Fehim TAŞTEKİN
Afganistan’daki ‘karanlık çağ’ büyük ölçüde Amerikan müdahalelerinin eseri. Her biri birbirinden beter savaş ağaları nam-ı diğer ‘mücahitler’ 1979’dan itibaren komünist rejime karşı CIA’in vekilleriydi. 2001’deki işgalle devirip bugüne kadar savaşa geldikleri Taliban da mücahitler arasındaki iç savaşa bir yanıttı. 11 Eylül’ün yaşattığı şokla Türkiye’nin de dahil olduğu uluslararası koalisyonu arkasına alarak bu ülkeyi işgal eden ABD şimdi çekiliyor. Tabii devirdiği Taliban’a iktidar yolunu açacak bir anlaşmayla.
29 Şubat 2020'de Doha’da varılan anlaşma çerçevesinde 1 Mayıs 2021’e kadar çekilmesi gereken güçlerin yarısı hâlâ Afganistan’da. Başkan Joe Biden işe simgesellik katarak çekilmeyi 11 Eylül saldırılarının yıldönümünde tamamlayacaklarını duyurdu.
Bundan sonra enkaza bir bekçi lazım. Gerektiğinde müdahaleleri sürdürebilmek için sahada bir lejyon. Taşeron mu demeli? Böyle dersek misyonun kalibresine zeval gelir mi? Bence sakıncası yok.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden’la uyumsuz ve aleyhteki ilişkiyi al-ver dengesine çekebilmek için Afganistan’da Amerikan ihtiyacını da satın alıyor. “NATO’da sizin için cengâver bir güç olurum” minvalinde bir yaklaşım. Ukrayna, Polonya ve Gürcistan hattında Rus karşıtı ata oynadıktan sonra Afganistan misyonuyla ayartıcı teklifini tamamlıyor.
Biden iş başı yapınca, BM uhdesinde uluslararası bir toplantı, Türkiye’nin ev sahipliğinde Afganlar arası bir toplantı ve 90 günlük çatışmasızlık önermişti. Ankara ev sahipliği teklifini Biden’la tokalaşmaya bir vesile sayıp havada kapmıştı. Ama ev sahipliği meselesi uzadı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, 14 Haziran’daki Biden-Erdoğan buluşmasının çerçevesi için 24 Mayıs’ta Ankara’daydı. Görüşmelerin ardından Türk Dışişleri “Türkiye-ABD ilişkilerinin stratejik niteliği teyit edilmiştir” derken Sherman verimli geçen görüşmede Afganistan’ın da ele alındığını vurgulamıştı.
Ardından Reuters, Türkiye’nin geçen ayki NATO toplantısında ABD’nin çekilmesinin ardından Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın işletilmesini ve korunmasını teklif ettiğini yazdı. Amerikalı yetkililer bunun için Ankara’nın talepleri olduğunu not etti. Amerikalılar için bulunmaz bir teklif ama talepler karşılanabilir mi?
Savunma Bakanı Hulusi Akar “Şartlara bağlı olarak Afganistan'da kalma niyetimiz var” derken şartları “Siyasi, mali ve lojistik destek” olarak sıraladı. Bu desteği Türkiye’nin gücünü aşan operasyonun gereksinimlerinin ötesinde Erdoğan’ı içeride ve dışarıda kurtaracak teminatlar olarak görmek gerekiyor. Pentagon Sözcüsü John Kirby de Türkiye ile görüşmelerin olduğunu teyit ederken havaalanındaki güvenliğin uluslararası diplomatik varlığı sürdürebilmeleri için önemli olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Biden yönetiminin sadece Libya ve Suriye’de değil Akdeniz'den Karadeniz'e ve Kafkasya'ya kadar birçok alanda Türkiye ile işbirliği yapmak arzusunda olduğunu gördüklerini söylüyor. Şişik egolarla yelkenler fora giderken açlık ve susuzluk içinde Amerikan işbirliğine vurgu yapan bir iktidar. Karşı taraf müttefikin müttefikliğini samimi bulmasa da tek taraflı aşk sürüyor.
Yakarış makamında “S-400’leri alarak ettik bir hata, paketinde dursun siz de üzerinde durmayın artık” der gibiler. Ve daha da önemlisi Erdoğan kendisine de uzanan Halkbank davasının hallini de araya sıkıştırmak istiyor. Bunun için taviz vermeye ya da fazladan ortaklık sergilemeye hazır. “Siz parayı verin Suriyeli mültecilere bariyer, Esad’a karşı tampon oluruz” demişlikleri de vardır geçmişte.
***
Türkiye halihazırda 500 askerle Amerikan güdümlü Afgan misyonuna eşlik ediyor. Erdoğan’ın Amerikan yönetimiyle ortaklık tecrübesi zaten Afganistan’la başlamıştı. O zamanlar Amerikan dış politika öncelikleriyle muhteşem çakışmayı övünme vesilesi yapıp duruyorlardı. Tabi hükümet üyelerine sorarsanız bütün bunlar Afgan halkıyla kardeşliğin bir emridir. Hatta anamuhalefet partisi de "vakti zamanında, Atatürk'ün de Afgan kızlarının laik Türkiye’de eğitilmesine isyan eden radikal İslamcılara karşı Kral Emanullah’a askeri destek teklif etmişliği vardır" diyerek misyona yol verebilir. Suriye’de verdikleri gibi!
Bu misyonun Türkiye’yi nasıl bir belaya bulaştıracağı konusunda da ihtimal senaryoları çıkarılmış mıdır diye soracağız ama sanırım beyhude. Öncelikle Erdoğan için Afganistan görevi güçlü bir Amerikan teminatı. İzni aranan makam Afgan sarayı değil Beyaz Saray. Taliban, Amerikan güçleri henüz tam çekilmeden hakimiyetini genişletmek için saldırılarını artırdı. Koalisyonun eğittiği hükümet güçlerini Kabil’den sürmek için de elinden geleni yapacaktır. Kapıda beliren bir iç savaş ve Taliban’ın büyük bir intikamla dönüşüdür. Taliban müzakerelerde sistem olarak ‘İslam Cumhuriyeti’ni yeterli bulmayıp ‘İslam Emirliği’ni dayatıyor.
Amerikan hesapları ise Taliban’ın artık daha makul olacağı öngörüsünde yatıyor. Taliban’ın esnek bir çizgiye kaymasının Afganistan’a vaat edilmiş özgürlüklerin garantilenmesiyle ilgisi yok. Taliban’dan uyumluluk beklenirken bu ülkede ayağına yer açan IŞİD saflarını kalabalıklaştırıyor. İş “IŞİD’e karşı Amerikan destekli Taliban” senaryosuna dönüşürse ona da şaşırmayız. Fakat 20 yıllık müdahalenin neticesinde Taliban yenilmedi. Geriletildiği yerden toparlanıyor. BM raporuna bakılırsa 34 vilayet merkezinin tamamı hükümetin kontrolünde ama ülke topraklarının genelindeki üstünlük Taliban’da. Taliban toprakların yüzde 50 ila 70’ini elinde tutuyor. 407 ilçeden 90’ı Taliban’ın, 60’ı hükümet güçlerinin elindeyken geri kalan ilçeler çekişmeli. Taliban mayısta 9 vilayette atağa geçti ve 10 ilçeyi ele geçirdi. Kabil’in idari sınırlarına yaklaştığı söyleniyor.
***
Belki Ankara, Taliban’ın düşmanlığını çekmeden yumuşak bir süreç öngörüyor, bilmiyoruz. Sürekli iki halkın dostluğu efsanesine yaslanıyorlar. Sonuçta Taliban, Türkiye’yi ABD ile aynı kefeye koymuyor. Ayrıca Taliban’ın ana müttefiki hatta kuruluşunun mimarı Pakistan’ın Türkiye ile dostluğunun yumuşatıcı etkisi var. Amerikan saflarındaki Türk askeri varlığının muharip olmaması da başka bir etken. Türkiye geçmişte Hizb-i İslami ve Cemiyet-i İslami gibi gruplara yakınlık göstermişti. Taliban’ın da 2011’den sonra İstanbul veya Ankara’da temsilcilik açmasına izin verilmesi gündeme gelmişti. Suriye’de daha keskin örgütlerle çalışmaktan kaçınmayan Erdoğan yönetimi pekâlâ Taliban’la da iyi geçinmenin yollarını bulabileceğine inanıyor olabilir.
Yine de Afgan iç savaşının sert olduğunu, çetin düşmanlıklar barındırdığını kabul etmek gerekiyor. İktidar savaşı Türkiye’nin kendisine güvenlik garantisi saydığı unsurları patlatabilir.
***
Türkiye’de özellikle iktidar çevreleri Afganların Kurtuluş Savaşı için gönderdiği paraları hatırlatmaya bayılıyor. 1921’den Soğuk Savaş’a kadar Türkiye’den Afganistan’da modern kurumların inşasına katılan öğretmen, doktor ve askerleri de hatırlatmak gerekir ama İslamcılar daha çok ilkiyle ilgileniyor. Paraların akıbetini de sorarak! Bir de Sadabat Paktı var arada. Evet, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde paralel yürüyen bir İran, Afganistan ve Türkiye vardı. Afganistan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni tanıyan ilk ülkeydi. Yine 1923’te SSCB’nin ardından Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ikinci devletti. Emanullah Han 1928’de Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan ilk yabancı devlet başkanıydı. O zaman, New York Times’ın ifadesiyle, “Emanullah Han, Ankara’nın pragmatik önderliğinde kendi bağnaz krallığını yepyeni bir geleceğe götürme kararlılığıyla Türkiye’den dönüyordu.” Türkiye, Emanullah'ın ilham kaynağıydı.
Amerikan çıkarlarının gölgesinde Afgan misyonu bu olumlu tarihe ne katar? Emanullah Han’ın ıslahatlarına savaş açanlar bugün sahnedeler. Üstelik bunlar birbirlerinin kanını dökseler de 30 yıldır Batılı güçlerle şu ya da bu şekilde ortaklar. Elbette Erdoğan “Afgan kardeşlerimizi yalnız bırakmadık” diyecektir. Lakin ABD’nin Afganistan’a müdahale ederken Taliban’ı devirmek dışında gözettiği jeo-stratejik hesapları çekilme kararıyla birlikte çöpe atmıyor. Bir tarafta Rusya diğer tarafta Çin’in önüne kesmek için ABD açısından tahkim edilmesi gereken Afganistan-Hindistan ekseni önemini koruyor. Çekilmeyi “ABD, Afganistan’ı Türkiye’ye bırakıyor” diye okumak da körlük olur. ABD 20 yıllık savaştan sonra doğalgaz, petrol ve maden rezervleriyle kıymete binen Asya’daki jeo-stratejik değişimi aylakça izlemeyecektir.
Afgan misyonunun altındaki bir başka motivasyonu da atlamayalım: Erdoğan yönetimi uluslararası ilişkilerde yerleşik normları tepelediğinden beri çatışma alanlarındaki fırsatlara yöneliyor. Suriye, Libya ve Karabağ savaşı da benzer hesaplar barındırıyor. Savaştan sonra inşaat! İslamcıların literatüründe buna ganimet diyorlardı değil mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025