Vahap COŞKUN
Türkiye çok kritik bir kavşakta. Cuma günü Diyarbakır’da geniş katılımlı ”Barış Çalıştayı” yapıldı. 35 yıllık kangren haline gelmiş sorunun demokratik yöntemlerle çözümüne yönelik önemli adım atıldı. Cumartesi Lice’de gerginlik sonucunda iki vatandaşımız hayatını kaybetti. Yine aynı gün dünyanın en büyük havalimanının temeli atıldı. Evet çok kritik bir kavşaktan adım atıp düzlüğe ulaşmaya az kaldı. Fakat süreç her haliyle çok kritik ve kırılgan.
Türkiye 21.yy’a yeni giriyor. Yeni yüzyılın ruhuna uygun demokratik bir ülke olmak için yeniden ve sağlam temellerle ”yeni bir toplum” kuruluyor. Türkü, Kürdü, Lazı, Ermenisi, Rumu ve diğer bütün kimlikleri ile yeni bir toplum inşaa ediliyor. Bu inşaa süreci Kürt Sorunu’nun barışçı yöntemlerle çözülmesi ile çok büyük mesafe kazanacak. Bugün dünyada güçlü bir devlet olmak için önce güçlü bir toplum olmanız gerekiyor. Cumhuriyet projesi ”zayıf ve tehlikeli” bir toplumun üzerine inşaa edildi. Ve yürümedi. Bugün Türkiye’nin dindarları cumhuriyeti restore ediyorlar. Şimdi güçlü devlet olmak için güçlü toplum kurmaya çalışıyorlar. Toplumun içindeki huzursuzluklar, kırgınlıklar, adaletsizlikler hakkaniyetle giderilmesi gerekiyor. Onun için Barış Süreci, başörtüsü sorunu, 24 Nisan açıklaması çok hakkaniyetli ve erdemli adımlar olarak görmek gerekiyor.
Diyarbakır’daki Barış Çalıştayı’nı ve Kürt sorununun barışçı yöntemlerle çözümüne yönelik konuları Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap COŞKUN ile konuştuk.
Diyarbakır’da yapılan Barış Çalıştayı’nın anlamı ve önemi nedir?
Bir süreden beri çözüm süreci, siyasetin gündeminden alt sıralara inmişti. Gezi olayları, 17 Aralık süreci ve yerel seçimler dikkatleri başka yöne çekmiş, sürece olan ilgiyi azaltmış, kuşkuları artırmıştı. Çalıştay, bu sürecin canlanması için önemliydi. Hem basın hem de toplum büyük bir alaka gösterdi. Ayrıca çalıştayda, süreçte gelinen noktada bundan sonra neler yapılacağı ve ortaya çıkması muhtemel olumsuz gelişmelerin önüne nasıl geçileceğine dair fikir ve öneriler de sunuldu hükümet temsilcilerine. Sürecin bundan sonra içeriğinin belirlenmesinde bu fikir ve öneriler önemli bir işlev görebilir.
BARIŞ SÜRECİ TOPLUMSALLAŞTI
Barış Sürecini Bakan Beşir Atalay yeni bir süreç olarak nitelendirdi. Yeni süreçten siz ne anlıyorsunuz?
Sürecin başından bu yana bir buçuk yıl geçti. Bu zaman zarfında, süreç toplumsallaştı. Toplumun farklı kesimleri sorunlar ve talepler hakkında bilgi sahibi oldu. Toplum süreci benimsediğini ve barışı inşa etmek için atılacak olan adımları kabul edeceğini gösterdi. Bundan sonra süreci kurumsallaştırmak ve sonuç alıcı adımlar atmak lazım. Zaten Beşir Atalay da, bir hafta içinde iki defa, somut adımlar içeren ve tarihi belli bir yol haritası hazırlığı içinde olduklarını söyledi. Kürt siyasetinin beklentisi de bu yönde. Dolayısıyla sürecin yeni aşamasını, somut adımların belirli bir tarih içinde atılacağı aşama görmek lazım.
BARIŞ SÜRECİ, DEMOKRATİKLEŞMEDİR
Bundan sonra hangi adımlar atılmalı?
Sürecin temel gayesi, eve dönüşü sağlamaktır. Beşir Atalay bunu “eve, hayata ve siyasete dönüş” olarak tanımladı. Bu hedef daima göz önünde tutulmalı ve bu hedef ulaşmayı kolaylaştıracak, hedefin önünde engel teşkil eden hususları ortadan kaldıracak şekilde peyderpey adımlar atılmalı. Bu bağlamda ilk etapta, sürecin içinde yer alan aktörleri güvence altına alacak bir düzenleme, hasta tutukluların tahliyesi, TMK’nın kaldırılması, TCK’daki anti-demokratik hükümlerin ayıklanması, Avrupa Yerel Özerklik Şartı’ndaki şerhlerin kaldırılması, Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi gibi adımlar gündeme gelebilir.
BDP-HDP ÇOCUKLAR KONUSUNDA BAŞARILI OLAMADI
Sürecin taraflarından Kürt Hareketin siyasal kısmını oluşturan BDP-HDP siyaset üretmekte zorluk mu çekiyor?
BDP-HDP, bugüne kadar sürecin ilerlemesinde önemli bir rol oynadılar. Sürecin kendi tabanlarına anlattılar, onları ikna ettiler. Kandil, İmralı ve hükümet arasındaki diplomasinin yürümesini sağladılar. Bununla birlikte siyaset üretmekte zorlandıkları alanlar da oldu. Mesela, çocuklarını talep eden annelere karşı tatminkâr ve ikna edici bir siyasi dil ve tutum geliştiremediler. Veya Diyarbakır-Bingöl karayolunun kapatılması eyleminde daha aktif bir tavır geliştirmeliydiler. Bu eylemin bu kadar uzun sürmemesini temin etmeliydiler. Zira eylem uzadıkça, halkı ile güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdı. Nitekim bu oldu ve iki vatandaşımız hayatını kaybetti. BDP-HDP, daha fazla siyasi inisiyatif almak durumunda. Salt PKK tarafından belirlenen siyasetle yetinmemeli, kendi de siyaset üretmeli. Yani hep belirlenmemeli, belirleyen de olmalı.
Ya hükümetin siyaseti?
Eksiklik iki taraflı elbette. Hükümetin siyasetinde de önemli hatalar var. Herhangi bir siyasi risk teşkil etmeyen adımları atmada bile çok mütereddit davranıyor. Zamana yayıyor. Toplumsal gerginliği yükseltiyor, farklı toplumsal kesimlerin sürecin paydaşı olmasını önlüyor. Öyle ki bazı kesimler, salt hükümete karşıtlıklarından dolayı, çözüm sürecine de katkı koymuyorlar, hatta sürecin karşısında duruyorlar. Bugün hem hükümete, hem de Kürt siyasetine düşen, hem birbirlerine hem de diğer siyasi ve toplumsal aktörlere karşı daha sorumlu ve daha mutedil bir kullanmalı lazım. Provokasyonlara zemin hazırlayacak eylemlere fırsat vermemek, bu tür eylemler ortaya çıktığında bunun etkisini en aza indirmeye çalışmak, bugün siyasetin en önemli sorumluluğu.
Bölgede PKK’nin yol kesme eylemlerinin amacı nedir?
Birçok sebep sayılabilir. Eylemciler, karakolların yapılmasına karşı çıktıkları için bu yola başvurduklarını belirtiyorlar. Ancak bunun yanında PKK’nin bölgede kontrolün kendinde olduğunu göstermek istemesi, hükümeti bazı konularda adım atmaya zorlama düşüncesi ve kendi tabanını diri tutma çabası da bu eylemlerin arkasındaki nedenler olabilir.
BİR AN ÖNCE SİLAH BIRAKMA OLMALI
Silah bırakma hangi süreçte başlar?
Çözüm süreçlerinde üç aşama vardır: Ateşkes, terhis (silah bırakma) ve entegrasyon. Tavsiye edilen, ateşkes ile silah bırakma arasındaki sürenin mümkün olduğunca kısa tutulmasıdır. Zira süre uzadıkça, araya yeni gelişmeler ve kışkırtmalar girer ve süreç gerektiğinden daha fazla uzun bir zaman alır. Bu nedenle taraflar ellerini çabuk tutmalı ve bir an önce silah bırakmayı sağlayacak koşulları yaratmalıdır. Bu süreçte, silahların ne zaman bırakılacağı hükümetin izleyeceği siyasetle doğrudan bağlantılıdır. Hükümet somut adımları ne kadar kısa sürede atarsa, silah bırakma da o oranda erken gündeme gelir.
Önümüzde iki önemli seçim var. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçim bu süreci nasıl etkiler?
Genel seçimin nasıl etkileyeceğini şimdiden konuşmak doğru olmaz. Öncelikle Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşmak lazım. Şurası açık: Kürt seçmenden ancak çözümü destekleyen adaylar rey alabilir. Bu bağlamda süreçten uzak duran CHP ile sürece doğrudan karşı çıkan MHP’nin adaylarının Kürtlerden oy alması imkansız. Süreci ilerlettiği ölçüde AK Parti adayının Kürtlerin teveccühüne mazhar olacağını söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde BDP-HDP tabanından eğer aday olursa Başbakan Erdoğan’a ilk turda oy çıkar mı?
Bu, iki etmene bağlı: Birincisi, BDP-HDP’nin göstereceği aday. Demirtaş ve Baydemir gibi isimler kendi tabanını tutabilir, dolayısıyla bunların aday gösterilmesi halinde BDP-HDP tabanından Başbakan Erdoğan’a oy kayması sınırlı olur. Bu iki isim aday olmaz ve mesela sol kimliği öne çıkan biri aday yapılırsa, bu takdirde Erdoğan’ın daha fazla oy alma şansı olur. İkincisi, çözüm sürecinin gidişatıdır. Erdoğan seçim öncesinde süreci rahatlatan birtakım düzenlemeler yaparsa, BDP tabanından oy kazanır.
* Vahap Coşkun ile yapılan bu röportaj, 09-06-2014 tarihinde Sabah gazetesinde yayımlanmıştır.
http://m.sabah.com.tr/Gundem/2014/06/09/barisi-toplum-sahiplendi
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025