük yaştan başlayarak bildiği bir “polis davranışı” da var, o da dâhil. Bu sert, kıyıcı siyasî çatışma ortamında bir taraf hükümeti beceriksiz gösterecek durumlar oluşturmaya çalışıyorsa, hükümet de elindeki araçları seferber ederek bunu boşa çıkarmaya çalışacaktır. O araçlardan biri de o polis gücüdür. Hopa’da ölen adam polis kurşunuyla ölmemiş –ama öylesine bir şiddetle davranan bir polis olmasa, her şey sakin bir ortamda cereyan etse o adam ölür müydü? Bu tabii bir spekülasyon, ama, bana ölmezdi gibi geliyor.
“Siyaset” dediğimiz şeyin en “yutulmaz” yanı, insanlar karşısında aldığı, almayı da meşru saydığı tavırdır. Bir siyasî çatışma denkleminin o ucunda ya da bu ucunda bulunabilirsiniz; ama bu tavır fazla değişmez. İnsan, bu bakışta, bir “nicelik”tir, soyuttur. Yukarıda söylediğim gibi, “yeri doldurulamaz bir varlık” değildir. Hattâ, çokça telef olması daha faydalı sayılabilir.
Türkiye de, siyasetinde, siyasî tarihinde, ne yazık ki hâlâ bu yapıyı aşamamıştır. Siyasetle şiddeti birbirinden ayıramamıştır. Şiddetin kaçınılmaz sonucu olan insan kaybını da büyük ölçüde kanıksamıştır.
Bunlar tabii çok geniş bir alana yayılıyor. “Komplo” teorisi nedir, olan her şeyi komplolarla açıklama alışkanlığı nereden doğar, hangi olumsuzlukların ürünüdür? Bunlara kendi hesabıma birçok yazımda yer vermişimdir, ama, ne kadar “bıktırıcı” olursa olsun, belli ki, tekrar tekrar yazmak gerekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025