Sinan ÇİFTYÜREK
“Buyurun Cenaze Namazına!”
Sahnelenen plan deşifre oluyor!
Son günlerde çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenaze törenlerinde, gerek asker yakınlarından gerekse halktan, iktidarın savaş politikalarına karşı tepkiler gelişiyor. Tepkiler farklı olsa da savaş karşıtlığı öne çıkıyor.
Asker ve polis aileleri; “şehit olmak istiyorum” diyen veya “ne mutlu şehit olanlar” diye nutuk atan Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan, vekil ve egemenleri hedef alarak:
“Başkalarının çocukları üzerinde efelik yapmayın”; veya Er Recep Beycur’un amcası Ömer Becur, “kardeşi kardeşe kırdırıyor… Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilsin”; Er Barkın’ın yakını da tabutun başında,“Bu kan dursun. Askerlere günah değil mi? Kürdü de Türkü de aynıdır. Tayyip Erdoğan sen kimsin oraya geldin?” sözleriyle tepki göstermişti…
Büyüyen bu tepki ve öfkeye Osmaniye’de faklı bir boyut geldi: Yaşamını yitiren askerlerin cenaze törenlerinde yükselen tepkiler arasında Osmaniye’deki törende yaşananlar/söylenenler birçok açıdan ilktir, farklı ve önemlidir.
Çatışmalarda yaşamını yitiren Yüzbaşı Ali Alkan’ın memleketi Osmaniye’de kaldırılan cenazesinde kimi açılardan ilkler yaşandı! Öyle ki cenaze namazı sırasında tam anlamıyla “buyurun cenaze namazına” dedirtecek ilkler yaşandı!
Yüzbaşı Alkan’ın cenaze töreni sırasında özellikle ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan’ın ve yakınlarının söyledikleri gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı için gerekse de TSK için şok edici nitelikteydi. Neler söylendiği basında dünden beri yoğun tartışılıyor olsa da söylenenleri özetle aktarayım:
Osmaniye’deki cenaze namazının ardından tabutun başına gelen Yarbay Alkan kardeşine ilişkin, "Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor" diye seslendi.
Bununla da yetinmeyen Yarbay Alkan, “tek bir amacım var şehit olmak istiyorum” diyenleri (bakan) hedef alarak,"Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" diyerek “şehit kanı” üzerinde siyaset yapanlara savaş alanını işaret edecekti!
Cenaze törenlerinde özelde de Alkan’ın cenaze töreninde gerek abisi Yarbay Alkan’ın söyledikleri, gerekse AKP’li vekilleri ön sıraya alan Müftüye duyulan tepkiler birçok açıdan önemli mesajlar içermektedir.
Birincisi: yaşamını yitirenlerin yakınlarının merkezinde bulunduğu bir öfke patlaması yaşanıyor. Gelişen öfkenin birden fazla besleyeni bulunmaktadır. İçlerinde, çatışmalarda yaşamlarını yitirenlerin hep işçi ve yoksul çocukları olması, cenazelerin hep yoksul mahallerde yaşayan ailelere ait olması yanı ne Cumhurbaşkanının, ne bakan ve vekillerin ne de Koçların, Sabancıların bir yakının çatışmalarda “şehit olmaması” … iktidar ve mülkiyetin en tepesindeki egemenleri hedef haline getiriyor. “Bir şehidi uğurluyoruz. Ne mutlu onun ailesine, ne mutlu onun tüm yakınlarına” türünden boş nutukları artık kimse yutmuyor. Halk, “Vatan-Millet-Sakarya” diyenleri meydana çağırarak “vatan için şehit olmak için buyurun önden” demeyi artık yüksek sesle haykırıyor! Dahası Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve işverenleri de “çocuklarının şehit olmaları üzerinde mutlu olmaya” çağırıyor!
Yükselen toplumsal öfkenin bir ve belirleyici yanında , “hep biz yoksulların çocukları ölüyor, hep bizimkiler şehit oluyor. Şehit olmak o kadar ulvi bir makam ise neden vatan için iktidarın ve mülkiyetin tepesindekilerin çocukları da şehit olmuyorlar” diyerek savaş karşıtlığını bulunurken; diğer ucunda ise “bir tek terörist kalıncaya kadar savaş” naraları atan bir yönünün de bulunduğunu görmemiz lazım.İkinci yön engellenemezse tehlikeli bir boyut kazanabilir.
İkincisi;Osmaniye’de de görüldü ki AKP’li vekillere dönük söylenenler, yuhalanıp “dışarı çık” tepkileri eğer çatışmalar devam ederse giderek daha da büyücektir. Bu açıdan gelişmeler, AKP ve özellikle Erdoğan’ın savaş ikliminde “tek başına iktidar olurum” hesaplarının ters tepeceğinin ciddi işaretlerini içermektedir. Denilebilir ki Erdoğan’ın iktidar oyunu bozuluyor, planı iki yakadan da halklar bozuyor. Bu toplumsal öfkenin olumlu ve sahiplenip geliştirilmesi gereken yanıdır.
Üçüncüsü; Daha önce Silvan alay komutanı Albay’ın söylediği sonra ve önemlisi Yarbay Alkan’ın söyledikleri, TSK açısından hiç beklenilmeyen gelişmeler. Tam anlamıyla cumhurbaşkanına, iktidara ve hatta TSK’ye tepki bizzat Ordunun içerisinden dile getirildi! Emir komuta zinciri içerisindeki disipliniyle övünen ve sabah akşam “biz siyasetin dışındayız” lafzını dillendiren Türk Ordusu’nda bir yarbayın doğrudan Cumhurbaşkanı, hükümet ve bakanları hedef alan adrese teslim konuşma yapması sanırım bir ilktir. Anayasal olarak Türk Ordusu’nun Başkomutanı olan Cumhurbaşkanı’nı, “Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor" veya "Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok” diyerek açıkça hedef almak, Türk Ordusu’nda ilktir ve bu eğilim dikkatle izlenmelidir!
Zaten yeni Genelkurmaya başkanı Hulusi Akar da, durumun vahametinin farkında ki göreve gelir gelmez kucağında bulduğu bu soruna ilişkin; “Türk Silahlı Kuvvetlerinin anayasal düzen içinde, yasalarla belirlenmiş tek bir emir komuta yapısı vardır. Ordumuzun teşkilat ve faaliyetlerinde yasal hiyerarşi dışında hiçbir kişi ve oluşumun etkisi söz konusu olamaz” diyerek emir komuta zinciri hatırlatılarak “yasal hiyerarşi dışında hiçbir kişi ve oluşum” tabir uygunsa konuşamaz diyerek bu tür yeni çıkışların önünün kesilmesi hedeflendi.
Dördüncüsü:7 Haziran seçim sonuçlarının Kürdistan boyutunu kendi stratejileri açısından sürdürülebilir olarak görmeyenlerin başında Türk Ordusu gelmektedir. O nedenle derin devletin (Ordunun) milli çıkar hesaplarıyla AKP ve özelde de Erdoğan’ın siyasal çıkarlarının örtüştüğünü daha önce yazmış ve bunun tehlikeli bir örtüşme olduğunu belirtmiştim. Kürdistan merkezli bu iç örtüşmeye yine Kürdistan merkezli bölgesel hatta küresel girdiler de dikkate alındığında, askerlerin tepkisinde, insani boyutunun yanı sıra geleceğin askeri darbesinin yolları mı döşeniyor? Yanıtı üzerinde kafa yorulmalıdır!
Bu soruya yanıt aranırken şunun üzerinde önemle durulmalıdır; AKP’nin herhangi bir burjuva partisi olmayıp bir misyon partisi olduğu, bu özelliğine 13 yıllık yolsuzluk ile iç iktidar hesaplaşmaları da eklendiğinde seçimle gelmiş olan bu partinin seçimle gitmeyebileceğini ve bunun Ordu’ya bir taşla iki kuş vurma imkanı (!) verebileceğini de belirtmiştim tekrar vurgulayarak belirtiyorum!
13 yıldan beri biriken yolsuzluk ve rüşvet dosyaları, asker ile geçmiş hesaplaşmaları, Cemaatle yaşananlar ve Kürt meselesinde ki tutumu vb tüm bunlarla ciddi yıpranıp zayıf düşen Erdoğan ve AKP, kurtuluşu Ordu’ya sığınmakta bulursa ki buluyor, Ordu’da bir taş ile iki kuş vurmanın zemini elde etmiş olur! Erdoğan ve AKP’nin hesabını görürken bu arada başka hesapları da görmeye çalışacaktır!
Sonuç olarak;belirttiğim gibi yükselen toplumsal tepkiler arasında, savaş karşıtlığının yanı sıra Kürtleri, PKK’yi ve çözüm sürecini hedef alan güçlü bir eğilim de var. Bu eğilim tehlikeli olup “daha fazla kan ve savaş” istiyor.
Elbette bizi ilgilendiren ve geliştirmemiz gereken halklarda yükselen savaş karşıtı eğilimdir. Bu eğilim; “Vatan-Millet-Sakarya” propagandasıyla şehit edebiyatı yapanlara, savaşta gençlerin akan kanları üzerinden siyasal ranta devşirme derdinde olanlara, cenaze törenlerinde sahte gözyaşı dökenlere yöneliktir. Bu tepkilerin içeriği ve vermek istediği mesajlar derinlikle irdelenirse, Türkiye ve Kürdistan’da yanı iki yakadan da savaş karşıtı ciddi bir potansiyeli barındırdığı görülecektir.
İki yakadan da halklardan, gerilla ve asker yakınlarından yükselen tepkiler eğer gelişirse, geliştirilirse savaşın belirleyici bir engeli (bariyeri) haline getirtilebilir ve savaş üzerinden siyasal iktidar hesabı yapanların emelleri boşa çıkartılabilir. Hatta halklardan yükselen savaş karşıtı tepkiler büyür ve amaçlı siyasal hedeflere yönelirse çözüm sürecinin kapısını da ciddi olarak aralayabilir.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018