Namık ÇINAR
Venedik- Viyana- Hamburg hattının batısında kalan coğrafyalarda, 16. yy’dan itibaren kapitalizm gelişirken, köylülük ve senyörlük ilişkilerinde muazzam değişimler yaşanıyordu.
Günümüz modernizminin temellerinin atıldığı Avrupa’nın kalbindeki kırlarda, senyörlük sistemierkenden silinmeye başlıyor, toprak alanındaki serflik düzeni giderek boşluğa düşüyordu.
Artık toprak, bizde olduğu gibi üzerindeki malları hayvanları insanları ve bütün takım taklavatıyla, barışta vergi yükümlülüğü savaşta da asker tahsisi karşılığında devletin yerel zorbaya peşkeş çektiği mirî sistemin bir sömürü aracı değil, özgürce tasarruf edilen “bireysel mülkiyet hak ve hukuku”nun öznesi hâline geliyordu.
Böylece tarımsal mülklere kapitalizm ve müteşebbis girmiş, kapalı ev ekonomisinin yerini pazar için üretim almaya başlamış, ücretli emek istihdamı ortaya çıktıkça da proleter bir sınıf doğmaya yüz tutarak, sanayi devrimine gelinmeden önce onu hazırlayan bir tarım devrimi yaşanmıştı.
Yeryüzünün bugünkü egemen hayat tarzının, topraktan başlayıp içten içe büyüyecek bir kapitalizmle kurulması sözkonusuydu.
Bu ise ileride yani bugün, efendi-köle ilişkisinin bir argümanı olan “kul hakkı” yerine “bireyin temel hak ve özgürlükleri”ni; kitlelere reva görülen haksızlıkları tanrının adaletine bırakmak demek olan dinin argümanı “helâlleşme” yerine de, birikmiş artı değerin hakkaniyetle üleşilmesini gözeten kurumların yaratılması kültürlerini üretecek; ve toplumları, birbirinin zıttı anlayışlarla bezeli bir şekilde, doğudakiler ve batıdakiler diye farklılaştıracaktır.
O yüzden bugünün toplumsal sorunlarını, modernist gidişattaki yerlerine koymadan ne anlamak mümkündür, ne de çözmek.
Meselâ bunu kavramak bakımından, İngiltere başbakanını bizimkinden ayıran siyasal kültür, herhangi bir kaynaktan yetki almaya gerek dahi duymaksızın, senyörlükten yansıyan keyfî bir eda ile “hadi gelin bizi de Şanghay topluluğuna alın” diyesi olacağı bir espriye bile cüret edemeyecek kadar tasarruf gücünün demokrasi ile sınırlanmış olmasıdır.
Bizde ise böyle şeylere hiç ihtiyaç yoktur.
Ne ki böyle kararlara ancak bakkal dükkânlarında rastlanabilir.
Hattâ işletme biraz büyükse, müdürler vardır, idareciler vardır; onlarla teati edilmeden bu dahi yapılamaz.
Gerçek demokratik toplumlar, kendileri hakkında alınmış yaşamsal kararları TV ekranlarından rastgele öğrenecek kadar ilkel olamazlar.
Çünkü, madem seçilmişlerdir, bizdekiler bir sonraki sandığa kadar tepemizde boza pişirmeyi hak kesbetmişlerdir. Anbean demokratik olunacağı varsayımı buralarda işlemez.
Dilediklerini yapmakta serbesttirler.
Diyarbakır’da etnikçi, falanca açılışta mezhepçi, Meclis grup toplantılarında da milliyetçi kesilerek, toplumu “bir büyük” içmiş kadar sarsalamakta bir beis görmezler.
Gene bir örnek vermek gerekirse, tıpkı Suriye’deki gibi, sabah akşam Mısır’ın iç meselelerine karışarak; sonunda iş, köprülerin atılmasına kadar vardırılmıştır.
Yabancı bir ülkenin içişlerine bu denli müdahil olmanın ülkemize getireceği külfetlerin hesabını şimdi kim verecek?
Size ne Mısır’ın ya da bir başka ülkenin iç sorunlarından?
Size mi kaldı onları düzeltmek?
Kim verdi burnunuzu her yere sokma yetkisini size?
Uluslararası anlaşmalarda parlamento onayı arandığına göre, tırmanan gerginlik hâllerinin de aynı şekilde görüşülmesi icap etmez mi orada?
Pek âlâ, pek güzel söylüyorsun da; yürütme, yasama, yargı artık tek kişilik bir siyasal iradeden ibaret değil mi de, kimden neyi bekleyeceksin?!
Baksana, kendi partisinden gelen en sağlıklı eleştirileri dahi çatlak ses sayıp tasfiye ediyor.
Herkes de, sadece bakıyor.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016