Yasin AKTAY
Kurulduktan sonra kısa süre içinde hızla yayılan ve bugün itibariyle İslam dünyasının en örgütlü ve en yaygın siyasi ve sivil toplum hareketine dönüşen Müslüman Kardeşler’i bugünün Mısır yönetimi terörist olarak yaftalamaya çalışıyor. Oysa İhvan üyesi olan ve halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş olan Muhammed Mursi’ye karşı devletin silahlı kuvvetlerini kullanarak, dolayısıyla kendisini o makama atayanların emanetine ihanet ederek darbe yapan bugünün Mısır yönetiminin ta kendisi.
Darbeden daha büyük bir yolsuzluk, darbeden daha ahlaksız bir terör olamaz. Darbeler, başarıya ulaşmış terör hareketleridir. Bugünün İsrail’i gibi. Terörist eylemlerle yaptıkları tedhişle, katliamlarla bir halka galebe çalıp oranın yönetimine koyulması onun terörist vasfının sadece devlet seviyesine yükselmesini sağlamış oluyor, ama terörist vasfını ve karakterini yok etmiyor.
İşin tuhaf ve trajik tarafı, bu devlet bugünün 5’ten ibaret BM yönetimi tarafından tanınınca, terörist eylemleri ve vasfı da uluslararası bir meşruiyet görmüş oluyor. Bunun tehlikeli ve adaletsiz tarafı, bu teröristlerin kendi mağdurlarına, kurbanlarına her türlü zulmü reva görmeleri yetmiyormuş gibi bir de onları terörist olarak niteleme avantajını elde etmeleri oluyor.
Oysa terörist yaftası en çok onlara yakışıyor. Bugünün Sisi yönetimi de darbe esnasında Rabia meydanındaki savunmasız insanlara ateş açarak üç bin insanı katlettiğinde, işlediği insanlık suçu yanına kar kalmış gibi, o katliamdan sağ kalanları da terörist olarak yaftalamaya kalkışıyor.
Oysa İhvan hareketi, o gün bile lideri olan Muhammed Bedii’nin ifadesiyle “barışçıl çizgisi ona karşı çıkanların kurşunlarından çok daha güçlü” bir hareket. Meşruiyet çizgisinden hiçbir şekilde sapmadan eylemlerine devam ediyor olduğu için bazen kendi mensupları tarafından korkaklıkla, yetersizlikle eleştirilmeyi göze almıştır. İhvan tarihi teşkilatın barışçıl ve meşru siyaset çizgisindeki ısrarına katlanamayanların kendisinden kopup daha radikal veya silahlı eylem çizgilerine yönelmiş olmasının örnekleriyle doludur. Bu kopuşlar yüzünden İhvan’ın bitip tükeneceğine dair intibalar bile oluşmuştur zaman zaman. Ama İhvan bu çizgisinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir.
Mısır yönetiminin İhvan’ı terörist olarak nitelemesi fazla şaşırtıcı olmuyor. Kendi ülkesinde herhangi bir demokratik seçimde iktidarın tartışmasız tek adayıdır İhvan. Bu da darbecileri korkutuyor. Onu dışlamak için bazı sandık maskaralıklarını seçim diye takdim ederek günü kurtarmaya çalışıyorlar. Nereye kadar? Kaçış nereye? Eynel mefer?
İhvan basitçe teşkilatlarının kapısına kilit vurularak bertaraf edilebilecek bir örgüt değil ki. Adı üstünde: “Müslüman Kardeşler”. Bu tanımın içine bütün Müslümanlar giriyor. Mısır’dan veya başka herhangi bir İslam ülkesinden bütün Müslümanları yok etmedikçe kardeşlik vasıfları Müslümanlıklarının zorunlu bir sonucu olan İhvan’ı yok etmiş olamazsınız.
İhvan’ı BAE de terörist olarak niteliyor. Peki buna şaşırıyor muyuz? Elbette hayır. İslam dünyasında nerede demokrasi karşıtı bir gelişme varsa onu destekleyip her çeşit terörist grubu, o ülkenin istikrarını bozmak adına besleyip sahaya sürüyor BAE. Türkiye’deki bütün terörist darbe süreçlerini destekledi, hala desteklemeye devam ediyor. ABD’nin de İhvan’ı terörist listesine alması için ne büyük lobi faaliyetleri ve baskılar yaptığı herkesin malumu.
Bu konuda tuhaflığa bakın ki ABD daha objektif duruyor ve İhvan’ın hangi eylemleri dolayısıyla terörist sayılması gerektiğini sormayı akıl ediyor. Bu soruyu sorması aslında yetiyor. Çünkü buna verilebilecek ikna edici bir cevap yok. İslam dünyasında demokrasinin düşmanları, doğal olarak demokrasinin en güçlü taşıyıcısı, motoru olabilecek bir toplumsal hareketi boğmaya çalışıyor. Ona karşı kullanılabilecek en geçerli yaftayı öne sürüyorlar ama iddialarının altını dolduramıyorlar. Doldurmaları imkansız zaten. Bilakis İhvan’ı teröristlikle her suçlayışlarında kendilerinin demokrasiye ve insan haklarına karşı işledikleri cürümleri akla daha fazla getiriyorlar. Şu anda Mısır ve BAE zindanlarında sorgusuz sualsiz, tutuklanmış ve işkence altında kaç gazeteci, kaç aydın, kaç siyasi insan var? Bu soru BAE’ye de Mısır’a da sorulmalı elbet.
İHVAN BARIŞ VE DEMOKRASİ ÇİZGİSİNDE, YA ONU ELEŞTİREN DARBECİLER NEREDE?
İhvan’ın hiç mi hatası yok? Olmaz mı? İhvan, 90. Yılı Anma Toplantısında Halit Meşal’in de ifade ettiği gibi, her şeyden önce beşeri bir harekettir. İslam’ı temsil etme iddiası taşıyan bütün oluşumlardan bir oluşum ve hepsi gibi beşeri hatalarla malul. Onu kimse hatadan ari göremez.
Meşal’in konuşması bir 90 yıl manifestosu gibiydi. Ama çuvaldızı da İhvan’a batırmayı ihmal etmedi. Bir mesajı Türkiye’ye teşekkür ve dua, bir mesajı İhvan düşmanlarına, bir mesajı İhvan’ı eleştiren Müslümanlara, bir mesajı da İhvan’ın kendisine dönüktü. Her birine ayrı ayrı seslendi. İhvan eleştirilmez bir hareket değil dedi. Ama insafı elden bırakmadan eleştirilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
İhvan’a veya herhangi bir İslamcı harekete yöneltilen eleştirileri bizzat İslam’a yöneltilmiş eleştiriler gibi algılamaktan behemehal vazgeçmek lazım. İhvan’ı eleştirenler İslam’ı eleştirmiş olmuyor sadece bir siyasi hareket olarak İhvan’ın muhtemel yanlışlarını eleştiriyor olabilir ve bu da son derece doğal ve mümkün. 90 yıl ve İslam dünyasının her tarafından akan sayısız siyasi tecrübe birikimi aslında ona en güçlü akıl kaynağını sağlıyor. Buna rağmen bu aklın dışında bir akla ihtiyaç duyabilir, onlara kulak vermeli. Aynı zamanda 90 yıllık bir hareketin kendi içinde yaşın, tecrübenin avantaj olmak kadar hantallaştırıcı, muhafazakarlaştırıcı dezavantaj etkisi de ortaya çıkabilir. Bunu kuşaklar arasındaki iletişimi ve entegrasyonu daha iyi sağlayacak tedbirlerle çözmeyi önemsemek lazım.
Kısaca, gençleşmek, güncellenmek, özeleştiri, İhvan’ın gündeminde olan konular.
Ama İhvan’ın düşmanları nerede? Kimsenin onu sorduğu yok. Onlar darbecilikden, terörden, diktatörlükden, insan hakkı ihlallerinden, tekfircilikden, işgalcilerle işbirliğinden vazgeçmeyi düşünüp tartışabilirler mi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019