Gülay GÖKTÜRK
Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar dönüşü gazetecilerle yaptığı sohbette, Türkiye için Fransa’daki partili cumhurbaşkanı sisteminin bir versiyonunun düşünülebileceğini; bu formülün de bugün yaşanan yapısal tıkanıklığın aşılmasını sağlayabileceğini; ayrıca muhalefetle partili cumhurbaşkanlığı üzerinde uzlaşma sağlamanın daha kolay olacağını umduğunu söyledi.
Ben bu açıklamayı, Ak Parti cenahında ibrenin başkanlıktan yarı-başkanlığa doğru dönmesi olarak okuyorum ki, aslında hiç de şaşırtıcı değil... Aritmetik ortada: CHP ve MHP başkanlık sistemine zinhar destek vermeyeceklerini en net biçimde koydular ortaya. HDP esnek bir ifade kullanarak özerk bölge karşılığında başkanlık sisteminin pazarlığına açık olduğu mesajı vermeye çalıştı. Ama apaçık ortada ki, bugününün siyasi koşullarında bu mesajın hiçbir kıymeti yok. Ne Ak Parti, ne de herhangi bir başka parti Türkiye’nin ortasında silah zoruyla bir “kurtarılmış bölge” oluşturmaya çalışan bir siyasi çizgiyle ittifaka kalkışacak kadar delirmiş olamaz. Böylesine önemli bir sistem değişikliğini, diğer partilerden devşirilecek üçer-beşer oyla Meclis’ten geçirmenin sakatlığı da besbelli olduğuna göre, 330’un bulunmasının imkansızlığı kendiliğinden çıkıyor ortaya.
Kaldı ki, Başkanlık Sistemi 330 oyla referanduma götürülse bile, referandumdan yüzde 50’nin üstünde bir sonuç çıkmasına kesin gözüyle bakılamayacağı da bir başka gerçek.
Benim edindiğim izlenime göre, bütün bu hesapları yapan Erdoğan ve Ak Parti, ( başkanlık sistemini çıkartmakta israr ederek bütün anayasa değişikliklerini tıkamış olmanın yaratacağı antipatiyi de hesaba katarak) başkanlık sistemini zorlamak yerine, yarı-başkanlık sistemi üzerinde uzlaşma aramanın daha gerçekçi olacağına karar vermişler.
Peki nedir bu sistem?
Başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin melezi diyebileceğimiz bu sistemde yürütme gücü halk tarafından seçilen devlet başkanı ile Meclis’ten güven oyu alan başbakan arasında paylaşılıyor. Fiili yürütmenin başı devlet başkanı oluyor. Bazı ülkelerdeki uygulamalarında parlamenter sisteme daha yakın, bazılarında da Başkanlık Sistemine daha yakın olduğu görülüyor.
Önümüzdeki günlerde çok daha geniş olarak tartışacağız ama şimdilik kabaca, yarı başkanlık sisteminin bugün bizim yaşadığımız “de facto” durumun yasal çerçeveye kavuşmuş hali olduğunu söyleyebiliriz.
Gelelim muhalefetin yarı başkanlık sisteminde uzlaşıp uzlaşmayacağına...
CHP’den bu konudaki en son açıklama 10 Kasım’da Haluk Koç’tan geldi. Koç, “üstü kapalı ya da açık, dolaylı, dolaysız, imalı, imasız, başkanlık ya da yarı başkanlık gibi bir sürecin anayasa tartışmaları içinde yer almaması düşüncesinde olduklarını” söyledi söylemesine ama, yine de yarı-başkanlık önerisinin CHP’yi epeyce zorlayacağını ve reddetmenin Başkanlık Sistemi’ni reddetmek kadar kolay olmayacağını öngörebiliriz.
Zira, herkesin kabul ettiği gibi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmeye başlamasıyla ortaya çıkan tablo uzun vadede sürdürülmesi mümkün olmayan bir tablo... Bu tabloyu cumhurbaşkanının yine Meclis tarafından seçilmesine dönerek “düzeltmek” de mümkün değil. Çünkü seçmen açısından cumhurbaşkanını seçmek artık kazanılmış bir hak haline geldi ve demokrasilerde kazanılmış hakların geri alınmasının – konu ne olursa olsun- neredeyse imkansız olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla, eğer siyasetin görevi sorun çözmekse, halk parlamentodan bu sorunu kilitlemesini değil, çözmesini bekler. Yarı-başkanlık sistemi bu noktada, reel durumu köklü rejim değişikliği ile ciddi sarsıntılar yaratmadan, “kitaba uygun” hale getirmenin bir yolu olarak gündeme geldiğinde, muhalefet bu yolu da kilitlerse ve başkaca hiçbir çıkış yolu da önermezse, kendi tabanı dahil geniş toplum kesimlerinin tepkisini çeker.
İşte bu yüzden, özellikle CHP’nin “Hayır’cı siyaset” geleneğinden kurtulmaya çalıştığı bir dönemde, yarı-başkanlık sistemini kısa bir “hayır”la kestirip atması epey zor görünüyor.
Bakalım gelişmeler ne gösterecek...
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015