Sezin ÖNEY
Zaman’a el konulacak mı, konulmayacak mı?
Bu zorbalık ortamında merak konusuydu, gerçekten yapılıp yapılmayacağı...
Ve sonra, o da oluverdi.
Gücünü korkutmak ve sindirmekten alan bir yönetimin yekpare ve sarsılmaz gözüken kalesinde, son dönemde üç “A” gedikler açmıştı.
ABD; Obama yönetimi, Ankara saldırısı konusunda, YPG’nin yaptığı iddiasında karşılık, ‘stratejik ortak’ sıfatındaki Türkiye yönetimine aslında böyle bakmadığını ortaya koydu.
Anayasa Mahkemesi; Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesine karar verdi.
Abdullah Gül, Bülent Arınç ve diğer eski AKP’liler, partilerinin yeni haline olan alerjilerini dışa vurmaya başladı. Ve gözüken o ki, tahmin edilenden fazla bir taban karşılıkları var.
Ayrıca...
Sahip olduğu imkanlarla, pastanın üzerindeki dayanılmaz süs gibi gözüküyordu tabii Zaman...O “medya pastasının” tamamını hampur humpur yemek istiyorsanız;Zaman, Türkiye’nin en çok basılan gazetesi olarak, yutulacak ‘en büyük lokma’. Üzerine üstlük, Anadolu’da muhafazakar tabandan olup da, biraz ‘İslami entelektüel’ yanı da olan bir haber kaynağı takip etmek istiyorsa biri ve ‘muhalif’ düşünceye az veya çok zihin açıklığı varsa, Zaman tek adres.
Daha ufak çaplı basılma, dağıtılma imkanı olan bir gazetede veya başka bir yayın organında bir haber yer aldığı ve Zaman da bu habere yer verdiği zaman oluşan etki, ulaşılan kitle de katlanarak artıyordu tabi...Kaldı ki, Zaman’ın bir de internet üzerinden ulaştığı kitle de var...
Bir milyona yakın basılan bir gazeteden, 35 ülkede, 10 dilde, farklı alfabelerde yayınlanan bir yayın organından, internet üzerinde de ciddi bir yayın potansiyelinden bahsediyoruz. Türkiye’nin de, İngilizce basılan gazetesi Today’s Zaman’ın da bir parçası olduğu medya grubu bu. Ülke içi ve dışından Türkiye politikasını takip eden uluslararası diplomat, akademisyen ve diğer kesimlerin ulaşabileceği birkaç adresten biri. Ve açıkçası, son dönem en eleştirel baka(bile)n İngilizce ve düzenli yayınlanan sadece Türkiye odaklı kaynak...
Son derece ciddi yatırımlar yapılmış gazete binaları ve matbaalardan; tek kelimeyle ‘şıkır şıkır’, hiç abartısız Türkiye’nin en modern yapısal ağa sahip medya organlarından biri ayrıca.
Karşılaştırılabilecek tek diğer ağ, Doğan Medya... Zaten, Zaman’a uygulanan ‘sembolik şiddetle’, kafasını hafiften dahi olsa, iktidar müsamaha düzeyinin üzerine uzatmaya niyet edenleri de ezmiş oluyorsunuz. Ve tabii, Cumhuriyet’tenBirgün’e, Özgür Gündem’den Evrensel’e, ayan beyan muhalif her gazeteye de, bir kez daha, “sizlerin de katli vacip” mesajı verilmiş oluyor.
Onun için Zaman sadece Zaman değil...
Sırf bir hafta içinde, İMC TV’den Bengü Türk TV’ye, siyasi yelpazenin en farklı konumlarındaki yayın organları da, Türksat’tan atılıverdi. Daha önce Samanyolu,Bugün, Kanaltürk,Mehtap, Irmak, Yumurcak TV kanallarının yayınları durdurulmuştu. Kürt ilintili addedilen TV kanalları, internet yayın organları, sosyal medya hesaplarına ise, tam bir linç uygulanıyor. İşin içine, gazetecilerden sıradan vatandaşlara, herkesi ‘sniper/keskin nişancı ateşi’ gibi hedef alan ‘devlet büyüklerine’ hakaret davalarını da katarsak, düşünmek-yazmak herkese suç Türkiye’de...Tabii, Türkiye’de iktidar gücüyle herkesin kulağında yankılatılan, “Ayna, ayna-söyle bana; benden güzel var mı?” sorusunu, “Evet, evet; en güzel sensin” diye bağıra bağıra yanıtlamıyorsanız.
İktidar yanlısı yazarların, gazetecilerin, sonsuz ezme, nefret söylemi ve yalan haber üretme özgürlüğü varken, onlardan olmayanların var olması bile fazla geliyor özetle.
Dün de zordu Türkiye vatandaşı olmak; bugün daha da zor. Uygulanan sembolik ve son derece gerçek şiddetin derecesi katlanarak artıyor.
Bugün de, Zaman’a da ‘kayyumuldu’, ‘kıyıldı’. Biri, “ben yokken ortalık karışacak” dedi; birileri de ‘icabına baktı’.
Zaman’a el konulmasının nedeni de, sarsıntı yaratacak, korku ortamını egemen edecek yeni bir olaya ihtiyaç duyulması. Başka bir şey de olabilir ve hala da olabilir; ama bu oldu...
Mutlak güçte bir çatırdama yaşandı...Ve icabına bakıldı.
Çünkü dediğim gibi...
Korkutulmamız lazım. Terörize olup sinmemiz lazım. Umut etmememiz lazım. Ezile ezile dümdüz olmamız lazım. Benim şimdi olduğum gibi, ayardır biriken stres ve sıkıntıdan, tüm zihin işkencesinin getirdiği baskıdan, iki seksen hastalanmamız lazım. Yok olmamız lazım.
Sizi ezene, üzene, yok etmeyi amaçlayana; acınızı umursamayarak sizi hiç sayana en iyi intikam, yaşamak. İyi ve hakkını vererek yaşamak.
Ben, kilometrelerce ötede Türkiye’nin baskısından hipertansiyon krizi geçirsem de, gene de, sendeleyerek de olsa ayağa kalkıyorum; “yok öyle kolay iş değil beni yok saymak, hiçe saymak, üzmek, ezmek-dün, bugün ve yarın...Yok öyle” diyorum.
“Benim hayal ettiğim ve hak ettiğim hayat bu olmayabilir; ancak, varım işte ve daha iyisi için mücadele edeceğim” demek de en iyi cevap olsa gerek...
SEZİN ÖNEY / HABERDAR
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024