Aydın Selcen
Dış politikayı anlamlandırmaya çalışıyoruz. Kimimiz bu konuda onyıllardır yazmış gazeteci, kimimiz onyıllardır bu konuda ders vermiş hoca, kimimiz onyıllar boyu hariciyede görev yapmış eski memur, kimimiz dil bilgisiyle ve özel merakıyla sahayı ve bu konuda ilgili ülkelerin dillerinde de, uluslararası düzeyde de yapılan yayınları izleyen uzman, bazılarımız da silâh teknolojileri, gemi-uçak trafiği, tarihin belirli bir dönemi, uluslararası hukuk gibi pencerelere hâkim analist. Ayrı düşünebiliriz, yeri geldiğinde birbirimizle kendi aramızda oldukça sert ve doğrudan bir üslupla tartışabiliriz de doğal olarak ama sözünü ettiğim -esasen dar- topluluk, ahlâkı mücessem ve entelektüel dürüstlüğü sorgulanamaz, zihnen özgür, anayasal yurttaşlık haklarını savunmak isteyen bireylerden oluşuyor. Her birimizin dış politikada her konuyu, her alanı, her ayrıntıyı derinlemesine bilme, izleme olanağı da yok.
Durum böyle ancak siyasetin giderek ve baş döndürücü, sersemletici bir ivmeyle artan biçimde içinin boşaldığı, keyfileştiği, anlamsızlaştığı, mantıksızlaştığı, anti-hukukun “norm” olduğu, her konuda tek şefin ağzına bakıldığı verili ortamda, yaptığımız işten, ne denli iyi niyet sözkonusu olursa olsun, hayır gelmesine pek olanak yok. Geçen yazımda belirtiğim üzere sanki her şey gerçekten “normalmiş” de tek dış politika kusur, ayrıksı kalmış gibi düşünerek, “ceteris paribus” bir yaklaşımla konuşmak şu mahut “oyuna gelmenin” ta kendisi. Hani iki dünya savaşı arası dönemde, Almanya’nın bugüne dek tek Yahudi Dışişleri Bakanı Rathenau’nun 1922 Haziran ayında öldürülmesiyle*, daha 1933’e on yıl kala sonun başladığı, aklıselimin son kalan sesinin susturulduğu anlatılır. Bizde bir Rathenau olmadığı, çıkmadığı gibi, o muhayyel “Rathenau suikastı anı” çoktan geçilmişe, geride bırakılmışa benzer.
Oruç Reis yeniden denize açıldı. Sinop’ta S-400 ateşlendi. Azerbaycan’a Suriye’den cihatçı transferi Rus Kommersant gazetesinde ayrıntılarıyla haberleştirildi. KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerine bodoslamadan müdahil olundu. (Kars kapatılırken) Maraş açıldı. Suriye’de yeni askeri harekâtların kapıda olduğu duyuruldu. Çavuşoğlu, ortak basın toplantısında konuk İsveç Dışişleri Bakanı’na “ifade özgürlüğü dersi” verdi. Şu belki en fazla bir haftaya sığan güncel gelişmelere ve ötesine bakıp, derli-toplu, bütüncül, amaç-tanım-kapsamı belirli, çok boyutlu, olanaklarıyla hedefleri uyumlu, dahası hedefleri belli bir dış politikadan söz edilebilir, dönüp siz değerli okurlara bunun (eleştirel de olsa) akılcı bir çözümlemesi yapılabilir mi? Tüm bu adımlar, artık alışılageldik ipe sapa gelmez atar-giderler, içeride olan bitenden kopuk şekilde kendi kendine uzay boşluğunda asılı duruyormuş gibi değerlendirilebilir mi?
Örnekse, tarihin belki en güçlü, renkli ve hatta sempatik ulusal futbol takımı kadrosuyla Şenol Güneş kötü bir başlangıç yaptı. Hepimiz gibi ben de “futbol uzmanıyım” –oturduğum yerden tabii. Yine oturduğum yerden, Ali Topuz amirim de cevaz verse, Şenol Hoca’yı yerden yere çalan bir analiz yazıp, bu sütunlardan sizlerle paylaşabilirim. Buna karşılık, yeri gelir de Şenol Hoca’yla yüz yüze oturup konuşsak, o da sabır ve büyüklük gösterip söyleyeceklerimi dinlese, dönüp bana “ulan Aydın ömrüm futbol sahalarında üst düzey oyuncu ve teknik direktör olarak geçti, şu söylediklerini, ben bilmiyor muyum Allah aşkına?” dese, herhalde edep gereği susup, önüme bakmam uygun olur. Dış politika konusu ise böyle değil. Aksine hepimizin susup, önüne bakması bizden istenen tutum. Hatta hazırola geçmemiz, çakmak bakışlar, çatık kaşlarla, göğüsler dışarıda, karınlar içeride tek sesten “saol!” diye gürlememiz bekleniyor.
Dış politikada seçeneklerin tüketilmemesi, kendini bir köşeye hapsedecek biçimde zemini boyamamak, uzgörülü, sağduyulu, soğukkanlı, telaşsız, suskun davranmak işin abecesi. Eğer gerçekten amaç ulusal çıkarları savunmaksa. Yok amaç, sürekli yeni tantanalar çıkarıp, adı konmamış seferberliği ve olağanüstü hali daimi kılmak, dış politikanın ekmeğini içeride yemekse, işte “sözün bittiği yer” orası. Ne yapalım, laf ebeliğine, laf yarıştırmaya mı girişelim Altungiller, Kalıngillerle? Bahçeli gibi çıkıp tekerlemeler mi sıralayalım peş peşe, “o sazlıklar boy boy…” bilmem ne diye? Berberoğlu konusunda AYM kararını takmayan mahkeme meselesinde Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi “bekleyeceğiz” mi diyelim? Trump seçimi kazansın diye açıktan dua eden hümayun mabeyninin yanına dizilip, “amin” deyip, avuçlarımızı sakalımıza mı sürelim?
Ekonomide sonu gelmeyen bir “öne kaçış” benzetmesi yapılıyor sürekli. Dış politikada da benzer durum geçerli –diyorum ben. Aradaki fark şu ki, her iktidar kendi devletini ekonomik olarak batırmakta sonuçta özgür. Ancak, dış politikada sürekli çatışma, sürtüşme aramak, kendi batarken bölgesini ve üyesi olduğu uluslararası ittifakları da birlikte batırmak diye bir seçenek yok kitapta. Ha “var kardeşim, o kitabı da biz yazıyoruz, bekleme yapma” diyorsanız, “eyvallah baba” derim. Ben derim de, “ona öyle demezler, peynir ekmek yemezler” müsaadenizle. Ha ben sürekli “-mış gibi yapıyorum, el artırıyorum, bak nasıl masaya geliyor muhataplar” diyorsanız, bal yapmayan arı misali, burnu yerde yerli ve milli topçunun çalım çalım derken, gidip taca çıkmasını anımsarım. Başta CHP, muhalefete de döner “aman siz bari dolduruşa gelmeyin, ittifaklardan, AB üyeliği perspektifini gündemde canlı tutmaktan, diplomasiden ayrılmayın” derim.
Yanıtını beyhude arayıp bir türlü bulamadığımız bu, yüzü yüzyıllardır Batı’ya dönük, hatta düpedüz Batı’nın organik bir uzantısı olan, Akdeniz havzasına uzanmış yarımadamızı Batı’nın güvenlik mimarisinden koparmaya, “muasır medeniyet seviyesi” de denilebilecek değerlerden ayırmaya yönelik milliyetçi-mukaddesatçı-ulusalcı iktidar odağı koalisyonun “öne kaçış” politikalarının sonu, ne zaman, nasıl, hangi koşullarda gelecek? Büyük bir ateş topu ve mantar biçimli duman halinde mi, ekonomik batış nihayete erdiğinde “harç bitti, yapı paydos” diyerek mi, Napolyon Bonapart’ın trajedisi değil, Louis Bonapart’ın farsı olarak mı? Ayrıca diğer, “şimdi sen bu işleri bırak da” istihzasına her daim mazhar soru da, “ademimerkeziyetçi idare reformu, Batı standartlarında laiklik, ifade özgürlüğü, tam bağımsız yargı, modernleşme odaklı çağdaş eğitim, toplumsal dönüşüm” vb. temel öncelikler menüde tutulmadan, tek başına dış politikada değişim beklemek, ne denli gerçekçi?
Sürekli “ders almam, ders veririm” safsatası “dik duruş” kisvesiyle ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülüyor. Parametre tanımam, kriter denince mandacılık anlarım, kendi kriterimi kendim yazarım, zincirlerimizi kırıyoruz, bendimizi çiğneyip taşıyor, muhasarayı yarıyoruz teranelerini dinlemekten aptal olduk. Her gün aklımızla alay edilmesini, insanlık onurumuzun ayaklar altına alınmasını güzide muhalefet, Ahmet Murat Aytaç’ın veciz tespitiyle bilhassa müphem bırakılmış bir “stratejik suskunluk” adı altında sineye çekiyor. Bunun karşısında ise Erdoğan’ın çok daha anlaşılır “taraf olmayan, bertaraf olur” duruşu var. Muhalefet normlardan yana durmazsa, “anti-emperyalizm” gerekçesiyle parametre, kriter tanımamayı marifet sayarsa bu gayya kuyusunda geçireceğimiz zaman uzar, mevcut dış politika da görülebilir gelecekte sürer gider.
*Kişisel olarak ilginç bulduğum, büyükbabamın babası Cemal Azmi Bey aynı yıl Nisan ayında öldürülürken, ondan hemen iki ay sonra yine başkent Berlin’de, değil sürgünde bir Osmanlı valisinin, devletin kendi dışişleri bakanının suikasta kurban gitmesinin ne denli bir “vahşi Batı” durumuna girildiğini göstermesi. Deyim yerindeyse Bahaettin Şakir-Cemal Azmi ikiz suikastı o dönem Almanya’sı için “leblebi-çekirdek” sayılmış, şöyle bir göz atılıp geçilmiş bir vakayı adiye olmalı.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024