Ahmet AY
ABD sonunda kararını verdi. Doğru yaptığına inanarak mı yoksa Türkiye'nin bastırması sonucu mu bilmiyoruz, lakin Rakka ile ilgili “Rakka'da Türkiye ile beraberiz” açıklaması bazı ipuçları vermiyor değil.
1952'den sonra adeta mandaya dönüştürülen Türk-Amerikan ilişkileri “gönüllü kölelik”olarak devam ediyordu. Türkiye'de zaman zaman kendi ülke ve milletinin hayati menfaatlerini önceleyenler oldu ise de iktidarda kalamadılar. Darbeler, idamlar, suikastlar bu minvalde değerlendirilmeli.
2003 sonrası R. Tayyip Erdoğan hükümetleri ile ABD masaya gönüllü köle ve efendi gibi değil, iki bağımsız devlet olarak oturdular. Bu “denk” durum ABD'nin hoşuna gitmediği gibi izzet-i nefsine dokunmuş olmalı. Olmalı ki askerlerimizin başına çuval geçirmeleri bu öfkenin sonucunda gerçekleşti.
“Domuzların eşitliği” meselesini Türkiye kabul etmeyince ABD küplere bindi, bunun neticesinde kimi zaman içerdeki işbirlikçileri ile, ama en çok da terör örgütleri üzerinden Türkiye'ye “gönüllü olmasa da aramızda süregelen zoraki köle-efendi ilişkisi devam edecek” mesajları vermeye başladı.
Hatırlar mısınız bilmiyorum, lakin HSBC adındaki bankanın İstanbul şubesi bombalanmış ve pek çok insanımız hayatını kaybetmişti. Ağır bir saldırıydı. PKK ateşkes ve sınır ötesine çekilme döneminde olduğu için son dört yılda Türkiye böyle bir terör saldırısı görmemişti. Üstelik Ak Parti'nin iktidara gelmesinin üzerinden henüz birkaç ay geçmişti.
O dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan çıkıp bütün kanalların canlı verdiği konuşmasında, “Ben bu mesajı elimin tersiyle itiyorum” demişti. O dönem herkes saldırıyı el-Kaide yapmış biliyordu. Ama kimse çıkıp da neden el-Kaide sorusunu sormuyordu.
Yazmıştım, devletlerin birbirlerine karşı farklı dilleri, iletişimleri, mesajları olur. En etkili olanı ise “mesaj”dır. Zira muhatap devlete kabul etmekte zorlandığınız bir talebi (aslında buyruk demeliydim) “mesaj” yoluyla iletmek mümkündür. Hem bu yol daha etkilidir. Çünkü sizin talebinizi karşılamayan devlete acı tattırıyorsunuz ve bu mesajla “aksi halde devamı daha acı olacak” demiş oluyorsunuz.
Kısa kesiyorum, ABD 3-4 yıldır bu “acı mesaj” yönetimini kullanarak Türkiye üzerindeki hegemonyasını sürdürmek istedi, her seferinde Cumhurbaşkanı Erdoğan buna karşı dik durdu. ABD mesajlarının acı dozunu arttırdı ve en son uşaklarının TSK içindeki köleleri üzerinden Türkiye'ye tarihinin en acı operasyonunu çekti.
Gel gör ki yine karşılarında Erdoğan vardı. 15 Temmuz hezimeti sonrası toparlanan müttefik ve stratejik ortağımız! ABD beslediği terör örgütlerini daha bir kışkırtarak üstümüze saldı. Türkiye çok acılar yaşadı, öyle ki her gün en az 6-7 cenazemiz oldu.
Pes etmedi Türkiye, ABD'ye “restini de kozunu da köz'ünü de gördüm” dedi. Mesaja mesaj ile karşılık vermeyi keşfeden Türkiye artık ABD'ye kendi görüşlerini kabul ettiriyor. Cerablus, Başika, Münbiç ve Rakka bu “mesaj tekniği” ile alakalı olduğu kanaatim pekişti.
Süper güç devletler süper güçtür, evet, doğru, lakin süper güç her bir haltı yapabilecek güç değildir. Türkiye bunu millete dayanarak kavradı. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu “devlete” de kabul ettirdi. Millet yanınızda, potansiyelleriniz çok fazla, gücünüz ezilip bükülmeyi gerektirmeyen bir seviyede, o halde “öleceksek adam gibi ölelim”aforizması “devlete” de geçmiş oldu.
Şimdi, ABD ağırlığımızı görmüşken yeni bir dünyanın arefesindeyiz. Türkiye Suriye ve Irak'ta Türkiye'nin güvenliğini, menfaatlerini korumayı esas almada ne kadar haklı ise bu coğrafyada Kürtlerin yararlarını korumakta da o kadar hak sahibidir. Tarih, coğrafya, inanç, hak ve hakkaniyet bunu gerektiriyor. Tek essah kardeşi olan Kürtlerin bölgede daha fazla mağdur edilmemesi için iletişim, paylaşım, stratejik ve territoric ortaklığına Kürtleri de dâhil etmelidir. Yeni paylaşımın ana ekseninde yine Kürtler var, bu açıdan Türkiye Kürtler söz konusu olduğunda meseleye “bir bütün olarak” bakmalı.
Ne demek istiyorsun diyenler çıkabilir, haklısınız.
Bu yazı ‘dev aramızda süregelen let'e, devlet de ne demek istediğimi anladı, eminim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019