Ali BAYRAMOĞLU
Kürt meselesi uzunca bir süredir Kuzey Suriye etrafında dönüyor.
Suriye'ye yapılan sınır ötesi operasyonun bu durumun yeni bir safhası olduğu aşikar. Karşımızda, siyasetin tümüyle devre dışı olduğu ve çift taraflı devre dışı tutulduğu bir çatışma denklemi bulunuyor.
Yeni safha bu denklemin son halidir.
Türkiye, bu safhada, çıkarlarını diğer devletlerin çıkarlarıyla uyumlu kılan bir dış politika esnekliği göstermiş, oluşan uygun koşulları kullanarak Suriye'deki PKK dokunulmazlığına ve projesine fiilen müdahale etmiş ve bu yolla devlet-Kürt hareketi arasındaki dengeleri lehine değiştirmeye soyunmuştur.
Esneklik ve uygun koşullar meselesi, olup biteni yerli yerine koymak için önemli:
ÖSO'yla birlikte hareket eden Türk ordusunun IŞİD'le mücadelede PYD-YPG yanında, onlardan daha etkin ikinci bir yerel güç, bir kara gücü olarak zuhur etmesi, ABD açısından IŞİD'in önünün kesilmesi için yeni bir silah, Türkiye açısından ise PKK'nın hareket alanının daraltılması için bir fırsat anlamına gelmektedir. Ve iki güç arasında kesişen bir çıkar rotasına işaret etmektedir.
Güç ve alan kontrolü açısından belli limitler geçilmediği, Türkiye Suriye'de kalıcı olma sinyalleri vermediği sürece, PYD ve IŞİD'in gücünün kırılması başta Esat olmak üzerine, Esat'lı bir Suriye barışını savunan Rusya ve (20 yıl sonra Kürt gruplarla yeniden çatışmaya başlayan) İran'ın çıkarlarına da uygun görünüyor.
Bu dengeler, şüphe yok ki, değişken ve hassastır. Ancak şu an için geçerlidir.
Kürt meselesindeki çatışma denklemine ve ana siyasi rotalara gelince...
Kuzey Suriye, İŞİD'in ortaya çıkmasıyla, özellikle Kobane'yi kuşatmasından itibaren Kandil için temel bir veri oluşturdu. Kuzey Suriye'de, sınır hattı boyunca uzanacak özerk KCK bölgesi ve bu bölgenin Kürt nüfusa dayalı standardizasyonu hedefi, Kandil açısından Kürt meselesinin siyasi merkezinin Rojava'ya kaymasıyla eşanlamlı oldu. Türkiye'nin güneydoğusunu da kapsayan bir egemenlik alanı tahayyülü, nihai çözümün bu tahayyülle harmanlanması, PKK'nın Türkiye'deki siyasi süreçten neden ve nasıl adım adım koptuğunu ve (özerklik ilanları, şehir çatışmaları dahil) yeniden savaş pozisyonuna geçtiğini anlatan temel öyküdür. Uygun bir konjonktür, Türkiye'nin stratejik hataları, çözüm sürecinin ağır yol alması yanında, uluslararası imkanları ve desteği arkasına alan Kürt hareketi tüm enerjisini bu pozisyonunu koruma ve bunu Türkiye taşıma arayışına hasretti..
PKK için bir umut olan bu gelişmeler Türkiye için bir endişe kaynağı oluşturdu. Devletin bekası açısından yakın varoluşsal bir tehdit olarak algılandı. Misak-ı Milli'den bu yana askerden sivile, sağdan sola Türk siyasal sisteminin bölünme endişesini bu denli tahrik eden az gelişme yaşanmıştır. Nitekim çözüm sürecinden geri dönüş, asker-sivil yakınlaşması, CHP-AKP-MHP'nin oluşturduğu “iktidar bloğu”, bu blok marifetiyle HDP'nin sistematik dışlanması, siyasi ve demokratik alanın daraltılması, bunun sıradanlaşması bu algının tezahürleridir.
Kürt meselesi 2014'ten itibaren bu hat üzerinde seyrediyor. Çatışma örgüt için “rasyonel stratejik bir araç”, devlet için ise “güç kırma ve alan daraltma gereği ve cihazı” olarak tanımlanıyor.
Suriye'deki sınır ötesi operasyonu, işte bu büyük çatışmanın bir devamı...
Bu evrenin kapanması zaman alacaktır.
Ankara, yolun başında olduğunu düşünüyor. Ele geçen yerlerdeki nüfus yapısının çoğulcu bir şekilde tekrar kurulmasını, buraya siyasi açıdan ÖSO'nun hakim olmasını, Kürt alanının daraltılmasını ve Kürt bölgeleri arasındaki bağların koparılmasını hedefliyor. Kürt hareketi buna direnmeye çalışacaktır.
Bu çerçevede çatışma açısından dengeler değişiyor.
Ancak ana sorunda, siyasette, kitabın bir sayfasından diğerine geçmiş değiliz.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025