Sezin ÖNEY
Türkiye’de içine düştüğümüz gayya kuyusunun karanlığı ortada... Bu kuyudan çıkmak dışında da bir şansımız yok. Türkiye, kendi kurtuluşunu kendi yaratacak. Umarım, nasılsa gelecek olan bu kurtuluş daha fazla da gecikmeden 2017’de gerçekleşir.
2016, çoğumuz için annus horribilis oldu.
Türkiye’nin hali malum... 150’ye yakın gazeteci, bu yeni yıla hapiste girecek ve sayısını tam kestiremediğimiz kadar çok düşünce insanı ve akademisyen de...
Tam sene bitmeden, gazeteci Ahmet Şık (yine ve gene) tutuklandı. 2011’de Ahmet’in tutuklandığı zamanları çok iyi anımsıyorum. İnsan ömründe azımsanamayacak bir zaman: beş yıllık bir kader döngüsünü tamamladık ve hem eskisini anımsatan, hem eskisinden çok daha da beter bir noktada buluverdik kendimizi. Daha önce hapis, 13 ayı almıştı Ahmet’in hayatından... Bakalım bu sefer kaç günü alacak...
Elbette ki, sosyal medyada popülerleşen söylemde olduğu gibi “Ahmet yine çıkacak, Ahmet yine yazacak”, fakat biz ülke olarak ona 13 ay artı kim bilir kaç gün borçlu olacağız...Bu gerçek değişmiyor; acılar sineye çekiliyor fakat yaşanan da yaşanmış oluyor. Ateş bir yerlere düşüyor ve orayı kötü, izi geçmeyecek biçimde yakıyor.
Beş yıl önce Ahmet tutuklandığından çok daha kötü bir durumdayız, çünkü ses verebilecek medya kanalı, aracı çok çok az...Çünkü ses vermenin, tepki vermenin bedeli çok daha ağır...Çünkü yargı çok daha fazla rehin alınmış durumda...Ve en önemlisi, kurumların ve toplumunun genelinin, aslında herkesi, her kesimi etkileyen sorunlarla, adaletsizliklerle, mücadele edebilme yetisi çok daha az-çünkü kutuplaşmanın yarattığı uçurumlar fena halde derinleşmiş, toplumsal fay hatları keskinleşmiş durumda...
Kutuplaşmanın ardında da, bana kalırsa, Türkiye siyasetini tamamen teslim alan popülizm yatıyor.
Popülizme Teslim Ülke
Yaklaşık yedi yıldır, popülizm konusu üzerine çalışan biri olarak, benim için hayatın ve politikanın her köşesinin popülizm tarafından teslim alındığı veya kuşatıldığı bir ortama dünya genelinde tanık olmak gerçekten korkunç...Ancak, kendi ülkem Türkiye’nin kendisinin de popülizm açısından bir “ekstrem vaka” haline dönüşmesine tanık olmak daha da ağır ve acı verici.
Diğer bir “ekstrem” vaka, Venezüela; Hugo Chávez sonrası Nicolás Maduro’nun başkanlığı döneminde ekonomisi iyice çöküş haline giren bu ülke, şu an gerçekten içler acısı halde. Sağlık sistemi çökmüş, parası pul olmuş, elektrik kesintilerinin rutine bindiği, temel ihtiyaç maddelerinin bulunamadığı, insanların çocuklarına bakamaz hale geldiği bir cehennem...
Ve Türkiye’nin gidebileceği “ekstremler” akla getirilince, bence gene Venezüela “iyi durumda” bir örnek kalıyor. Neticede, Venezüela’nın yaşadığı şey, özünde bir ekonomik kriz...Türkiye’de ise, başta Kürt Sorunu olmak üzere çözülmemiş çok ciddi toplumsal ve politik sorunlar var...Ve son kertede, Maduro yönetiminin hâlâ meşruiyetini dayandırmaya çalıştığı popülizm, sol söylemlere atıfta bulunmaya çalışıyor. Popülizmi, döküldüğü kültürel-politik-dinsel kalıba göre şekillenen elastik bir “ideoloji” gibi düşünelim...Özünde hep, “Bizler ve Onlar”, “Halk/Millet ve Düşmanları” söylemine dayanıyor-fakat bu söylemi, düşünce sistemini şekillendiren, içine döküldüğü kültürel-politik-dinsel kalıp.
Türkiye’de de, söylemini hem sağın en aşırılıklarında hem de dinin en sert biçimde kullanıldığı tehlikeli sularda gezinen bir popülizm söz konusu...
Venezüela örneğine dönersek; Güney Amerika, Kolombiya’da da barış sürecinin yaşadığı badireleri büyük ölçüde atlatması sonucu, “çatışma sahası” olduğu dönemleri de geride bırakıyor. Oysa Türkiye, Suriye Savaşı ve Irak’taki savaş gibi en dünyanın şu an netameli savaşlarının komşusu...
Yani Venezüela, koşullar ve şartlar açısından Türkiye’den daha az habis popülizme sahip ve bu halde...Türkiye de, Venezüela kadar uzun süre popülizmin politikayı tamamen teslim almasına izin verirse, içine düşeceği hal çok daha feci olabilir.
Yeni Sykes-Picot
Bölgesel şartları ve koşullarına bakalım Türkiye’nin...
Son durum şöyle:
Rusya, İran, Türkiye ve (kalan) Suriye’nin lideri olarak gücünü konsolide etmekte olan Esad yönetimi ile yeni varılan anlaşma, Suriye’nin “nüfuz bölgelerine” ayrılmasını öngören bir nevi yeni Sykes-Picot. (link). Bu “nüfuz alanlarının” ne olacağı henüz kesin değil; anlaşma ile şekillenen ve varlığı garantilenen, sadece ilk nüfuz alanı: Şam’ınki. Şam’ın merkezinde, Halep’in çeperinde ama önemli bir halkası olduğu bu nüfuz alanı, önümüzdeki “birkaç yıl”, “yeni seçimlere kadar”, Esad’ın yönetiminde olacak...
Birkaç yıl da, nasıl şekilleneceği henüz belli olmayan nüfuz alanları üzerinde oyuncak hamuru gibi oynanacağı çok uzun bir zaman. Bu da, daha birçok, birçok insanın ölmesi anlamına geliyor...Hem de, Suriye’den kalan ülkeye ait (veya değil) yeni nüfuz alanlarının şekillendirilmesi gibi tam bir “Realpolitik” ülküsü uğruna...
Ankara’nın, bir yandan, Sykes-Picot’yu bu kadar eleştirip, öte yandan (kendi namına) Sykes-Picot’dan daha da hırslı ve bencil-daha da kötüsü, (gene kendi namına) bölgesel gerçeklere daha da “yabancı” ve cahil bir anlaşma yapılmasına ön ayak olması üzerine ciltler dolusu yazılabilir.
Nereden bakılsa tutarsız, nereden bakılsa kifayetsiz muhteris bu tavırlar, tüm Türkiye için çok tehlikeli de...Zira, yeni varılan “neo-Sykes-Picot” anlaşması, Suriye Savaşı’nı, tamamen Türkiye sınırına sıkıştıracak ve çatışma basıncını Türkiye üzerine itecek özellikte...
Kürt Sorununa olan zaafı ve kendi başına açtığı “cihatçı” meselesi de, Türkiye sınırına itilen bu yeni basınç hattında, YPG-TSK ve mebzul miktardaki örgütün kendi aralarında çatışmalarına neden olabilir. Türkiye de, Suriye Savaşı’nın şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla kendi sınırları içine girdiğine tanık olabilir...
Rusya, Rönesansı’nı Hedeflerken
Rusya ve Suriye için başarılı bir anlaşma bu...Rusya’nın asıl derdi, bir dünya gücü olmak ve öyle olduğunun, Batı tarafından tanınması. Dolayısıyla, Moskova’nın derdi, özellikle 20 Ocak 2017’de işbaşı yapacak Donald Trump yönetimi ile beraber, Batı dünyası ile yeni bir sayfa açmak. Avrupa Birliği ülkeleri de dahil olmak üzere, Rusya’nın gücünün tanındığı ama yeni ekonomik ve politik ittifakların da oluşturulduğu bir “Rusya Rönesansı” dönemine girmek...2018’de Rusya’da başkanlık seçimleri var ve Vladimir Putin, yaklaşık 17 yıldır yönetimine damga vurduğu bu ülkede belki son kez seçimlere giriyor olacak...Putin, şu an görev onay oranları neredeyse yüzde 90’lara ulaşan, partisi Birleşik Rusya’nın Duma’da salt çoğunluğa sahip olduğu müthiş bir güce sahip görüntüde... Ekonomik, sosyal ve politik bakımlardansa, Rusya’nın ciddi sorunları var. 1917 Devrimi’nin 100. yılına girerken de Putin, ülkesinin “devrimci” damarının, terse dönebilecek dengelerin son derece farkında... Bu açılardan, Suriye’deki savaş, Türkiye ile ilişkiler; bu bölge, Kremlin için her şeyden önce bir pazarlık kozu... Ankara’nın aksine, tarihsel köklerinin de son derece bilincinde olan Kremlin’in asıl muhatap gördüğü ise Batı dünyası...
Esad rejimi ise, bu anlaşma ile, zaman kazanmış ve varlığını kabul ettirmiş oluyor... Birkaç sene sonra, Esad’ın yerine başkasının geçeceği söyleniyor. Ancak, kesin bir durum yok; bu süre zarfında Esad vazgeçilmez hale de getirebilir kendini... Ve tabii, Şam’ın kendi içindeki iktidar oyunları, İran’ın ne gibi yönelimleri olacağı, hepsi ucu açık konular...
Benim bu anlaşmadan gördüğüm, IŞİD ve cihatçılar konusunun, artık esas olarak Türkiye ve her kesimden, coğrafyadan Kürtlerin meselesi haline geleceği. Zira, çatışma hattı tam Türkiye sınırı boyuna izole ediliyor.
Türkiye’nin bir türlü layıkıyla tartışamadığı ve mücadele etmediği asıl terör örgütü meselesi IŞİD ile bakalım nasıl hesaplaşacak Ankara?
Türk tipi popülizm
İşte, Türkiye popülizmi tam da bu ortamda, toplumu kutuplaştırıyor, aşılmaz uçurumlar, uzlaşılmaz çatışmalar yaratıyor... Türk tipi popülizm, çok yakıcı ve yok edici dinî ve milliyetçi söylemlerle oyuncakmış gibi oynayarak, gününü gün ediyor ve gününü kurtarıyor.
Nereye kadar?
Pimi çekilmiş el bombaları ile jonglörlük yapılır mı?
“Popülizm” giderek popülerleşirken, ben de popülizm ile ilgili düşüncelerim, kanaatlerimden daha az emin olur hale geliyorum...
Neden popülizmin tuzağına düşerek, kutuplaşıyoruz? Neden bir kesim kendini ısrarla “gerçek halk” olarak algılayıp, “öteki” kesimi; kendi vatandaşlarını, eşini, dostunu, komşusunu, ailesini “düşman” olarak görüyor? Daha doğrusu öyle görebilmeyi içine sindiriyor...
Popüler olan, hepimizin bir şekilde ayaklarını yerden kesiyor; gündem oluyor, üzerine konuşturuyor, ilgi odağı haline geliyor, hepimizin “arzu nesnesi” haline geliyorum... Ben ise yineliyorum: akademik ilgi alanımın, dünya politikasını belirleyen bir “hükümdarlığa” yükselmesini, çok büyük bir üzüntüyle izliyorum. Çünkü, popülizm son kertede, toplumların, “Bizler” ve “Onlar”, “Halk” ve “Seçkinler”, “İyiler” ve “Kötüler” arasında bölündüğü, gerçek anlamda politikayı yok eden bir cendere...
Zira politika, bir müzakere sanatı; herhangi biçimde politik tartışmayı, konuşmayı yok ettiğiniz zaman, zaten siyasetin kendisini de yok etmiş oluyorsunuz: politika, sadece “karşı tarafı yok etmek için verilen bir varlık savaşına” dönüşüyor.
Ve “neden” sorusuna verilebilecek tüm yanıtlar, benim için giderek daha az anlamlı, daha az açıklayıcı oluyor... Çünkü hiçbir şey, bu kadar ölüme, acıya, eziyete ve kendi kendine de yok eden maraziliğe değmez...
Türkiye, elbette popülizmin cenderesinden kendini kurtaracak...
O kurtuluşun bu yıl olmasını ve 2017’nin Türkiye için, annus mirabilis olmasını diliyorum...
http://www.birikimdergisi.com/haftalik/8100/annus-horribilis-ten-annus-mirabilis-e#.WGmUlFOLTIU
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024