Mustafa Karaalioğlu
Bazılarının 128 milyar Dolar konusundaki şaşkınlığını, hayretini ve itirazını anlamak çok da anlaşılmaz değildir. O duyguyu anlamak için biraz çaba göstermek gerekiyor. Tarihte bir benzeri olmayan 128 milyar Dolar rezerv kaybını hazmetmek, kabullenmek ve hatta böyle bir şeyin varlığına inanmak zor olabilir. Kayıp o kadar büyük, yanlış o kadar inanılmaz ve mesele o kadar vahim ki bazılarımız bunun gerçek olabileceğine inanamıyor. Akıllar, hafsalalar almıyor. İktidara yakın makul ve mantıklı insanlar bile 128 milyar Dolar’ı muhalefetin abartısı olarak görüyor veya görmeyi yeğliyor.
Çünkü, ortada süreçlere hakim, hesabı kitabı güçlü ve herşeye rağmen kontrol sahibi bir devlet var zannediyorlar. Şahsi idarenin geldiği noktadan habersizler ve devletin sadece “muhaliflerin” ensesinde dolaşırken, farklı görüşlere aman vermezken devlet olabildiğini; gerçek anlamda “milletin menfaati” sözkonusu olduğunda ortada olmadığını, hatta yeni sistemin tabiatı gereği istese de olamadığını bilmiyorlar. Ekonomiden eğitime, dış politikadan sanata, spora kadar birçok işin sahipsiz olduğunu; bir kişinin özel ilgisine mazhar olamayan meselelerin ilgisizliğe mahkum olduğunu anlayamıyorlar. “Kutsal, güçlü, kudretli, akıllı devlet”in bu hale geldiğini kabul edemiyorlar.
Oysa ortada, denetimden, kontrolden, kurumdan ve tecrübeden vareste bir devlet, o devleti bir kurala bağlı olmaksızın idare eden hesap sorulamaz bir iktidar ve o iktidarı da şahsında tecessüm ettiren bir cumhurbaşkanı var. Gerisi laf-ı güzaf… Enflasyon mu faizin neticesi ya da tersi mi, yahut geleceğe güvenli mi bakıyoruz ya da beka tehlikesi içinde miyiz? Bu büyük lafların da hiç önemi yok. Zira, istediği teoriyi milletin sınırlı kaynaklarıyla istediği kadar deneme imtiyazına sahip bir idare var. Önce bir 30 milyar Dolar harcayalım, baktık olmadı bir 30 daha, olmadı iki 30 daha… 128 milyar Dolar işte böyle gitti. Tam 128 milyar Dolar, soranın edenin, karışanın görüşenin olmadığı bir ortamda eridi. Seçim arefesiydi, Dolar düşük görülmeliydi, faiz gözlerden ırak tutulmalıydı, gerisinin de önemi yoktu.
Giden gitti… O parayı yerine koymak için ne kadar üreteceğimizi, ne kadar ihracat yapmamız gerektiğini ve bunlar yetmeyeceği için ayrıca ne kadar faiz ödeyeceğimizi hesaplamak bile zor. Gayet tabii ki inanması da zor. Kimse bu kadar büyük bir hata, böyle büyük bir keyfilik, akıl dışı fikirlerinin denenmesi için bu kadar sorumsuz işler yapılacağına inanamıyor. İnsanlar haklı… Gerçek bir devlette; yani, kurumları, geleneği, aklı, mantığı ve denetimi olan bir devlette böyle bir şey asla düşünülemez. Nasıl, gerçek bir devlette belediyelerin, valilerin imzalarıyla uçaklar dolusu kaçağı Avrupa’ya taşıması düşünülemezse.
Ama artık herkes hızlı ve seri karar alıyor. Hiçbir kurum, iş yapana engel çıkarmıyor. Sabahtan akşama kadar “kutsal devlet… güçlü devlet… şu devlet, bu devlet” diye caka satanların yönettiği devletin vatandaşı “dış güçler” diyarına mülteci yazılmak için sıra oluyor. Liyakat ve ehliyet bitince, denetim ve hesap vermek tarih olunca orada üç-beş uyanık devletin valisini, belediye başkanını peşine takıyor, ülkeyi de böyle maskara ediyor. Devlet kuralla, hukukla, akılla değil afra tafrayla, hamasetle yönetilince akıl almaz, vahim hatalar, büyük yolsuzluklar kolaylıkla yapılabiliyor.
Güçlü devlet, hesabını kitabını bilen, yanlışa karşı alarm zilleri çalan, hukuka saygılı; vatandaşına caka satan değil onun üzerine titreyen, hiçbir şartta ülkenin itibarından eksiltmeyen devlettir. Bizimki öyle değil ne yazık ki…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025