Murat BELGE
Dün Taraf’ta yayımlanan yazıyı (orada belirtildiği gibi) 2005’te yazmışım. Onu yazmak için yararlandığım Coşkun Üçok ise bu mahut “16 Devlet” hakkındaki yazısını Tarih ve Toplum’un 38. sayısında yayımlamış. Yani 1987’de.
Hikâyenin kendisi öyle çok rastlanmadık bir şey değil: “ulus-devlet” kurulurken böyle efsaneler icat edilir.
Bu “mitoloji” sürecin erken aşamalarında görülür. İstenen olay yerine oturdukça unutulur, ya büsbütün dolaşımdan çekilir ya da ulusun sandık odasına kaldırılır. Burada nedense böyle olmuyor.
Coşkun Üçok (bombayla öldürülen Bahriye Üçok’un eşi) bu yazıyı 1987’de yazmış –yazma gereğini duymuş. Ama 1981’de, o zamanın Türk Tarih Kurumu’nda bir konferansta bu konuyu dile getirdiğini söylüyor. 1981 ve 1987. Yani 12 Eylül rejiminin yürürlüğe girdiği dönem ve serpintilerinin devam ettiği dönem. Bu “on altı Türk devleti” teranesinin insanın içini bayılttığı günler.
On altıya ek olarak bir de “Son Türk devleti” edebiyatı başlatılmıştı. Yani, “dış düşmanlar” uğraşmış, çabalamış, öbürlerini (yani, sözgelişi Karahanlılar’ı, Hunlar’ı, Gazneliler’i vb.) yıkmışlar. Biz Türkler sonuncuyu kurmuşuz, bu da yıkılırsa, başkası yok, ona göre, demek isteniyor! Ama bu arada “Kuzey Kıbrıs Türk Devleti” kurulmuş. “Son Türk devleti” o! Bu söylemde bu tür ayrıntılara yer yoktu; onu görmezden gelmek gerekiyordu.
İstanbul’da, Harbiye’de, Askerî Müze’nin hemen dibindeki parkta da on altı Türk devletinin hanlarının, hakanlarının, kağanlarının büstleri dikilmişti. Onların büstleri… Ama tabii Atatürk’ün heykeli… Bunlar bugün de orada, caddeden geçerken görüyorsunuz: Atatürk ayakta, hepsinden büyük, karşılarında duruyor. Büstler de bir atnalı oluşturan sıralanma halinde, ona saygıyla bakıyorlar.
Alp Er Tunga, Boğaç Han, falan filan. İnsan merak ediyor, kim görmüş Alp Er Tunga’nın resmini? Ya da öbürlerinin? Böyle bir şey yok tabii. Bunlar ne yer, ne içer –ve, tabii, ne giyer? Bunları gerçekten bilen yok. Onun için de, şimdi Erdoğan’ın sarayındaki bornozlu adam “Duşakabinoğulları”nı temsil ediyor.
O yıllarda bir de pul dizisi çıkmıştı: devlet başkanının (en ünlü olanı –varsa öyle biri) resmi ve yanında da bayrak! Tabii bayrağın ne olduğunu –ya da olup olmadığını– bilen de yoktu. Ama devlet –yani, şimdiki, “son”uncusu– görev vermiş: “Bir İstemi Han, bir de bayrak yap” demiş. Her vatan evlâdı seve seve yapar.
Aslında pullara bakınca, aşağı yukarı hepsinin aynı adam olduğu görülüyor. Bir Türk’ün olması gerektiği gibi bıyıklı, bazen ayrıca bir de sakallı bir adam! Gözler çekik olacak, hafifçe, fazla değil! Sonra maazallah Çinli ya da Moğol sanırlar. Hafif çekik, ileri derecede çatık kaşlar. “Türk” olmanın verdiği ağırlık hepsinde görülmeli. Ve “asker” oldukları anlaşılmalı.
Coşkun Üçok’a bu yazıyı yazdıran “Türk devleti” seksenlerin bir ürünüydü: devletin bir kısmının “Yoksa bu Devlet yıkılıyor mu?” telâşına kapıldığı yıllar… Onun için de bu “On altı Türk devleti” mitolojisi canlandırılmıştı. Ama “telâş”ın yanısıra, “övünme ihtiyacı” da bir türlü bastırılamaz. Buradan ayrıca “Türk dediğin, hemen devlet kurar” mitolojisi çıkarılmıştı. Üçok’un o yazıda değindiği, on altıdan çok daha fazlasını kuranlar hiç dikkate alınmadan.
Ve bu madalyonun öbür yüzünü düşünmeden: demek devam ettirmeyi beceremiyorlar ki habire yenisini kurmak gerekiyor.
Tabii ikisi de yanlış, saçma.
Seksenlerde bu paranoya gerekli bulunmuştu. Peki, şimdi ne oluyor da Tayyip Erdoğan kendisinin de olanca ciddiyetiyle rol aldığı bu komedyayı sahneye koyma gereğini duydu?
Bu da, “yeniden kuruluş” inancının bir gereği. Tayyip Erdoğan beğenmediği bir Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı oldu. Olduğundan beri onu beğendiği bir Cumhuriyet haline getirmeye çalışıyor. Ama bunu yaparken beğenmediği Cumhuriyet’in ürettiği mitolojiden yardım almakta –belli ki– bir sakınca görmüyor. Bu on altı devlet miti, sonuç olarak, Turancı hayal gücünden çıkma bir mit. Adı geçenlerin birçoğu Müslüman da değil.
Belki, başka birçok davranışıyla da yaptığı gibi, MHP tabanını da kendine çekmeye çalışıyor.
Amerika’yı keşfetmesinden bu yana, mitolojiyle ilişkisi hakkında yeterli fikir edinmiştik.
Tarkan çizgi- romanının kostümleri ve televizyon dizisinin besteleriyle, başımızda Recep Tayyip Erdoğan, kendimize şanlı bir tarih yapmak üzere yola koyulmuş durumdayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025